Güldalı COŞKUN
SON bir aydır yollardayım. Marmara, Ege, Akdeniz’in bir kesimi ve İç Anadolu.
Yol, köprü, tünel deyince bir kesimin burun kıvırdığı, küçümseyip, önemsizleştirdiği ama ne hikmetse, “ne var bunda, tabii yapacaklar” dedikleri hizmetleri, neden gönül verdikleri partilerinin yapmadığını düşünmezler.
Düşünmek istemezler; çünkü aslında düşünmek bir perdeyi aralamak gibiyse, korkarlar içeri sızan ışıktan. Camiana meydan okuyacaksın, en yakınlarınla takışacaksın, arkadaşların dışlayacak ve yalnızlaşacaksın.
Üstelik kim için; yobaz dincilerin(!) safında yer almak için... AK Parti’ye oy verenlerin bile zaman zaman bunu ifade etmekten korkmasını hesaba katarsak, zor bir durum doğrusu.
Öyleyse; ne diyorduk; “Ne var yol yapmakta!”
Oysa; yol medeniyettir.
Yol , kavuşmaktır.
Yol, zaman ve emek tasarrufudur.
Yol, enerji-yakıt tasarrufudur.
Yol, sağlık, eğitim, ticaret konularında en önemli alt yapıdır.
Yol, iletişimdir, kültür alışverişidir.
Müzmin muhalifler için de tüm bunlar geçerlidir ve sonuna kadar da yararlanırlar. Ancak yine de ağızlarından tek bir olumlu cümle duyamazsınız.
Marmaray’ı ilk kullandığımda, o kısa sürede bile, elleri koca poşetlerle dolu adamın, İstanbul dışından gelen misafirine, “gördüğün gibi her yeri delik deşik ettiler” demesi ve benim de onaylamamı bekler ifadeyle yüzüme bakması karşısında dayanamamıştım.
“Evet, haklısınız delik deşik etmeden, Marmaray’ı gökyüzünden denizin dibine indirmek dururken mahvettiler her yeri!” deyince, bir an şaşırdı ve boş boş baktı.
“Ne kolaylık değil mi, altı dakikada karşıdasınız!” deyip ilk kez kullandığımı söylediğimde ise;“Hanımefendi, mecburlar, tabii yapacaklar iktidardalar ve tüm kaynaklar ellerinde!” deyiverdi…
“Keşke 20-30 yıl önce yapılsaydı, hayatımız kolaylaşırdı değil mi!?” sorumun cevabı da hoştu. Para yokmuş!
Ayrılık Çeşmesi’ne gelmiştik bile. Eğitimli-eğitimsiz, ortalama müzmin muhalif tavrı, bu ölçülerde ne yazık ki!
Türkiye, İklim çeşitliliği ve coğrafyasıyla gerçekten çok güzel. Zamanındakalkınma planları yapılırken ayrıca bölgesel-yerel ölçülerde de mikro planlara özel bir önem verilseymiş şimdi, daha başka düzeyde olabilirdik.
Uygulanan yanlış politikalar, tarım ve hayvancılığın ihmali, insanların iş ya da eğitim için yoğun göç hareketleri hem demografik yapıyı çok fazla değiştirmiş hem de başta İstanbul olmak üzere, büyük şehirlerde yaşamı zorlaştırmış.
Nüfus yoğunluğu büyük şehirlerde artarken, ıssız köyler, kasabalar ortaya çıkmış. Göç hareketlerinde özellikle Doğu bölgelerimizde terörün etkisi de çok fazla. Maalesef, yıllarca Doğu illerimize, bölge iş adamları dahi yatırım yapmaktan kaçınmış.
Son yıllarda, başta yollar olmak üzere, hastaneler, eğitim kurumları ve çeşitli hizmetlerin ülke çapında eşit bir şekilde dağılımı için çaba sarf edilmekte. Tarım ve hayvancılık için, devlet destekleri yanında, fabrikalar için arazi tahsisi ve vergi muafiyeti gibi yardımlarla da kalkınmanın tüm ülkeye yayılması teşvik ediliyor.
II. Dünya Savaş’ına katılmadık ama katılanların, savaş sonrası gösterdikleri dirayeti ve çalışkanlığı da gösteremediğimiz ortada. Çünkü, en büyük yanlışı, geçmiş birikimlerimizi yok sayarak kurduğumuz eğitim sistemiyle, sıfırdan bir ülke ve toplum oluşturmaya çalışarak yapmışız.
Biz, annesinden yeni doğmuş bir çocuk gibi hayata tutunmaya çalışırken, savaşta birbirine düşman olan Batı ülkeleri, ortak birikimlerini değerlendirme kararı alıyor ve kalkınma hamleleri başlatıyordu.
Daha kuruluşta kutuplaştırılmanın nüveleri atılan bir ülkede yaşıyoruz. Siyaseti de sadece bu soyutluklar üzerinden tanzim ederek, sadede gelmeyi başaramamışız.
Bunu değiştirmek isteyenlerin de daima yolu kesilmiş. Çünkü Türkiye, bir döneme damgasını vurmuş önemli bir medeniyetin, tasfiye edilmiş bir temsilcisi olarak, daima potansiyel bir tehlikedir.
Bu tehlikeyi bertaraf etmenin yolu, onun geçmişiyle bağlarını kopartıp, kimliksizleştirerek hep ergen bir toplum olarak kalmasını sağlamakmış ve başarmışlar.
Artık, eskiye nazaran sorunlarını dile getiren, çözmeye çalışan ve bazı şeylerin farkında olan bir toplumuz. En azından büyük çoğunluğu öyle diyelim.
Herkesin elini taşın altına koyarak, soyut kavramlar üzerinden siyaseti bırakıp kalkınmak için Almanya benzeri çalışmalar yapmalı, yapana da destek olmalıyız.
Her konuda, ayrı kalkınma politikaları oluşturulmalı, her bölgeye özel kalkınma planları hazırlamalıyız.
Yol güzergahında, binlerce dönüm boş arazileri görünce, neden buralara planlı yeni şehirler kurup, kalabalık şehirleri rahatlatmıyoruz diye düşündüm. Sıfırdan planlı yeni şehirler yaratarak, iş ve eğitim imkanlarıyla donatırsak, tersine göçü de başlatabiliriz…
Büyük şehirlerde sadece tüketmek için yaşarken, yeni bir şeyler üretmeye, icat etmeye hatta düşünmeye bile fırsat kalmıyor..
Düşünmek dedim de, bir kesim istemiyorsa yine düşünmesin ama düşünüp, değişime zorlayana da engel olmasınlar, başka ihsan istemez!
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.06.2018
3.02.2018
27.05.2018
21.05.2018
14.05.2018
29.04.2018
23.04.2018
15.04.2018
9.02.2018
2.02.2018