Hadi ULUENGİN
SEVSİNLER, “devrim yasalarıymış”!
Ulusalcı cihet, bilhassa da onların Maoculuktan neo-nazizme rücu eden en iğrenç, en çirkef ve şirret kesimi hanidir ve hanidir bu deyimle yatıp kalkıyor.
Histerik bir doyumsuzluğu kendilerini “devrim yasaları” fetişizmiyle tatmin etmeye çalışıyorlar.
Hatta komünist şartlanmayla “devrimin tunç yasası” diye cafcaflı sıfat da ekliyorlar.
KASTETTİKLERİ şey Cumhuriyet’le birlikte devreye giren ve İstiklâl Mahkemeleri duruşmalarından Recep Peker amentülerine uzanan bir süreçte uygulanmaya çalışılmış olan “inkılâp kanunlarıdır”.
Başka bir deyişle Ulusalcılar, devamlılık arzettiği varsayılan bu süreçten ötürü, artık yıkılmış olmasına rağmen yine de eski statükoya dokunulamayacağı hayaliyle avunuyorlar.
Böyle bir şey yoktur, olmamıştır ve olmayacaktır!
OYSA şu doğru: Evet, her devrim kendi dinamiğinde kendi yasalarını da üretir.
Ama Türkçedeki kelimenin zaten adı bile üzerinde: Devrim!
Söz konusu ifade doğal bir seyri tanımlayan “evrilmek” fiilinden değil, sıradanlık ötesi ve cebrî çağrışımlı bir gelişmeyi vurgulayan “devirmek” fiilinden türetilmiştir.
Latin kökenli dillerde de anlam aynıdır. “Evolution”a “r” eklenip “revolution” denilir.
O halde bu kısacık etimolojik tahlil dahi “devrim”in, dolayısıyla onun yasalarının da geçici olacağını baştan açıklamaya yeter ki, tabii bu analitik mantığı bizimkilerde ara da bul!
NİTEKİM çift aşamalı İngiliz Devrimi’nde “Şanlı İnkılâp” diye adlandırılan ikincisi, birincide oluşturulmuş olan ihtilâlci rejimin ve hukukun tasfiyesinden başka bir şey değildir.
Stuart otokrasisi bununla noktalanmış ve parlamenter monarşi dönemi başlamıştır.
Fransız Devrimi’nde ise “kanun hükmünde kararnamelerle” ortalığı kana bulamış olan “Amme Selâmeti Komitesi” Robespierre’in kellesiyle birlikte sultasını yitirmiştir.
Zaten de Napoleon “devrim bitti” ifadesiyle “Directoire”dan “Consulat”ya geçmiştir.
Öte yandan, iktidarı gaspettikten sonra yukarıdakini taklit ederek muazzam bir terör uygulayan Bolşevikler bile bir süre sonra “sosyalist legalite” terimine ihtiyaç duymuşlardır.
NEP ekonomisinden mahkeme adliyesine, hiç olmazsa kâğıt üstünde “devrim yasaları gevşetilmiştir” (!). Mao’nun “Kültür Devrimi” (!) ise modern Çin’de suç sayılmaktadır.
Artı, önce dikey, sonra helezoni rota izleyen bu seyir “sağ devrimler” için de geçerlidir.
1934’teki “Uzun Bıçaklar Gecesi”nde Hitler’in “ultra devrimci” S.A. lideri Röhm’ü “halletmesinden” tutun da Carl Schmitt’in rejimi hukukileştiren anayasa teorileri üretmesine, Naziler bile 1941 dönemecine dek “ihtilal kanunları”ndan belirli ölçüde feragat etmişlerdir.
Faşizmde de durum değişik değildir. On yıl sonra “ehlileşmiş” olan Mussolini İtalya’sı, gerçek hükümranlığı 1925’te elde eden “devrimci Mussolini” İtalya’sına oranla farklıdır.
İMDİİ, her devrim aynı seyri izlediğine ve tıpkı hayat gibi böylesine bir “evrimleşme süreci” de sonsuz normal olduğuna; üstelik Cumhuriyet İnkılâbı yukarıdakilere kıyasla çok daha az şiddet ve cebir içerdiğine göre, doksan yıl sonra siz hâlâ “devrim yasaları, devrim yasaları” diye histeri krizi geçiriyorsanız, sizi ancak hastanenin psiko-patoloji bölümü paklar!
Dokunulmaz olduğu varsayılan tabuların arkasına saklanarak belden aşağı vurmaya kalkışmak ise bu saatten sonra ancak o tekmeyi savurmaya yeltenenin uzvunu sakatlar.
“Devrimin tunç yasası” hanidir evrimin elastikî yasasına dönüştü hanımlar ve beyler!
Zaten şu temmuz sıcağında da darağaçlarında olsa olsa kavun asılıyor.
[email protected]Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarlar
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
















































































Tuncay Tezel
Müslümanlar arasında sınıfsal çekişme olmaz çünkü sınıfları kaldıran sistemin adıdır İslamiyet. Bununla birlikte Müslümanlar arasında cemaat çekişmesi de olamaz çünkü Allah çekişmeyi yasaklamıştır. Müslümanlar arasında hiçbir konudan dolayı çekişme olmaz.