Hasan CEMAL
O iki çeşme restore edildi, kilimler yıkanıyor yine...
Fethiye Çetin, Ermeni olduğunu yıllar sonra öğrendiği anneannesinin hikâyesini anlatır Anneannem isimli kitabında, (Metis Yayınları, 2004).
Anneannesinin cenazesi cami avlusunda kaldırılmayı beklerken başından geçen bir olayı kitabında şöyle nakleder:
“Cami avlusunun en kuytu köşesine sinmiş kadınlarla bekleşiyoruz. Öyle çaresiz bekleşir ve yeni gelenlere sarılıp ağlaşırken, erkek kalabalığından biri, yanımıza hızla ve telaşla gelip sordu:
‘Seher Teyze’nin annesiyle babasının adı nedir?’
Bu soruya hemen cevap gelmedi kadınlardan. Sessizlik ve karşılıklı bakışmalar dikkati çekecek kadar uzadı.
‘Babasının adı Hüseyin, annesinin adı Esma.’
Teyzem bu sözleri söyler söylemez bakışlarını, onay bekler gibi bana çevirdi.
Yüreğimden kopup gelen ve sessizliği yırtan şu sözler kendiliğinden ağzımdan döküldü:
“Ama bu doğru değil!.. Onun annesinin adı Esma değil, İshugi. Babası da Hüseyin değil, Hovannes!.. Kendi adı da Seher değil, Heranuş’tu onun...”
Heranuş, yirminci yüzyılın başlarında, Elazığ-Dersim yolu üstünde Palu’ya bağlı Habab isimli köyde doğar.
1913’te sadece Ermenilerin yaşadığı 1450 nüfuslu bu köyde iki kilise, iki okul, bir de manastır vardır.
1915’te Heranuş dokuz yaşında, ilkokul üçüncü sınıftadır. Tehcir ve kırım, Habab’a da çok fena vurur, Ermeni izlerini kökünden kazır.
Heranuş yetim kalır.
Diyarbakır’ın Kermi’sinde, Osmanlı ordusundaki bir onbaşının ailesine evlatlık olarak verilir,Müslüman olur.
Fethiye Çetin, anneannesinin Türk değil Ermeni olduğunu ancak yirmili yaşlarında öğrenir.
Kitabını 2004’te yazar.
2007’de bir telefon gelir Elazığ’dan:
“Anneannen bizim köydendir. Benim nenem de Ermeni’ydi.”
Fethiye Çetin, atlar Heranuş’un köyüne gider. Anneannenin, Ermenilerin izlerini arar.
Köyün adı Habab değil, Ekinözü’dür.
Nasıl ki anneannenin, Heranuş’un adı Seher olduysa, doğduğu yerin adı da değişmiştir.
Bir kilise kalıntısı, bir manastır kalıntısı ve iki çeşme kalmıştır Ermenilerden Kürtlere...
Çeşmelerden birinin üstündeki kabartmada 1634 yılı kazınmıştır.
Fethiye Çetin kolları sıvar Hrant Dink Vakfı’yla birlikte, çeşmeleri restore etmek için.
Köylüler önce tedirgin olur.
Malum sorular dolaşır köyde:
Ermeniler gelip mal mülklerini ellerinden mi alacaklardı?.. Yoksa bunların derdi hazine bulmak mıydı?..
Zamanla ilişkiler normalleşir. Köyün gençleri restorasyonda çalışırlar. Türk ve Ermeni gençleri de köye gelip gönüllü olarak restorasyona katılırlar.
Hikâye böyle.
Dün köyde bu iki çeşmenin davullu zurnalı açılışı vardı.
Fethiye Çetin çok sevinçliydi.
Telefonda bana dedi ki:
“Beni heyecanlandıran nedir biliyor musun? Bu restorasyonda Türk, Kürt, Ermeni gençlerinin hep birlikte yer almaları... Yani hem hatırlama, hem yüzleşme, hem diyalog ve dostluk...”
Sevgili Hrant kardeşim;
Dediğin gibi:
Su yolunu buluyor!
Evet, “Geçmişi değiştiremeyiz, ama geleceği iyileştirebiliriz.”(*)
İyi pazarlar!
* Fethiye Çetin, Ayşe Gül Altınay, Torunlar, Metis Yayınları, 2009.
Orada, çok uzakta bir köy var, o köyün iki çeşmesi...
Fethiye Çetin dünkü halaylı, davullu zurnalı açılışta mutluydu, anneannesi Heranuş’un ruhu da oralarda olmalıydı.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024