Firuz TÜRKER
Yaşadığımız günlerde Müslümanlık zorlu bir sınavdan geçiyor. Bu ‘terörle’ yapılan bir sınavdır. Aynı eksen etrafında aydınlar ve demokratlar da bir sınavdan geçiyor. O da İslam’la yapılan bir sınavdır.
Olguları doğru anlayabilmek için geçmişe bakmakta yarar vardır. Nereye gidildiğinin ip uçları, nereden gelindiğinde yatmaktadır çünkü.
Toplumların, dinlerin, ulusların savaşçı ya da şiddet yanlısı olduğu dönemlerle, barışçıl ve hoşgörülü olduğu dönemler arsında önemli farklar vardır. İslam dünyasının ilk çıkışındaki anlayışı ile Moğol istilası ve haçlı seferleri sırasındaki anlayışı aynı değildir. Keza; Abbasiler ve Selçuklular zamanındaki anlayışı da farklıdır. Hıristiyan dünyası için de benzer şeyler söz konusudur. Yine haçlı seferlerindeki anlayış, Hernan Cortes’in Aztekleri, Mayaları ve Avrupalıların Kuzey Amerika yerlilerini ‘dindarlaştırırken’ sahip olunan anlayışlar ile günümüz dünyasındaki Hıristiyan anlayışları arasında önemli farklar vardır. Bu farkları tartmayı okuyucuya bırakarak günümüze geleceğim. Şu kadarını yazayım; içinde yaşanılan şartlar şiddet ya da barışçıl eğilimleri besliyor.
İslam dünyasının yoksul ve geri kalmış ülkelerden oluştuğu bir gerçektir. Batı dünyası ise zenginliğin ve gelişmişliğin sembolüdür. Batının zenginliğinin altında, içinde İslam ülkelerinin de yer aldığı dünyanın geniş bir kesiminin kaynaklarının batıya akıtılmış olması yatar. Bunun doğru-yanlış, haklı-haksız, iyi-kötü olduğu etik tartışmasına girmeyi doğru bulmuyorum. Geçmiş bu şekilde yaşandı ve günümüzün en gelişmiş olan batı uygarlığı bu şekilde yükseldi. Sadece Müslüman dünyasından değil; Asya, Afrika ve Latin Amerika’nın yoksul ülkelerinden, ölümü dahi göze alarak bu uygarlığa kapağı atmaya çalışan insan sayısının milyonlarla ifade ediliyor olması bundandır.
Tabi batı dünyasının yerleşikleri bu göçmen güruhuna hoş gözle bakmıyorlar. Hatta, önce gelenler sonradan gelmeye çalışanlara bile. İşte bu durum retçi ve nefretçi bir ortam oluşturuyor. Bu ortamda geçmişte insanlığın mahvına yol açmış düşüncelerin kendilerine uygunluk bulması kaçınılmaz.
Bu düşünceler batının yerleşiklerinde ırkçı, göçmenlerinde intikamcı tutumlara çanak tutuyor. İşte dünyanın üstesinden gelmek zorunda olduğu durum budur. İnsanlık her iki düşünceye karşı durmak zorunda. Yoksa çok büyük sorunlar yaşayacak.
İslam adına yapıldığı söylenen terör eylemlerinin İslam çıkışlı olduğu gerçeği yansıtmıyor. Hiçbir İslam ülkesi yönetimi bunların yanında değildir. El Kaide ve IŞİD gibi örgütlenmelerin nasıl oluştuğu yönünde ve bunda batı dünyasının da katkıları olduğu şeklinde kuşkular vardır. Her terörist eylemden sonra batı ülkelerinin kentlerinde yaşayan Müslümanlar derin endişelere kapılmaktadırlar. Nasıl kapılmasınlar, ırkçı bakışlar hemen üzerlerine çevrilmekte, kendilerini açık tehdit altında hissetmektedirler.
Müslüman yönetimlere düşen, bu terör saldırılarını çok açık ve net bir şekilde reddetmek, kendi ülkelerinde bu tür örgütlenmelere izin vermemektir. Bu tür eylemlerin ‘intikamcı’ görünüm altında Müslüman kitlelere yönelik düşmanlığı körüklediği apaçıktır.
Buradan hareketle İslam dininin şiddeti çağrıştıran bir din olduğu sonucuna varmak ve bunu öne sürmek de doğru değildir. İslam dinini bu şekilde nitelemek, İslam karşıtlığını beslemekten başka yarar sağlamaz., İslam da her din kadar hoşgörülü, barışçıl ve her din kadar şiddete eğilimlidir. Geçilmesi gereken sınav, bu iki konudadır. ABD deki siyah isyanların ve polise yönelik ‘terör’ün altında yatan da benzer nedenler değil midir?
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları






























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.08.2018
11.08.2018
13.06.2018
3.02.2018
2.02.2018
12.05.2018
20.04.2018
14.04.2018
19.03.2018
9.02.2018