Hakan AKSAY
İki gün sonra Rusya-Ukrayna Savaşı’nın üçüncü yılı dolmuş olacak. Ders çıkarmak için çok uzun bir zaman.
Diğer taraftan ABD ve Rusya arasında Ukrayna konulu görüşmelerin başlaması birçok aceleci yorumu gündeme getirdi, oysa süreç daha yeni başlamış durumda.
“Ders” demek bile ne kadar uygun, doğrusu bilemiyorum ama sonuçta üç yıl içinde iki taraftan tahminen toplam 1 milyonun üzerinde insan kurban oldu; bir kısmı öldü, diğerleri ciddi yaralar aldı, uzuvlarını kaybetti. Milyonlarca insan evini, yurdunu terk etmek zorunda kaldı. Kentler yerle bir oldu.
Onun için 21. Yüzyıl’da Avrupa’nın orta yerinde çıkan bu krizin, bir kez daha devletler arasındaki sorunların savaşla çözülmeyeceğini, savaşın sadece kan ve gözyaşı getireceğini gösterdiğini vurgulamak belki de en büyük “insanlık dersi” olur.
Biz yine de diğer ayrıntılara gelerek üç yıldan ve son görüşme sürecinden çıkan sekiz dersi açıklamayı deneyelim.
1. Rusya, Kiev’de iktidar değişikliği amacına ulaşamadı
22 Şubat 2022’de Ukrayna’ya saldıran Rusya’nın asıl amacı bu ülkenin topraklarının bir bölümünü ele geçirmek değildi. Rusya zaten dünyanın en büyük ülkesi; 2014’te ilhak ettiği Kırım’a ek olarak dört Ukrayna bölgesinin büyük kısmını ele geçirmek, askerî açıdan başarı sayılabilir. Ama siyasi ve stratejik olarak asıl amaç Kiev’deki yönetimi devirmek, Ukrayna’nın başına Kremlin ile iyi geçinecek güçlerin gelmesini sağlamaktı. Bunun mümkün olmadığı ortaya çıktı.
2. Batı Moskova’nın mesajını aldı mı?
Moskova’nın temel amaçlarından biri de başta ABD olmak üzere Batı’ya “Rusya’yı kuşatma, komşu ülkeleri NATO’ya üye yapma” politikasından vazgeçmesi yolunda güç yoluyla bir mesaj vermekti. Yakın zamana kadar Batı’da bu mesajın alınmadığı izlenimi vardı. ABD’de Trump’ın başa gelmesi ve Rusya lideri Putin’le diyalogu başlatması, kimilerine göre yeni bir “Yalta 1945 süreci” (dünyanın, birkaç büyük devlet arasında paylaşılması) ihtimalini ortaya çıkardı. Bu ihtimalin ne derece gerçekçi olabileceğini yakında göreceğiz.
3. Barış uzakta ama ateşkes yakın olabilir
Rusya son aylarda sahada yavaş yavaş da olsa ilerliyor olmasından dolayı görüşme masasına oturmak istemiyordu. ABD yönetimi tatlı-sert yöntemlerle Kremlin’in görüşme sürecine başlamasını sağladı. Ama anlaşma zemininin olgunlaştığını söylemek için çok erken. Zaten tarafların pozisyonları ve talepleri birbirinden çok uzak olduğundan dolayı, Ukrayna’da kalıcı barışın uluslararası hukuk çerçevesinde sağlanması şu anda pek mümkün görünmüyor. Ancak süreç başarıyla ilerleyebilirse yakın zamanda ateşkes sağlanabilir (ki insanların ölümünün önlenmesi olağanüstü önemli bir başarı olur). Barış anlaşması çok sonra imzalanabilir veya hiç imzalanmayabilir (Rusya ile Japonya arasında böyle bir anlaşma olmamasına karşın on yıllardır savaş yok. Güney ve Kuzey Kore örneği de verilebilir. Kıbrıs da buna örnektir.)
4. ABD sürece Ukrayna ve Avrupa’yı dahil etmiyor mu?
Trump’ın nezaketten uzak ve tehditkâr üslubu, bir süredir sadece Rusya’yı muhatap alıyor izlenimiyle birleşince, Ukrayna ve Avrupa’nın tepkisini kazandı. ABD’nin Avrupa’yla hesaplaşması (ona “ders vermesi”) ayrı bir hikâye. Ama barış anlaşması imzalanması, hatta sadece ateşkes görüşmeleri yapılması bile Ukrayna’nın katılımı olmadan mümkün değil. ABD yönetimi sorunu çözmek için çok acele ediyor. Bu acelenin bir taktik seçeneği olarak ilk adımlar sadece Rusya ile atılıyor; bu Trump’ın tercihi. Ancak Amerikan yönetiminin bazı temsilcilerinin de söylediği gibi, sonraki aşamalarda Ukrayna ve Avrupa temsilcileri de sürece katılacaklar.
Donald Trump, Emmanuel Macron ve Volodimir Zelenski
5. Rusya yönetimi izolasyonu aştı mı?
Evet. 2014’te Rusya’nın Kırım’ı almasından sonra Moskova ile Batı arasındaki ilişkiler soğumaya başlamıştı. Rusya’nın çıkarılmasıyla G-8 tekrardan G-7 olmuştu. Ancak tüm gerginliklere ve bazı yaptırımlara karşın ilişkiler büyük ölçüde sürdürülüyordu. Üç yıl önce savaşın başlamasıyla birlikte Batı Rusya’yı tümüyle izole etme kararı aldı. Üst düzey temaslar kesildi. Ticaret, özellikle de Rusya’nın enerji ihracatı büyük darbe aldı. Uzun süren sessizlikten sonra Trump’ın Putin’le telefonlaşması pek çoklarına göre Rusya’ya yönelik tecridin bitmesi anlamına geldi. Dahası Trump (herhalde diğer 6 üyeye sormadan) yeniden “G-8’de bir araya gelme” teklifinde bulundu. Taraflar birbirlerini kendi ülkesine davet etti. Bugün birçok yorumcunun, İkinci Dünya Savaşı’nın bitişinin 80. yıldönümünde, 9 Mayıs 2025’te Trump’ın Kızıl Meydan’daki törenlere katılabileceği tahminini dile getirmesi boşuna değil.
6. ABD ile Rusya’nın anlaşması kolay mı?
Zor, oldukça zor. Bugün için Amerikalı ve Rus liderlerle diplomatlar arasında bir diyalog var. Ancak çıkarlar birbirinden oldukça uzak. Trump, “asıl tehlikeli hasım” olarak Çin’i gördüğünden dolayı, bugün Rusya’yı ondan ve İran, Kuzey Kore gibi devletlerden uzaklaştırmaya çalışıyor. Ne var ki Trump ile Putin arasında her an bir gerilim doğabilir. Rus tarafının görüşme sürecinde ağırdan alması bile, ABD yönetimini kızdırabilir. Ayrıca Trump’ın yapılan yardımlar karşılığı Ukrayna’dan değerli madenlerin mülkiyet ve işletme hakkını talep etmesi, ilerde bölgede hiçbir Batılı gücün kalmasını kesinlikle istemeyen Kremlin’i çok rahatsız edebilir.
7. Zelenski iktidarının sonuna geldi mi?
On yıllardır yaşanan karmaşık süreçlerde hem Batı hem de Rusya Ukrayna’yı köşeye sıkıştırdıkça, Kiev yönetimleri (farklı liderler) soğukkanlı ve tarafsız bir çizgi izleyemedi. Sonunda gelinen nokta, Ukrayna devletinin varlığının devamını sağlayabilmek için ABD’nin yardımına bağımlı hale gelmesi oldu. Bugün de Kiev Batı’ya son derece bağımlı. Şimdi hem Putin hem de Trump Ukrayna’da seçimlerin düzenlenmesini istiyor. Zelenski ise savaş şartlarında seçim olamayacağını savunuyor. Yakın aylarda ateşkes sağlanırsa muhtemelen sonbaharda veya gelecek kış aylarında Ukrayna devlet başkanı ve parlamento seçimleri düzenlenebilir. Zelenski’nin görevden alarak Londra Büyükelçisi olarak atadığı eski Başkomutan Zalujniy, halkın en sevdiği lider olarak dikkat çekiyor. Budanov, Kliçko, Arestoviç gibi başka adaylar da ortaya çıkabilir. Trump’ın hiç sevmediğini defalarca belli ettiği Zelenski’nin iktidarını koruması imkânsız değil ama yine de zor görünüyor.
8. Görüşmeler için neden Türkiye değil Suudi Arabistan seçildi?
Görüşme süreci şu anda ABD ile Rusya arasında. Yani “arabulucu” (aslında ondan daha fazlası) Amerika. Heyetler arasındaki görüşmelerin ardından Trump ve Putin zirvesi düzenlenecek. Sonra Ukrayna ve muhtemelen Avrupa temsilcileri de toplantılara katılacak. Görüşmeler için Rus ve Amerikan tarafları arasında, Türkiye, Çin ve çeşitli Avrupa ülkelerinin de adının telaffuz edildiği birçok “olası mekân” tartışıldı. NATO üyelerine Moskova, Çin’e de Washington sıcak bakmadı. Sonunda her iki tarafla da arası iyi olan Suudi Arabistan tercih edildi. Bu, tüm görüşme ve anlaşma sürecinin Riyad’da olacağı anlamına gelmiyor. Belki taraflar başka ülkelerde de sürece devam etmek isteyebilirler. Türkiye savaşın başlangıcında, Antalya ve İstanbul görüşmeleri, Tahıl Koridoru ve esir değişimi gibi alanlarda iyi bir performans sergilemişti. Sonradan bu çizgiyi aynı etkiyle sürdüremedi. Yine de süreç Suudi Arabistan dışında başka ülkelerde devam ederse Türkiye’nin seçilme şansı olabilir.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları





































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025