Hadi ULUENGİN
BATI dillerindeki “otonomi” kelimesini Türkçeye “özerklik” olarak tercüme ediyoruz.
Bu terimle, herhangi bir devletin iç bünyesinde yer alan ve savunma, dışişleri ve para mutlaka hariç, diğer konularda ve duruma göre, merkezî otoriteden kademe kademe bağımsız hareket edebilmek serbestisine sahip olan sosyo-coğrafi birimler kastedilir.
***
ASLINA bakarsanız sözcüğün başka anlamları da mevcuttur. Ama konumuza girmiyor.
Fakat kasten Karl Marx’ın damadı Paul Lafargue’den bir alıntı özetleyeceğim.
“Ne kadar çeşit turşu ve reçel varsa, o kadar çeşit de otonomi vardır. (…)
Tıpkı Hürriyet ve Adalet kavramları gibi özerklik kavramı da daima ayniyet arz eden ebedi bir ilke değildir. Ortaya çıktığı yerlere göre değişen tarihî bir olgudur.”
***
YUKARIDAKİ deyim, yani eski tabirle “muhtariyet” emperyal dönemde, sömürge statüsünden dominyon mertebesine “terfi etmiş” (!) yerler için kullanılırdı.
Bunları da daha ziyade, Kanada, Avustralya, Güney Afrika gibi, metropol bir Birleşik Krallık’la aynı etno- kültürel aidiyeti taşıyan “beyaz adam” yönetimli ülkeler oluştururdu.
Ama sömürge veya dominyon olmamalarına rağmen özerkliği benimsemiş başka devler de mevcuttu. Meselâ Yeni Dünya’da ABD, meselâ Yaşlı Kıta’da Avusturya- Macaristan…
Üstelik, Bolşevik vaat her ne kadar kâğıt üzerinde kalmış koca bir yalan olsa bile 1917 ertesindeki SSCB teorik olarak özerkliğe en zirvede hak tanıyan ülke sıfatını kazandı.
- yüzyıla doğru ise, federal veya değil, İspanya’sından Büyük Britanya’sına; Belçika’sından İtalya’sına, otonom yönetim tarzı “Bölgeler Avrupa”sında haniyse kural hâline geldi.
Ve Lafargue’nin dediği gibi de bunlar daima zamanda ve mekânda farklı içerik yansıttı.
Tek bir ortak payda hariç: Ademimerkeziyetçilik rotası!
***
ADEMİMERKEZİYETÇİLİK, çünkü haksız yere Jakobenlere mal edilen ve aslında 14. Louis’nin Fransa ulus-devletini inşasıyla ivme kazanmış olan ilk merkeziyetçi atılım, o ulus-devletlerin tedricen yerleşiklik kazanmasıyla birlikte yine tedricen misyonunu yitirdi.
İnşa döneminde zorunluluk arz eden, bu zorunluluğundan dolayı da zorbalık dayatan merkezî mekanizmalar artık hemen her yerde varabilecekleri yere kadar vardılar.
Şüphesiz ki yukarıdaki dayatma etnik, dinî, mezhebî ve mahallî kimlikleri tırpanladı.
Ne yazık ve vah vah! Ama aynı zamanda da ne âlâ!
Postmodern ağlaşmaların anlamı yok ve ister beğenelim, ister beğenmeyelim, tebaadan yurttaşa geçişin maliyeti çoğu defa böyle bir bedel ödemeyi de gerektiriyor.
***
TAMAM da, hanidir Türkiye’nin Kürt sorununda yaşadığı gibi, ölçü kaçırıldığı takdirde, inşa sürecindeki dayatmalar tutmuyor. Yahut beklenen düzeyde başarıya ulaşılamıyor.
Buradan itibaren de devekuşu politikasını sürdürmenin âlemi yok! Zaten tek çare var:
Bütün ülkeye de yük olan merkeziyetçilikten ademimerkeziyetçiliğe topyekûn geçiş!
Bu tercih zamanda ve bilhassa etnik ayrışmanın da panzehiridir.
Çok fazla sıkıldıkları için artık kırılma raddesine varan vidaları gevşetmek durumudur.
Artı, Lafargue’nin “farklı yer ve zamanlarda farklı otonomiler” sözünden yola çıkarsak da, sırf Doğu’da değil Batı’da da geniş serbestiyle donanmış yönetimlere ihtiyaç vardır.
Ortak ülkemizi bölecek olan şey Diyarbakır’da sokak tabelâlarının çift dilden yazılması veya Siirt’te vergilerin yerel idareye gidecek olması değildir!
Aksine, tabelâlar öyle yazılabileceği ve vergiler öyle toplanabileceği içindir ki, yöre insanları yönetime katıldıkları ve kaderlerine hükmettikleri kanaatine varacaklar, böylelikle de ademimerkeziyetçi bir Türkiye’de bütünleşmeyi gönüllü biçimde onaylayacaklardır.
Bu o kadar zor değil ama iki tarafın da “merkezdeki hendek”ten atlaması gerekiyor!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015