Figen Çalıkuşu
Acıklı olan ne, biliyor musunuz, bir cennette yaşayabilecekken bir cehennemde yaşıyor olmamız.
Eğer amaç, “devleti ele geçirmek” yerine “devleti yönetmek” olsaydı bugün çok farklı bir Türkiye’nin vatandaşları olacaktık.
Ak Parti’nin 2002 yılı parti programının giriş cümlesine bir bakın;
“Türkiye sancılı bir zaman diliminde büyük bir değişim arzusu yaşıyor. Siyaset, ekonomi ve toplumsal yaşamdaki ciddi problemler vatandaşlarımızın gündelik hayatını ve geleceğini olumsuz yönde etkiliyor.”
19 yıl sonra bu gün Türkiye çok daha sancılı bir zaman diliminde ve gariptir ki gene değişim arzusu ile kıvranıyor.
Ak Parti iktidarını da değiştirdiği hükümet sistemini de bu halk kararlı bir şekilde değiştirmek istiyor.
Neden mi?
Ak Parti 2002 yılı Parti programından devam edelim;
“Kavramların içinin boşaltıldığı, değerlerin eskitildiği, sözün anlamını yitirdiği bu dönemde Türkiye yeni ve taze bir anlayışa; kararlı, önünü ve geleceğini görebilen bir harekete, onurlu bir mücadeleye, ayakları yere basan, yerli ancak çağdaş bilgilerle donanmış kadrolara, ufuk açıcı, gerçekçi program ve projelere şiddetle ihtiyaç duymaktadır.
Bütün bunları ekonomik kalkınma hamlesini başlatacak, gelir dağılımındaki bozuklukları düzeltecek, yoksulluğu ortadan kaldıracak, küskünlükleri giderecek; birleştirici, kucaklayıcı, toplumsal barışı temin edici, kurumlarla yurttaşlar arasında güven sağlayıcı, yeni ve dinamik bir siyasi irade gerçekleştirebilir.”
Türkiye’nin bugünkü hali çok daha fazlası ile tam da budur. Bilinen ama çözümlenmeyen sorunlarla sürekli olarak boğuşuyoruz.
Ak Parti iktidarının, 19 yılı nasıl da siyasi bir oyun ile heba ettiğini, en güzel 2002 yılındaki parti programı anlatıyor.
19 yıl heba edildi derken, “iktidar mensupları ve çevresi hariç” demek gerekir gerçi.
19 yıl, onlara koskoca bir saltanat inşasına imkân tanıdı zira. Saltanatın sadık kulları oldular ve iktidardan paylarını aldılar.
Onların yolsuzluklarına göz yumuldu.
Ahlaki değerler çürüdü, yok oldu.
Sedat Peker’in önümüze delilleri ile serdiği uyuşturucu baronlarından, “pambıkörenin” çiftçinin köylünün bankasından alıp ödemediği milyar dolarlar ile konduğu servetine.
Saltanatın ihale şampiyonu Rönesans Holding’in vergi cennetine, vergisini ödemeden uçurduğu 210,7 milyon dolarından,
2.2 milyar dolarlık servetin sahibi olup defalarca vergi borcu sıfırlanan ve bu servetini vergi cennetlerinde değerlendiren Cengiz Holding’e…
Her ay 10 bin dolar ödenen ama hala korunan Ak Partili siyasetçiden, Ankara’da duygusal işlere aracılık etmek için 10 milyon Euro hizmet bedeli isteyen güya gazeteciye.
Diğer yandan...
Yandaşlar zenginleşirken 2002-2019 yılları arasında geçim sıkıntısı nedeniyle intihar eden 5 bin 806 kişiden, 16 milyon aç, 50 milyon da yoksul olmak üzere aç ve yoksul toplam 66 milyon insana kadar uzanan bir facia yaşıyor bu ülke.
Ama iktidar tarafının gözlüğünden baktığınızda halk gayet memnun, fiyatlar uygun, enflasyon faizin yüksek olmasından, düşürdükçe enflasyon da düşecek. Market fiyatlarının enflasyon ile bir ilgisi yok, gerekli denetim ile fiyatlar düşecek, yeni marketler açılacak.
Herkes özgür, Kürt sorunu yok, çoktan çözüldü, devlet kurumları bağımsız, faizi indir dendiğinde hemen inmiyor, Merkez Bankası Başkanı değiştirilmek zorunda kalınıyor örneğin.
Yargıya ise hiç dokunmayın kırk bir kere maşallah... Anayasa yok sayılıyor, HSK yok sayanı ödüllendiriyor.
Milyarlarca dolar iş çeviren Sezgin Baran Korkmaz’ı serbest bırakanlar Bakan Yardımcısı, Anayasa Mahkemesi üyesi oluyor.
Neden bu kadar yanlışı bir arada yaşıyoruz?
Öyle bir devlet sistemi kurulmuş ki Ankara’yı her koşulda halkına karşı korumak için biçimlendirilmiş bir sistem...
Kendi insanına aldırmayan, halkını umursamayan bir sistem. Bu anlayış hiç değişmedi.
Bugün de durum aynen devam ediyor.
O anlayış nihayet sonlanacak gibi.
Bir aldırmazlıklar tarihinin sonuna geliyoruz.
19 yılın sonunda, toplum sancılı bir zaman diliminde büyük bir değişim arzusu yaşıyor, siyaset de bu arzuya göre şekillenmeyi öğreniyor.
Nihayet muhalefet partileri “demokrasi ve hukuk devleti” inşası yolunda ilerlemeye başladılar...
Kemal Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi “geliyor gelmekte olan.”
Bu sefer, gelecek olanlar umuyoruz bilinen sorunları artık çözecekler...
Çünkü çözmemenin nasıl bir felaket olduğunu hepimiz çok acılar çekerek öğrendik.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2025
23.05.2025
18.05.2025
10.05.2025
2.05.2025
25.04.2025
19.04.2025
13.04.2025
4.04.2025
28.03.2025