'Bu kavga hürriyet kavgasıdır' diyordu Nazım Hikmet. Döne dolaşa geldiğimiz nokta illa da burası oluyor. Bu gün geldiğimiz nokta yine o; 'hürriyet kavgası'

Trump tüvitini attı; Türkiye'ye açık savaş ilan etti. Alüminyum ve çelik ithalatına olan gümrük vergisini iki katına çıkardığını ilan etti ve Türk Lirasını kötüledi. Böylece gün içinde dolar hızlı bir sıçrama yaptı ve daha sonra zigzaglar çizerek gün sonunda yaklaşık 6,5 TL seviyesinde tutundu. Daha da artma ihtimali yüksek. Böylece uzun ince bir yola girdik. Her şeyin açıktan olması daha iyi. Stratejik müttefik, en iyi anlaştığım lider, yalanlarının arkasına saklanma devri bitmiştir. Açık yaraya kurt düşmez. Amerika aşımıza ekmeğimize açıktan el attı.

Neden hürriyet kavgası noktasına geliyoruz; çünkü ülkemiz yarı sömürge bir ülke idi. Bu deli gömleğini söküp atmaya kalktığımızda başımıza türlü bela geliyor. Bu açık Amerikan saldırısını savuşturmanın birinci şartı iç birliğimizi ve bütünselliğimizi sağlamlaştırmak. İşte safları sıklaştırmanın anlamı bu. Ama bazıları bundan, 'bu iktidarın suçu' yalanına inanan 'saf'ları sıklaştırmayı anlıyor. Bunlara veriyorlar coşkuyu. Amerika'nın değil, onun hışmına uğramış yerli ve milli iktidarın, dolayısıyla da milletin karşısına dikiyorlar. En başta FETÖ cüler yapıyor bunu; onlar zaten 'their boys'. Bir de bu hengameden kendilerine bir ikbal kapısı, siyasi kazanç umanlar yapıyor. Onlar da 'fridens of their boys'. Bu ülkeye çalışmıyorlar. Kendilerine çalıştıkları sanısıyla Amerika'ya çalışıyorlar. Eh artık saflar da saf olarak kalmasınlar. Hangi saflarda yer almaları gerektiğine gözlerini açsınlar artık.

Savaş çetin, yol uzun. bunu her bünye kaldırmaz. Dayanamayıp gün ortasında orucu bozacak olanlar da ya niyetlerinde kararlı olsunlar, ya da hiç niyet etmeyip safların safında yer ayırtsınlar kendilerine. 15 Temmuzu alt etmiş bu millet bu ekonomik saldırıyı da alt eder. Dolar dediğin ne ki. On sene daha hüküm sürüp, ikinci üçüncü, belki dördüncü beşinci sınıf para seviyesine gerileyecek. Dişini sıkan şimdi sıkıntı çekecek ama ilerde başı dik gezecek. Tırsanlar da dolarla beraber alt sıralara gerileyecek.

Kimileri halkın korku ve endişelerini kullanıp teslimiyetçiliği öneriyorlar. Zaten onlar yılardır hep korku salarak ayakta kalabildi. Onların peşinden gidenler o salınan korkulardan korkanlar. Milletine güvenmeyenler, mücadele etmeyi, savaşmayı gözü yemeyenler. 'Aman Amerika, canım Amerika deyip' işi bitirelim, bu husumeti dindirelim, Amerika bize himmet eyler' diye düşünenler. Bunu düşünenler bu husumeti Amerika'nın değil, Türkiye'nin yaratmış olduğunu zannedenler. Amerika 'höt' dedi diye elini ayağını indirenler. Kurtuluş savaşı sırasında Amerikan mandacılığı isteyenlerin torunları.

Siz boş verin onları; onların artık esamesi okunmaz. Çok azınlıkta kalırlar. Bu iş iktidardan yana olmak, muhalif olmak meselesi olmaktan çoktan çıktı. Ya ekonomik egemenlik ve büyükler arasında eşit devlet statüsü ya da 'Amerikan's boys'. Gözünü açanlara sesleniyorum ben, safları sıklaştırın diye. Onların ambargosu, yaptırımı varsa bizim de iman dolu göğsümüz gibi serhaddimiz var. Kaç kere yaptık gene yaparız.