Hadi ULUENGİN
ABD Pasifik Donanması Komutanlığı 1942 Eylül’ünde aşağıdaki tebliği yayınlamıştı:
“Düşmanın her hangi bir vücut uzvunu hatıra olarak saklamak yasaktır.
Buna riayet etmeyen ordu mensuplarına cezai müeyyide uygulanacaktır.”
Duyuruya sebep olan neden de şuydu:
***
PEARL Harbor sonrası Japonlarla ada be ada çarpışan Amerikan piyadeleri öldürdükleri hasım askerlerin parmak, kulak, hattâ kafatası gibi vücut parçalarıyla koleksiyon yapar oldular.
Ama sözkonusu yasağa rağmen bu “koleksiyon merakının” (!) önüne geçilemedi.
Öyle ki, Life dergisi Mayıs 1944 nüshasında ve tam sayfa olarak, masadaki kafatasına melankolik bakışlar fırlatan ve elinde kalem tutan bir sarışın fotoğrafını şu altyazıyla yayımladı:
“Arizona’daki harp sanayii fabrikasında çalışan bir işçi kız Donanma’daki sevgilisinin kendisine göndermiş olduğu kafatası için ona teşekkür mektubu yazıyor.”
***
SANILMASIN ki Washington first lady’si Eleanor Roosevelt’i bile “Amerikan gençliği Okyanus’taki cangıl muharebeleriyle ilkel vahşilere dönüştü” diye hayıflandıran bu ruh hâli ve onun davranış uzantıları sırf o Amerikalılara özgüydü ve özgüdür. Asla!
Ya yaralıların gözlerini oyan ve kestikleri penislerini ağızlarına veren Japon askerler?
Ya Leh, Yahudi yahut Rus bebekleri duvara vurarak parçalayan Alman subaylar?
Ya kamera karşısında kelle sallayan IŞİD’ci militanlar? Örnekler sonsuzlaştırılabilir…
Dolayısıyla, istisnasız her milletten, her dinden ve her kültürlerden savaşçıların şiddet dinamiğinde ürettiği ve ulaştığı vahşet boyutu şu ulusa, bu imana, o medeniyete indirgenemez.
***
İNDİRGENEMEZ, çünkü taraflar kim olursa olsun, bütün savaşlar aslında bir “gayrı insanileşmek” durumudur. Mevcudiyetini daima koruyan hayvani içgüdüler tekrar öne çıkar.
Üstelik, sübjektif olarak hasmı o insaniyetten soyutlamak ve onu yine o hayvani kimlik çerçevesinde algılamak, kavgayı kazabilmek açısından çok önemli bir psikolojik faktördür.
Muharipler mümkün mertebe bu tür bir nefret ve aşağılama dürtüsüyle yetiştirilirler.
Nitekim de yukarıdaki Pasifik Savaşı sırasında Japon propaganda afişleri Amerikalıları ahtapot, Amerikan afişleri ise Japonları yılan olarak resmediyordu.
Buradan itibaren de yaralı ahtapota kesik kolunu yedirmek veya yılan iskeletinden ilham alıp mektup yazmak sanıldığından çok daha kolaydır ki, bunları şundan dolayı hatırladım.
***
GÜNEYDOĞU’da operasyon düzenleyen polis ve askerler de “sosyal medya” (!) denen röntgencilik ve teşhircilik ağında bizzat kendi çektikleri fotoğrafları yayınlıyorlar.
Enkaz duvarlarında intikam sloganları ve silahşor ellerinde bozkurt işaretleri falan…
Aklıma derhal, doksanlı yıllarda güvenlik güçlerine atfedilen ve defalarca rivayet edilen “senin kaç leşin var” yahut “kulakları tele dizdin mi” türünden konuşmalar geldi.
Tabii burada öldürülen PKK militanları ve onların vücut uzuvları kastediliyordu.
Ve, kâh karartıdan, kâh sağırlıktan bu rivayeti henüz duymadık ama muhtemeldir ki benzer şeyler o doksanlı yılları bile mumla aratan şimdiki dehşet ortamında da gerçekleşiyordur.
Artı, yine muhtemeldir ki, hiçbir muafiyeti bulunmayan ve asla sudan çıkmış ak kaşık olmayan PKK’lılar da aynı nefretlere imza atıyorlardır. Yahut fırsat geçtiği an atacaklardır.
Çünkü Güneydoğu’da savaş var ve her savaşta olduğu gibi de hem bizzat taraflar “gayrı insanileşmek” sürecindedir, hem de hasmı gayrı insani unsur olarak algılamak aşamasındadır.
Dolayısıyla bugün Türkiye bütün taraflarıyla, “düşmanın herhangi bir vücut uzvunu hatıra olarak saklamak yasaktır” tebliği arifesindedir.
Zaten durumu dehşet kılan şey de, gizli- açık, bu tebliğin eli kulağında olmasıdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015