Hasan Bülent KAHRAMAN
İsrail ve Rusya konusundaki gelişmeler son derecede önemli. Ama ben Avrupa konusunadevam etmek istiyorum. Bugün de İngiltere'nin ayrılması vesilesiyle doğrudan Avrupa ve AB üstünde duracağım.
Bugün 'Avrupa' dediğimizde aklımıza gelen kavramlar demeti 'yapılmış', 'kurulmuş', 'oluşturulmuş'tur. Avrupa, üç büyük aşamada kendisini gerçekleştirmiştir.
Birincisi, Orta Çağ dönemleri ve Haçlı seferleridir. İkincisi, Antik Yunan'ın yeniden keşfedildiği Rönesans ve hümanizmadır. Üçüncüsü Fransız Devrimi ile birlikte gelen değerlerdir.
Bununla birlikte Avrupa'nın üç de kirli tarihi vardır. Birincisi gene Haçlı Seferleridir.İkincisi sömürgeciliktir. Üçüncüsü Faşizmdir.
Avrupa bunların hepsidir.
AB ise Avrupa'nın üzerine oturduğu kötü değerler sütununun reddi iyi değerlerin kabulüile meydana getirilen bir kurumdu. Önemli işler yaptı. 'Avrupa düşüncesi' etrafında bir 'birlik' meydana getirdi. Bu, öyle az buz bir şey değildir. Ortak para birimi de yabana atılmayacak bir başarıdır.
Derken küreselleşme dönemi geldi. 'Dünyanın ruhu' Avrupa dışındaki topraklarda tecessüm etti. Berlin Duvarı'nın yıkılmasından sonra kültürler arası etkileşim, farklılıkların bir arada bulunması, çoğulculuk, kimlik, fark ve tanıma politikaları yeni bir anlayış gerektirdi.
Bu yeni bir demokrasi demekti. Seçim, seçmen, sandık dışında bir anlayıştı. Avrupa'nın kendi dışında kalan coğrafya ve nüfusla kucaklaşması gerekiyordu. Siyahiler, Müslümanlarartık 'sömürge' unsurları olarak değil, eşit yurttaşlar olarak Habermas'ın kavramıyla söyleyeyim 'Avrupa Anayasası' içinde var olacaklardı.
Ama hayır, olmadı. Önce Batı bu gerçeği anlamadı. Vahşi bir neo-liberal ekonomidedirendi. Hâlâ 'beyaz Avrupa'nın üstünlüğünü gözetti. Ardından AB bürokrasisi bunu kavramadı. AB bir kurum olarak kendisini bu gerçeğe uyarlayamadı.
AB bir sosyal projeydi. Unutuldu. Tersi bir politika güdüldü. Her geçen gün Avrupa kendi dışında kalanlardan biraz daha uzaklaştı. Uzaklaştıklarından zamanla nefret etti. Neticeİngiltere'de ortaya çıktı.
Ama bu sonuca sevinmeyelim. Güçlü bir AB yıkılmış bir AB'den her zaman daha iyidir.Çünkü kendisini revize etme ihtiyacına rağmen AB bir demokrasi kurumudur. Eğer AB çökerse 'iyi Avrupa' düşüncesi de kaybolur. Oysa insanlığın iyi olan her şeye ihtiyacı var. Ve bu 'nahif' bir görüş değildir. Kaldı ki, 2. Dünya Savaşı öncesinde demokrasi cephesi solla birlikte çöktü. Daha doğrusu sol çökertildi, demokrasi de o yoldan kayboldu. Boşluğu Faşizm doldurdu.
Ne yazık ki, paldır küldür, bir kere daha öyle bir noktaya kayıyoruz. İngiltere'deki 'sağ cephe' referandumu kazandı. Diğer Avrupa ülkelerinde de sağ, aşırı sağ, popülist, otoriter partiler benzeri bir sonucun peşinde. Ayrıca Amerika dahil demokrasi cephesini, küreselleşmenin kazanımlarıyla birlikte, bozarak demokrasiden uzak bir model oluşturma çabası var. Bu çaba güçleniyor. Yani, AB'nin zorlanması demokrasinin zorlanmasıdır.Şakaya gelir yanı yoktur.
Böyle olmamalı! Çok zor bir şey söylediğimin farkındayım ama AB çökse bile 'iyi Avrupa' düşüncesi önemlidir ve güçlü olmak zorundadır.
Gerisi cehennemdir!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.05.2025
5.05.2025
6.03.2025
26.02.2025
13.02.2025
6.01.2025
18.11.2024
31.10.2024
23.10.2024
8.10.2024