Hidayet Şefkatli TUKSAL
Talha Hakan Alp attığı twitte şöyle diyordu:
“Zorunlu açıklama! Epeydir açıklamak istediğim ama başta arkadaşlarımın uyarıları ve başka nedenlerle açıklayamadığım şahsımla ilgili bir gerçeği artık açıklamalıyım. Hayli zamandır inancımla ilgili kuşkularım var. Sebep ve detaylarına giremeyeceğim. Sorgulama ve arayıştayım. Gerek yakın çevrem gerek burada beni yakından takip edenler yaşadığım değişimin farkındadırlar. Değişimin boyutları hakkında fikir vermek için belirtmeliyim: Tanrı’ya inanıyorum ama onu tanımlayabilecek, hakkında O şöyledir, böyledir diyecek hiçbir kesin inanç ve fikrim yok. Din ve peygamber inancı hakkında da sorgulamalarım sürüyor. Oturtamadığım birçok şey var ama burada bunları konuşursam tartışmaya yol açar, ne burada ne şimdi bunu yapmak istemiyorum. İnancımdaki değişime paralel olarak gerek dünya görüşümde gerek yaşam tarzımda da gözle görünür biçimde değişim yaşadım. Sadece inanç değil, başından beri inanç üzerine temellendirdiğim ahlak anlayışımı da sorguluyorum. Şimdi burada bunları burada açıklamamın sebebine geliyorum. Bana hoca gözüyle bakan arkadaşlar bunu bilirlerse onlar için de benim için de en doğrusu olur. Bunu yakın çevremde ifade ediyorum, buradan da ifade edeyim: ben hoca değilim, kendi çapında da olsa dinî bir kanaat önderi de değilim. Gerçek şifadır.”
Modernistlerin, tarihselcilerin, başörtüsü takmaktan vazgeçen kadınların yarattığı sarsıntıların hiçbiri bu kadar güçlü değildi kanımca. Çünkü kendisi camiada ehlisünnet konusunda titiz bir hoca olarak tanınıyor ve son zamanlara kadar Ehli Sünnetin sivil kalesi olarak kabul edilebilecek kurumlarda ders vermiş, bu akımın temsilciliğini yapmış bir kişi.
İtiraf edeyim, şu son olaya kadar kendisinin varlığından haberdar değildim; ancak özellikle gelenekçi, Ehli Sünnet savunucusu çevrelerde takip edilen, sevilen bir kişiymiş Talha Hakan Alp. İsmailağa Kur’an Kursu’nda başladığı ilim yolculuğu geleneksel usulde aldığı dersler ve icazetlerle sürmüş ve çevresinde ilmi ehliyeti ve liyakati ile saygı duyulan, sevilen bir hoca haline gelmiş. Rıhle Dergisi’nde düzenli olarak makaleleri yayımlanan Talha Hakan Alp, kurucusu olduğu Dâru’l-Hikme İlim Araştırma ve Kültür Merkezi başta olmak üzere Türkiye genelinde İslami ilimler alanında konferans, seminer ve dersler vermekte imiş. Ancak şu anda ne kurucusu olduğu merkezin sitesine ne de makalelerinin yayınlandığı Rıhle dergisinin internet adresine ulaşmak mümkün değil. İkisi de internet yayınlarını durdurmuş anladığım kadarıyla. Bu panik bile sarsıntının boyutlarını göstermesi açısından manidar.
Şu sıralar Talha Hakan Alp’in sosyal medyada hakkında en çok arama yapılan kişilerden biri olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden hemen aleyhinde yayınlara da başlanmış. İhsan Şenocak’ın, Alp’i “3. Sınıf akılla kelam okutan zavallı” olarak nitelediği twiti, kendisini sevip sayanlar da dahil olmak üzere çok sayıda kişiden tepki almış görünüyor. Ancak Şenocak yine de durmamış, twitlerinde üstü kapalı olarak Alp’i tekfir etmeye, “yobaz”, “düşünme melekelerini yitirmiş canlı cenaze” gibi nitelemelerle aşağılamaya devam ediyor. Dünden beri izlediğim videolarında Talha Hakan Alp’in hem çok donanımlı hem de gayet cins bir kafa olduğunu görme fırsatına eriştim, o yüzden bu suçlamalar bana göre hazımsızlık ve korkudan başka bir şey ifade etmiyor. Nice ateist hafızın varlığından bir Diyanet üst yöneticisi sayesinde haberdar oldum. Kendi yetersizlikleri yüzünden bu insanların soru ve şüphelerine ikna edici cevaplar üretemeyenler, Katolik kilisesinin engizisyonu gibi hemen tekfir ve irtidat mekanizmalarına sarılıyorlar. Bu halleriyle daha kaç kişiyi dinden soğutacaklarını umursamıyorlar bile. İşin kötüsü böyle zamanlarda hukuk da kimsenin aklına gelmiyor artık. O yüzden “Allah şerlerinden herkesi emin eylesin!” diyoruz.
Din tahripçileri adını kullanan ve kendi anlayışlarına göre din tahripçisi saydıkları kişilere olmadık karalamalarda bulunan grup da hemen harekete geçmiş ve Din İşleri Yüksek Kurulu uzmanı Dr. Ahmet Gelişken’in bir yorumunu yayınlamışlar. Gelişken’in -bence Talha Hakan Alp’in can güvenliğini tehlikeye düşürücü- ifadeleri de şöyle:
“Din değiştirme adı altında İslam Dini hakkında şüpheler ileri sürmek, ‘İslam’dan çıkmaya özendirme amacı taşıyan dış güdümlü bir organize’ olabilir mi? İşin bu yönünü de düşünmenin özellikle siyasi ve ictimâî yönden faydalı olacağı kanaatindeyiz. Böyle bir durumdan Allah muhafaza eylesin, kötü emellileri maksatlarına ulaştırmasın!… Öte yandan, bir kimsenin din değiştirme tercihini, İslam Dini’nden şüpheleri olduğunu ve başka bir din arayışı içerisinde olduğunu, sosyal medyayı çalkalayarak ilan etmesi, bazen başka bir amaca da matuf olabilir. Bu amaç; başkalarını İslam Dini’ninden çıkamaya özendirip, İslam’ın ‘irtidat’ olarak isimlendirdiği bu durumu, sıradan bir hadise haline getirerek, ülkemizde İslamiyet’e inananların sayısını azaltmak ve böylece Müslüman Türkiyemiz’i inanç ve kültür yönünden zaafa düşürerek manevi dinamiklerimizi yok etmek suretiyle Müslüman Türk Milleti’nin bekasına yönelen bir tehdit olabilir. Dolayısıyla bu durum, sıradan ve kişisel boyutta bir mesele olmaktan öte, ‘milli bekamız’la ilgili bir probleme de dönüşebilir. Toplumda yayılan fesat yok edilmezse, bu zehirli rüzgâr, hidayette olanların da bir gün ayağını kaydırır.” (https://www.facebook.com/dintahripcileri/posts/4010312345655479)
Ahmet Gelişken sözlerinin arasında “Bu zannımızın, yazımızda adı geçenlerden uzak olduğunu da hususen belirtmek isteriz” gibi bir cümle kurmuş olsa da ne yazık ki, bu kadar suçlamadan sonra o cümlenin hiçbir anlamı kalmamaktadır. Uzmanı olduğu Din İşleri Yüksek Kurulundan birileri güya ihtimal olarak dile getirdiği bu iddiaların vehametini kendisine hatırlatır inşallah. Pek umudum yok ama, Talha Hakan Alp’i hedef gösterici bu ifadeleri yüzünden savcılar da harekete geçebilir.
Münafıklık yerine dürüstlüğü seçerek, nice Ahmet Gelişken’in komplocu suçlamalarına, nice ehli sünnet esnafının karalamalarına, iftiralarına, kışkırtmalarına maruz kalacağını bilerek bu zorunlu açıklamayı yapan Talha Hakan Alp’e Allah yardım etsin diyorum. Hem zihninin ve gönlünün sükûn bularak selamete erişmesi, hem de salimen bu badireyi atlatması için bir mümin olarak dua ediyorum. Böyle arkadaşlarım oldu, birkaç yıl süren krizler yaşadılar, demek ki bundan da öğrenecekleri şeyler varmış, kimisi eskisinden daha sağlam bir imanla geri döndü, kimisi arayışına devam ediyor. Bu tür değişimlerin hem kendileri hem de çevreleri için zorlayıcı olacağını kabul ediyorum. Bir zamanlar çarşafla gezen bir arkadaşınızı Ramazan günü içki içerken gördüğünüzde öfkelenip, kırılabiliyorsunuz. Başörtüsü yasaklarına karşı birlikte mücadele verdiğiniz bir arkadaşınız başını açtığında, sanki terkedilmiş, artık ortak bir zemininiz kalmamış gibi hissedip incinebiliyorsunuz. Ancak herkesin kendi hikâyesini yaşamaya hakkı var. Birileri incinmesin, kırılmasın diye artık olmadığınız biri gibi davranmanın kimseye bir faydası yok.
Bütün dinlerin ilahiyatları, erken dönem ulema sınıfının algıları, yorumları, eğilimleri, bilgileri, kültürleri ve hatta çıkarlarını da kapsayan içtihatları sonucunda oluşur. Bu gerçeği bilmek sıradan insanlara da bir özgürlük alanı açtığı için, din tüccarlarının ticaretini kesata uğratır. O yüzden Fatih Sultan Mehmet’in ifadesiyle “Allah’ın dini hususunda Allah’tan gayretli (kıskanç) olmayı” kendilerine hak görürler. Rabbim bu gayretli tüccarlardan ümmeti muhafaza eylesin.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.04.2021
28.03.2021
12.12.2020
23.11.2020
2.01.2020
13.10.2020
29.09.2020
21.09.2020
13.09.2020
5.09.2020