İbrahim Kahveci
Malum seçimler bitti.
Önümüzdeki 4 yıl ekonomiye odaklanacağız dediler. Tabii burada odaklanma kelimesi aslında acı bir fatura demek oluyor.
Ülke siyaseti maalesef uzun yıllar sonra yeniden devletin kasasına dayanılarak yapılmaya başlandı. Seçimlerden önce verilen vaatler, seçimlerden sonra daha ağır fatura olarak geri alınıyor. Seçimler bitti, şimdi ödeme zamanı.
Hazine nakit gerçekleşmeleri yılın ilk 7 ayında 73 milyar 796 milyon lira açık verdi. Bu açığın iki nedeni var:
1- Gelirleri düştü: Özellikle vergi gelirleri tabii. Ekonomideki aktivite gerileyince daha az vergi toplanır oldu. Düşünsenize otomobil satışları yüzde 70 civarı azalınca hem otomobil satışından vergi alınamıyor, hem yeni araçların motorlu taşıtlar vergisi olmuyor, hem de bu araç sayısı artmadığı için daha az akaryakıt tüketimi olacağından daha az akaryakıt vergisi toplanıyor.
2- Giderler arttı: Geçen yıl ilk 7 ayda 426 milyar lira faiz dışı harcama yapılırken, bu yıl bu harcama 527 milyar liraya yükseldi.
Burada iki temel noktayı daha ifade edelim:
A-) Geçen yılın ilk 7 ayında 423 milyar lira gelir elde edilirken bu gelirin büyük kısmı vergi gelirlerden oluşuyordu. Oysa bu yıl Hazine adeta sırtını Merkez Bankası’nın kasasına dayadı. Ek olarak geçen yıldan devam eden imar barışı ve bedelli askerlik gibi bir seferlik gelirlerle adeta ayakta kaldı.
B-) Hazine ya da bütçe’den yapılan harcamalar ekonomik verimliliği ne kadar artırıyor? Anlatmak istediğim şu: Devletin yaptığı büyük harcamalar gerçekten bir yatırım hamlesi mi, ya da büyük güvenlik harcaması mı?
Maalesef...
En büyük harcama kaleminin bir dönem battı denilen SSK’nın devamı olan SGK’ya aktarılan para olduğunu söyleyerek kapatalım konuyu.
***
Peki bu tablo ne anlama geliyor? Devlet bir seferlik gelirlere sırtını dayayarak ne yapabilir?
Mesela bu yıl Merkez Bankası’nın kasasında ne var ne yok aldık, ya gelecek yıl? Gelecek yılın harcamasında da şimdiden yeni kümesteki kaz olarak gurbetçileri keşfettik.
Onlara dedik ki “Ya bize şimdiden çok para yollayın, ya da emekliliğinizi AB şartlarına yaklaştırıyoruz”.
Gün sayısı 9 bin 500’e çıkartılırken, gün başına ücreti de 27 liradan 43 liraya artırdık. Ama erken başvuranlar 3 ay içinde eski sistemde para öderlerse yine eski sistemde emekli olabilecekler.
Bunun anlamı şudur: İleriki yıllarda ödenecek emekli parasını şimdiden toplu alalım ama sonrasına bakarız...
***
Hep sonra...
Günü kurtaralım da gerisi sonra.
Yol yapıyoruz ama git gel bir köprü 45 dolar. Geriye kalan yollar ise adeta ücret ödeme gişeleri için yapılmış sanki.
Her gişede bir bariyer kalkıyor ama sanki siz teslim olmuş şeklide ellerinizi kaldırıyorsunuz. Çünkü bir yol ücreti bir asgari ücretin 1/4’üne geliyorsa burada farklı bir şeyler oluyor demektir.
Demet Akalın’ın İstanbul-İzmir otoyolu için övgü dolu sözler içeren videosunu seyrettiniz mi? Yolda sanki başka hiçbir araç yok denecek gibi bomboş...
Her geçen varlıklılar için protokol yolu gibi.
Eskiden köleler ile zenginlere yollar yapılırdı. Şimdi ise fakirlerin vergisi ile zenginlere yol yapılıyor. Çünkü orayı kullanmayan fakirlerin ödediği vergi ile o köprü ve yolların Hazine garantileri şirketlere ödeniyor.
Fakir ellerini kaldırmış cebinden ödeme yaparken, parası olan zengin için turnike kalkıyor ve geçiyor.
Eller havada beklemek bu kadar mı? Mesela İzmir’den yola çıkan bir kamyon meyve-sebze, İstanbul’da İkitelli’den çıkana kadar ödediği yol parasını da raflarda yükselen hıyar fiyatı ile ödüyor.
Mesele sadece bazı özel yol yapan şirketlerin değil elbette.
Kasa ciddi şekilde boşaldı.
Kahvede dertleşenler için de zamlar geliyor. Şekere zam, çaya bir daha zam..
Yaz aylarında ısınmada az kullanılıyor ama kışın acısını duyacağımız doğalgaza zam...
Dolar düşüyor, petrol düşüyor ama akaryakıta zam...
Hatırlayamadığım ve hatırlamak istemediğim elbette daha bir çok zam yapıldı. Efkara bile zam geldi...
Kısaca Yeni Ekonomi Programı (YEP) geçen yıl açıklandığında adına Dengelenme-Disiplin-Değişim denilmişti. Programın sonunda ise kapıda ülkenin önde gelen burjuva temsilcileri de alkış tutmuştu.
Tabii ki tutarlar...
Çünkü programın özü açığa çıktıkça görüldü ki, zengine özel hizmet yollarının karşılığında fakire düşen tek kelime “eller havaya” oldu.
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
14.07.2025
10.07.2025
7.07.2025
4.07.2025
30.06.2025
24.06.2025
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025