Hadi ULUENGİN
SALI öğlen İstiklâl Caddesi üzerinden eve dönüyorduk.
Neo-Nazi ulusalcılar Rumeli Pasajı’nın oralarda yine seyyar karargâh kurmuştu.
Sanki eşkıya yolu kesmiş, üç-beş kişilik bir güruh hem “TC ilelebet” diye pankartlar asıyordu, hem de avazı çıktığı kadar anırarak ahaliden imza dileniyordu.
Tabii yallah diye tersledim ama aklıma derhal Samuel Johnson’un, nam-ı diğer Doktor Johnson’un ünlü aforizması geldi:
“Alçakların sığınacağı en son yer vatanperverliktir!”
Konuya tekrar geleceğim fakat önce bir parantez açayım.
***
EGEMEN ideolojiyle köprüleri atalı haniyse yarım yüzyıl oluyor ama kendi hesabıma “Türkiye Cumhuriyeti” ibaresinden hiç rahatsızlık duymadım. Duymuyorum da!
Artı, Kürt milli hareketinin ve PKK’nın da duymaması gerektiğini düşünüyorum.
Gerçi doğru, sözkonusu PKK ceberut Devlet’in inkârcı politikalarını en baştan “TC” simgesiyle bütünleştirdi. Onu bir “öcü fetiş” sembolizmiyle donattı.
Nitekim de yine baştan beri kastî ve mecazî biçimde “Te-Ce” vurgulamasını yaptı.
Fakat şimdi olgunlaştığını ve reddettiği şeyler içinde en masumunun, en nötrünün, en “yenip yutulabilir”inin (!) bu alâmet-i farika olduğunu artık anladığını varsaymak istiyorum.
***
ÖYLE, çünkü yukarıdaki rumuz “Türk Cumhuriyeti” ifadesini değil “Türkiye Cumhuriyeti”deyimini kullanıyor.
İkisi arasındaki fark sonsuz önemlidir! Hayatidir!
Amenna, eğer ilk kelime zikredilmiş olsaydı, bu takdirde tıpkı “Türk milleti” terimindeki gibi bir etnik dayatmadan ve kimlik inkârından söz etmek tamamen haklı olurdu.
Ve tabii itiraz da yerden göğe kadar doğru ve meşru bir temele otururdu.
***
OYSA “Türkiye” coğrafî bir tanımdır. Hanidir de evrensel kabul görmüştür.
Sözcük illâ yekpare bir kavmiyet ve tekil bir aidiyet içermiyor.
Yurttaşlarını herhangi bir sıfatla isimlendirecek ölçüde kesinlik arz etmiyor.
Muğlâklığa ve elâstikiyete imkân tanıdığı için herkes meşrebine göre yorumlayabilir.
Dolayısıyla da “TC” rumuzu bir ulus-devleti adlandırmaktan başka işlev taşımıyor.
Yani nasıl ki yukarıdaki yurttaşlar “Türk milleti” ve “Türk” kavramları ekseninde değil “Türkiye milleti” ve “Türkiyelilik” ortak paydasında buluşabilirler, bu son iki terimle çelişmeyen “Türkiye Cumhuriyeti” alâmet-i farikasında da aslında sorun yaratmıyor.
Zaten keşke diğer “pürüzler” (!) de böyle olsaydı, barışa çoktan kavuşmuş olurduk.
Şimdi tekrar en başta sözünü ettiğim “ilelebet TC” yaygarasına dönelim.
***
VARLIĞINI ancak savaşın sürekliliği sayesinde koruyabileceğini bilen ve bu yüzden de sözkonusu barışı her türlü provokasyonla engellemeye çalışan ulusalcıların şu sıra böyle bir şamatadan medet umuyor olması tabii ki Doktor Johnson’un o ünlü sözüyle bütünleşiyor.
Evet, “alçakların sığınabileceği son yer vatanperverliktir”, çünkü zaten her insanın fıtrî bilincinde mevcut olan vatan kavramını manipüle etmek dinle birlikte en kolay yöntemdir
Dolayısıyla ulusalcı avene kutsalın kutsal addedilmeyeceği mugalatasına başvurarak “TC” rumuzu ekseninde “gıdıklama” (!) yapıyor ki hem korku, hem de infial körüklesin.
Oysa bunu çok kısa yoldan sıfıra indirgemek bugün esas olarak PKK’nın elindedir.
Madem Kandil “Türk” ifadesi ile dahi bir sorunu olmadığını duyurdu, ona kıyasla haydi haydi nötr ve masum olan “Türkiye Cumhuriyeti” terimiyle de olmadığını açıklasın.
Şüphe mi var, alçakların sığındığı son yerde bir mevzi daha düşmüş olacaktır!
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015