Hasan CEMAL
ıllar yılı Kürt yok dediniz, Kürtçe yok dediniz. Yıllar geçti, Kürt var dediniz, Kürtçe yayınlara izin verdiniz, Kürtçe seçimlik ders oldu. Şimdi de özel okullarda Kürtçe eğitime izin çıkıyor. İyi güzel. Ama yetmeyecek. Bunu siz de gayet iyi biliyorsunuz. Irak Bölgesel Kürdistan Yönetimi'nde Kürtçe eğitim varken “Bizde neden yok?” diyen Kürtlerimize ne cevap verebilirsiniz ki?
Kürtçe eğitim hakkı tam olarak tanınmalı, yerinden güçlü yönetimler kurulmalı, ifade özgürlüğüne dönük prangaları kırarken, hapishanelerin de kapısı açılmalı... “Sen bölücüsün!” diyenlere yanıtım şu: “İnsanların en temel haklarını yok sayarak, Türkiye’yi bölünmenin sınırına asıl siz getirdiniz.” Kürtler, Aleviler dahil herkesin hak ve özgürlükleri tanınırken, silah ve şiddete veda edilecek. O kadar.
Nedir bu Kürtçe korkusu?
Niçin korkuyorsunuz?
Kürtler yok mu?
Kürtler varsa, dilleri yok mu?
Kültürleri yok mu?
Edebiyatları yok mu?
Tarihleri yok mu?
Varsa, dillerini öğrenmesinler mi?
Kültürlerini öğrenmesinler mi?
Edebiyatlarını öğrenmesinler mi?
Kendi şiirlerini kendi dillerinde okumasınlar mı?
Kendi hikayelerini, kendi romanlarını Kürtçe öğrenip okumasınlar mı?
Kendi geçmişlerini, kendi tarihlerini, kendi coğrafyalarını kendi dillerinde okuyup öğrenmesinler mi?
İnkârınız Kürt milliyetçiliğinin baş kaldırmasına yol açtı
Yıllar yılı Kürt yok dediniz.
Kürt kimliğini inkâr ettiniz.
Kürtçe yok dediniz.
Kürt dilinin bırakın öğrenilmesini, konuşulmasını bile yasakladınız. En son Kürtçe konuşma yasağını koyan 12 Eylül askeri yönetimi olmuştu 1983’te...
Kürt, Kürtçe yasaklarının temelinde yatan bir korkunuz vardı:
Bölünme korkusu!
Bundan bir türlü kurtulamadınız.
Üstelik bu korkunuz yıllar geçtikçe derinleşti. Çünkü inkâr ve asimilasyonpolitikalarınız, o çok korktuğunuz ‘Kürt milliyetçiliği’nin başkaldırmasına yol açtı.
İsyanlar isyanları izledi.
12 Eylül darbesiyle de en uzun ve en büyük 29. Kürt isyanına önderlik eden PKK sahneye çıktı.
Türkiye büyük acılar yaşadı.
Maddi ve manevi bakımdan kanadı.
'Özel okullarda Kürtçe'nin yetmeyeceğini siz de iyi biliyorsunuz!
Yıllar geçti, Kürt var dediniz.
Kürtçe var dediniz.
Önce Kürtçe yayınlara izin verdiniz.
Kürtçe öğrenmek için kurslara sıra geldi.
Kürdoloji enstitüleri kuruldu.
Kürtçe seçimlik ders oldu.
Şimdi de özel okullarda Kürtçe eğitim ve öğretime izin çıkıyor.
İyi güzel.
Olumlu bir gelişme...
Ama yetmeyecek.
Kürtçe eğitim ve öğretimi ‘özel okullar’la sınırlı tutmanın yetmeyeceğini siz de gayet iyi biliyorsunuz.
Bakın, Türkiye’nin burnunun dibinde Irak Bölgesel Kürdistan Yönetimi var. Orada, ana okulundan üniversiteye kadar Kürtçe eğitim ve öğretim var.
Türkiye Kürtlerinin, Irak Kürdistanı’nı ne kadar yakından izlediklerinin, orayı ne kadar kutsalsaydıklarının herhalde farkındasınız.
Ve “Orada var, bizde neden yok?” sorusunu sürekli olarak soruyor, sormaya da devam edecek bizim Kürtlerimiz...
Ne cevap verebilirsiniz ki?
Yarın aynı durum Suriye Kürdistanı’nda da geçerli olduğu zaman ne yapacaksınız?
Temel haklara sırtınızı dönemezsiniz!
Özel okulda Kürtçe eğitim...
Evet, ileri bir adım.
Ancak, “Ben kendi dilimi, kültürümü parayla mı öğreneceğim, sen kendininkini öyle mi öğrendin?” sorusu da son derece haklı bir sorudur.
Kürt dilinde eğitim, en temel insan haklarından biridir ve bu niteliğiyle insan haklarıyla ilgili uluslararası sözleşmelerde yeri vardır.
Buna sırtınızı dönemezsiniz.
Devlet olarak bunca yıl sırtınızı döndünüz de ne oldu? Uluslararası sözleşmeleri imzalamadınız da, şerhler koydunuz da ne oldu?
Şimdi de kırk bin dereden su getirebilirsiniz. Yıllar boyu getirdiniz de...
Değişen bir şey olmadı.
Hayatın gerçekleri, sizdeki ‘bölünme korkusu’nun ne kadar boş olduğunu gösterdi, o kadar.
Çünkü, bütün insanlar gibi Kürtler de kendi dillerine sahip çıktılar. Kendi kimliklerinin inkâr edilmesine, asimile edilmelerine karşı koydular.
Bunun için kimi elinde kalemle, kimi elinde silahla mücadele etti.
Bugün gelinen noktada, “Özel okulda Kürtçe eğitim” diyorsunuz, ama bu da artık kesmiyor.
Geç kalındı, hem de çok.
İnkâr ve asimilasyonun gerçekten bitmesi için bu adımlar gerçekten yetersiz.
Hayatın gerçekleri dediğim de bu.
Dünya dönmeye devam ediyor.
Bana 'bölücü' diyenlere...
O zaman çare?
Demokrasinin ipine daha çok sarılmak!
Hukukun ipine daha çok sarılmak!
Özgürlüklerin ipine daha çok sarılmak.
İnsan haklarının ipine daha çok sarılmak.
Bundan başka çaremiz yok.
Kürtçe eğitim hakkını tam olarak tanımak...
Yerinden güçlü yönetimler kurulmasına kapıyı açacak reformcu adımlar atmak...
Siyasal katılımı sonuna kadar mümkün kılmak, yani kanalları tam olarak açmak...
İfade özgürlüğüne dönük prangaları kırarken, hapishanelerin de kapısını açmak...
O sesler şimdi kulağıma geliyor:
“Sen bölücüsün!”
Bu boş lafı yıllardır dinlerim. Bir kulağımdan girer, öbüründen çıkar. Ve hep aynı yanıtı veririm:
“Asıl bölücü sizsiniz! İnsanların en temel haklarını yok sayarak, yıllar boyu kan ve gözyaşı akmasına neden oldunuz ve Türkiye’yi bölünmenin sınırına asıl siz getirdiniz.”
Avrupa'da demokrasinin gücü silahı yendi
Yine sorabilirsiniz:
Bölünme tehlikesi yok mu?
Evet var.
Kürtlerin en temel hakları sonuna kadar tanınsa da, “Ben kendi devletimi kurmak istiyorum” diyen Kürtler olacak, var da zaten.
Britanya’yı düşünün.
İskoçlar, İrlandalılar, Galler arasında bağımsızlığı isteyenler var ve politika sahnesinde kendimilliyetçi partileriyle siyaset yapıyorlar. Üstelik kendi kendilerini yönetme açısından seçimle gelen parlamentolarına, hükümetlerine de sahip olmalarına rağmen, “Ben kendi devletimi istiyorum” diyenler var.
İspanya’yı düşünün.
Basklar, Katalanlar arasında da ayrılıkçıhareket güçlü. Oysa, kendi dillerinde eğitim-öğretim haklarına da sahipler, parlamentoları, hükümetleri ve kendi bayrakları da mevcut... Yani çok güçlü bir ‘özerklik’le kendi kendilerini yönetiyorlar ama yine de yetmiyor.
Belçika’ya bakın.
Valonlar ile Flamanlar arasındaki farklılıklar ülkeyi resmen bölünmenin eşiğine getirmiş durumda.
İtalya’ya şöyle bir göz atın.
Bu ülkenin zengin ‘kuzey’inde de İtalya’dan kopma alametleri yok değil.
Bunları sıralıyor olmamın nedeni açık:
Avrupa Birliği’nin bu kadar zengin, bu kadar refah içinde, bu kadar demokratik ülkelerinde bile bölücülük, ayrılıkçılık var.
Ama olmayan nedir?
Silah ve şiddet!
Bu geçmişte kaldı. Büyük acılar yaşandı ama sonunda demokrasinin gücü, silah ve şiddeti yendi.
Evet, Avrupa’da artık demokrasi çatısı altında, barış içinde yaşanıyor. Ayrılık isteniyorsa da, bu çatı altında çata pata olmadan, barışçı yollardan yapılan siyasetle isteniyor.
Avrupa’da demokrasi budur.
Avrupa’da barış budur.
Avrupa’da refah budur.
Türkiye için de başka çare yoktur.
Kürtler, Aleviler dahil herkesin demokratik hak ve özgürlükleri sonuna kadar tanınırken, silah ve şiddete de veda edilecek.
O kadar.
Twitter: @HSNCML
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024