Hasan Bülent KAHRAMAN
Bir tespitle başlayalım, hatta iki. Türkiye gibi demokrasi konusunda bu derecede geri kalmış, bu derecede yaralı, bütün modernleşme tarihi boyunca devletin tarih öncesi dönemde oynadığı etkin ve hâkim rolü nasıl devam ettirebileceğiyle meşgul olan bir ülkede tek bir paketin tepeden tırnağa demokrasi getireceğini düşünmek kabil mi? Ben de bu pakette daha fazla unsurun yer almasını isterdim ama mesela anadilde eğitim gibi bir konu sadece ve sadece olsun demekle olmuyor. Ona bağlı sayısız düzenleme yapmak gerekir. Eksiklik varsa söz konusu kararın çıkmamasında değil, o düzenlemelerin zamanında ve bugün de yapılmamasındadır. Bence federatif yapı da, anadilde eğitim de, cemevleri konusu da bir an önce daha geniş bir demokrasi anlayışıyla ele alınmalıdır.
İkincisi,
demokrasiyle ilgili bir teorik değerlendirme ve gene paketin dışarıda bıraktıkları konusuna farklı bir yaklaşım. Siyaset, bütün sorunları sihirli bir dokunuşla, bir tek defada çözecek bir anahtar değildir. Tüm toplum kesimlerinin iktidardan bir şeyler talep etmesine tanık oluyoruz. Eğer bu taleplerin tamamına istendiği, beklendiği gibi karar verilirse, veriliyorsa ortada demokrasi yoktur, bal gibi diktatorya vardır. Bir padişahlık rejiminde herkes istediğini alabilir ama bir demokratik rejim öyle davranmaz. Dolayısıyla bu paketleri irdelerken, anlamaya çalışırken bu hayati noktayı göz önünde bulundurmak gerekir.
***
Tüm bunlardan sonra bizatihi pakete dönecek olursak ortada bir felsefe var. Ceberut, zalim ve buyurgan bir devletten törpülenmiş, işlevselleştirilmiş, araç haline getirilmiş bir devlete geçiliyor. Böyle bir devlete erişmenin ana yolu siyasettir. Topluma öncelik verilmesi, toplumun devletin önünde olması teorik planda siyasettir, toplumun siyaset yapmasıdır. Kimsenin dikkatini çekmeyen bir husus olarak kaldı ama bu pakette yer alan önemli bir madde siyasal partilere üyeliğin kolaylaştırılmasıdır. Siyaset alanı genişledikçe devlet alanı daralacaktır.
Bu nedenle seçim sistemine dönük öneriler çok önemlidir. Bugünkü sistemin çarpıklıkları ortadadır. Şimdi getirilen önerileri ciddiyetle irdelemek lazımdır. Ama dar bölge sistemine geçilmesini önermek dahi başlı başına yararlıdır. Diğer partilere hazine yardımında bulunmaksa çok önemlidir.
Bugün bireysel alan-siyaset ilişkisinden topluluklar düzeyinde siyaset yapma noktasına erişmiş bir Türkiye var. Müslümanlar, Kürtler ve Aleviler toplumun üç fay hattını oluşturuyor. Kendisine kahir ekseriyetle dayanak bulan Müslümanların temel talepleri ve sorunları ancak ele alınıyor ve gideriliyorken Kürtlerin ve Alevilerin beklentileri yeterince karşılanmadı. Burada bir gecikme yaşanıyor. Nasıl toprağı şimdi kendisine iade edilen Süryani kilisesine bu hakkını bugüne kadar vermemek manasız idiyse aynı şekilde yarın iade edilecek bazı hakların da şu veya bu nedenle geciktirilmesinde bir anlam yoktur. Gene de ana talep olan Kürtçe eğitim meselesinin özel okullara teksif edilmesini bir işaret olarak almak gerekir. Diğerleri de onu takip edecektir.
Çok şey var söylenecek. Sadece bir tek vurgulamada bulunayım: Türkiye'nin demokratikleşmesi hâlâ ciddi, önemli, hayati bir sorundur. Buna karşılık mevcut adım önemlidir. Cin şişeden çıkmıştır. Demokrasi artık herkesin meselesi olmuştur.
Öyleyse, yetmez ama evet diyoruz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024