Hadi ULUENGİN
DİLİN kemiği yok! Nitekim de Cumhurbaşkanı bu defa “Suriye’de savaşa hayır” bildirisini imzalayan aydınları “müsvedde” ilân etti. Ancak deyim tam oturmuyor.
Bana kalırsa, zaten aynı şahısları kastederek daha önce de “bunlar karanlık, karanlık” diye kükremiş olan Çankaya lideri şu çok alışık olduğumuz “sözde” kelimesini kullanabilirdi.
Biz de Sinoplu Diyojen gibi elimize fener alır ve “sözde değil, gözde aydın arıyorum” diye dolaşmaya başlardık ki, dilin yalnız kemiği değil kılçığı dahi kalmamış olurdu.
***
TATSIZ şaka bir yana Recep Tayyip Erdoğan’ın yukarıdaki aşağılaması bana, bir dizi Alman aydının ta 1914 Ekim’inde yayınlamış olduğu başka bir bildiriyi hatırlattı.
Hayır, sözkonusu deklarasyon o sıra henüz bir ay önce başlamış Harb’e karşı değildir.
Aksine! Berlin’in tarafsız Belçika’ya tecavüzünden sonra ve “Medeni Âlem’e” hitaben kaleme alınan bu bildiri Almanya’nın haklılığını savunur. 2. Wilhelm’i ve orduyu sahiplenir.
Dolayısıyla da Erdoğan’ın perspektifinden bakarsak, devlet siyasetini destekledikleri için buradaki imzacılar ne “müsvedde”, ne “sözde”dir ve “hakiki aydın” sıfatını hak ederler.
***
GERÇEKTEN de öyleydiler! Hakikaten de “hakiki aydın”dılar!
Nitekim, Einstein ve Mann imzalamışlar mıydı tam hatırlamıyorum ama her ikisi de Savaş arifesi Alman milliyetçiliğine çok yakın durdukları için onları da dâhil etmek gerekiyor.
Yani “Ekim Bildirisi” imzacıları evrensel ölçekte entelektüel sıfatını taşıyorlardı.
Prusya militarizmine sahip çıktılar diye aksini iddia etmek kimin haddine?
Zira son derece çetrefil ve elastiki tanımları olan; artı, en sağcısından en solcusuna, en totaliterinden en özgürlükçüsüne, en sofusundan en laikçisine her türlü inanç ve ideolojiye meyledebilen “aydın”ın bu kimliği onun felsefi ve siyasi tercihlerine indirgenemez.
***
İNDİRGENEMEZ ama yukarıdaki imzacıların yanıldıkları da inkâr edilemez.
Zaten bir süre sonra Berlin’in savaş politikalarını desteklemenin nereye götürdüğünü bizzat kendileri de gördüler. Görmek ne kelime, çok ağır bedelini peyderpey ödediler.
Aynı Einstein ve aynı Mann başta, imzacıların çoğu bir yandan özeleştiri yaptılar, diğer yandan da kelle koltukta ya ülkelerinden kaçmak, ya da zindana girmek zorunda kaldılar.
Lâkin 1914 Ekim’indeki yanlışları ne olursa olsun ve yanlışın farkına vardıkları için de Hitler onları 1934 Ekim’inden sonra ne denli “aydın müsveddesi” diye aşağılarsa aşağılasın, her iki tarihte de onlar entelektüel kimlik taşıyorlardı ve yaşadıkları müddetçe taşıdılar.
***
İMDİİİ… Madem “Suriye’de savaşa hayır” bildirisi daha baştan yukarıdakinin zıddı bir içerik yansıtıyor, o hâlde Cumhurbaşkanı’nın yaptığı “müsvedde” benzetmesinin tam tersine, onların aslında gerçek aydın olduğunu söylemek imkânı da doğmuş oluyor.
Öyle ya… Tecrübelerden ders çıkartarak ilk andan uyarıda bulundukları için 1. Harp’teki “Ekim Deklarasyonu”nun yanılgısına dahi düşmedikleri söylenebilir.
Ama Erdoğan’ın lâfı ne kadar yanlışsa böylesine mekanik bir yaklaşım da yanlış olur.
Çünkü dediğim gibi, entelektüellerin “sözdeliği” veya “hakikiliği” ne onların şu ya da bu bildiriyi imzalamalarıyla, ne de filanca yahut falanca siyaseti kabullenmeleriyle belirlenir.
Aslında gayet sübjektif olan kıstaslar şimdi burada sıralayamayacağım ölçüde derindir.
Dolayısıyla 1914’ün savaş politikasını destekledikleri bir dizi Alman entelektüeli bugün “gözde” diye suçlamak ne denli abesse, 2016’nın savaş tamtamlarına karşı çıktıkları için bir bölüm Türkiye aydınına da “sözde” yaftasını yapıştırmak aynı oranda abes ve saçmadır.
Üstelik her “müsvedde” bir de ders sonu zili çalmadan “temize çekilir” ki, kimin sıfır, kimin pekiyi not alacağı işte o zaman belli olur!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015