Hasan Bülent KAHRAMAN
Can Yücel'in Shakespeare'in Hamlet'ine atfen söylediği "Türkiye'nin manimarkasında" yapılan seçimlerin getirdiği sonuçları değerlendirirken acaba diyorum Fransa bize kaynak oluşturur mu?
Her ne kadar biz Cumhurbaşkanı Hollande'ın çocuklarının annesi Segolene Royal'i yeniden yanına çekip bakan yapması üstünde durduk ama malum, orada da yerel seçimler oldu geçende. Radikal sağ seçimden güçlenip çıktı. İktidardaki Merkez sol parti ağır darbe aldı. İşte, diyorum bu tablonun bize söyleyeceği, çağrıştıracağı bir şey var mı?
Sorunun yanıtı iktidar -muhalefet arasında düğümlenir Türkiye'de demeyeceğim, iktidar ve şimdilik meçhul, aranan, "seçenek" arasında düğümlenir görüşünü öne süreceğim. Nedeni de Ak Parti'nin Türk siyasetinde ve toplumsal yapıda tuttuğu hacimli yerdir.
Bu parti kendini bugün hiç hatırlanmadığı şekilde "muhafazakâr demokrat" olarak tanımlıyor. Ve politikalarıyla, şimdi epey parçalansa da, koalisyonlar kurarak toplumsal yapının büyük bölümünü kontrol etti. Dolayısıyla bir merkez parti niteliği kazandı, zaman zaman. Ama büyük dinamizmini Türkiye'de merkez dendiğinde akla gelen o kokuşmuş yapının dışına çıkmakla elde etti. Tersine çevre-kenardakilerin partisi oldu.
İki önemli niteliği öne çıktı bu nedenle. İlki bazen sol gibi göründü ve bizde her zaman çok cılız olmuş solun büsbütün devre dışı kalmasına yol açtı. Bugün Türkiye'de tek kelimeyle olsun sosyal demokrasi, sosyalizm, sol denmemesinin nedeni budur. İkincisi, bu parti ve oluşturduğu hareket, hele buna MHP'yi de katarsanız, toplumun çoğunlukla sağda kaldığını ve konumunu değiştirmeye hiç niyeti olmadığını gösterdi.
Önemli bir özellik kazanıyor Ak Parti böylece: bu özellikleriyle elbette "marjinal" veya "radikal" değil; bir merkez parti. Ama merkeze anlamlar kazandırıyor. En azından çevredeki kitleleri merkeze taşıyor ve onları "yeni konuklar" olmaktan çıkarıp "yeni sahipler" haline getiriyor. Kısacası, Fransa'da olduğu gibi, merkezde cereyan eden bıktırıcı siyasetin içe dönük özelliklerinden bunalan kitlelerin radikal siyasetlerle bütünleşmesini engelliyor. Doğru mu bu, doğru ve yeni bir şey de değil. Son 12 yılın öyküsü.
Söz konusu politikayı daha önce de uygulayan partiler vardı. 1950 sonrası sağ siyasetin manası budur. Her ne kadar DP, AP askeri darbelerle devrilmişse de, o, askerin saçmalığıdır. Yoksa bu partilerin merkezin temel tercihleriyle ciddi çelişkisi yoktu. DP mi, "cumhuriyetin temel ilkelerine" karşı çıkıyordu, AP mi?
Onların "kabahati" de merkezi çevreye, taşraya açmaktı. Türkçe ezan, İ-H liseleri, Kuran kursları, hepsi o dönemde marjinal unsurlardı. Siyaseten o kadar merkezle bütünleşmişti ki bu partiler, neticeten, o siyasetlerin yönetici kadroları, hep söylüyorum, CHP'ye katıldı 2007 sonrasında, hâlâ da oradalar.
Buna karşılık Ak Parti'nin farkı merkezle uzlaşmaması, zıtlaşmasıdır. Zamanla elbette bazı devletçi refleksler edinmiştir ve demokratik planda ağır hatalar yapmaktadır ama gene de büyük resimde hâlâ "köprü parti" özelliğini ve işlevini koruması, bunu da halkın egemen ideolojisini yani Müslümanlığı içselleştirerek uygulaması onu hâlâ kitlelerin gözünde etkin konumda tutuyor.
Gene aynı soruya dönelim: böyle bir tabloda, seçenek nereden çıkacak? Ben tersini söylersem ne denecek acaba: yani gözlükleri değiştirelim, aslında Ak Parti hâlâ seçenek olarak oy alıyor kitlelerden, merkez sağ ve solu temsil eden iki partiye CHP ve MHP'ye nazaran halk gidip seçenek gördüğü Ak Parti'ye oy veriyor, bilhassa solu denklemin dışına bu nedenle itiyor dersem buna ne denecek merak ediyorum. Bildiriyorum...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024