İbrahim Karagül
e kadar farkındayız bilmiyorum ama, küresel ölçekte belirleyici olacak yeni tür bir iktidar alanı şekilleniyor. Bugüne kadar hiç görmediğimiz, tanık olmadığımız, çok dar çerçeveli bir ilişkiler ağıbiçimleniyor. Siz buna, ülkelerden ve ittifaklardan çok güçlü liderlerin belirleyici olduğu “yeni bir dünya kuruluyor” da diyebilirsiniz.
Bu yeni iktidar alanı; şu an belirsiz görünse de, çok yakında çarpıcı değişimlere yol açacak. Birçok ülkenin pozisyonunda ciddi değişikliklere tanık olacağız. Ülkelerin klasik kalıplarının dışınaçıktığını, yeni duruma göre kendini yeniden formatladığını göreceğiz.
İttifaklar yok, birkaç ülke var
Yeni iktidar alanı ya da düzeni, daha öncekilerde olduğu gibi, çoklu ortaklıklar üzerinden, 2. Dünya Savaşı sonrası oluşturulan ulus üstüyapılar üzerinden, Atlantik merkezli tek yanlı müdahaleler üzerinden, çokuluslu sözleşmeler üzerinden değil, daha dar ölçekli bir merkez iktidar alanı ve birkaç belirleyici ülke üzerinden biçim alacak.
Yani, merkezde çok daha az devlet var. Avrupa Birliği bir güç olarak yok, Almanya, Fransa ve İngiltere var. İslam İşbirliği Teşkilatı, bir çevre olarak yok, ama kurucu aktörlerden biri olarak Türkiye var. Asya'daki ekonomik-siyasi ittifaklar, ortalıklar yok ama Çin var, Hindistan var, Japonya var.
ABD'nin tek yanlı tezleri çöpe gitti
Belki daha sonra, G. Kore olacak, belki Endonezya ve Avustralyaolacak. Latin Amerika'daki birlikler yok ama daha sonra bu kurucu alana Brezilya ve Arjantin gibi ülkeler de katılacak. Afrika Birliği yok ama belki Nijerya olacak.
Anlatmaya çalıştığım; İkinci Dünya Savaşı sonrası statüko tamamen dağılmış durumda. “Bunu biliyoruz, zaten dağılmıştı” diyeceksiniz. Ama Soğuk Savaş sonrasında ABD ve Avrupa'nın başını çektiği küresel düzen projeleri de çöpe gitti. Yeni dönem bu projelerin iflasının ilanıişte. Bu da ABD'nin tek yanlı hakimiyet tezlerinin tamamen çöktüğüne işaret ediyor.
Hatta, Rusya ve Çin'in Atlantik ittifakını boşa çıkaracak karşı tezleride eski keskinliğini kaybetti. Atlantik ve Asya güçleri arasındaki keskin ayrışma yeni dönemde sanki daha paylaşımcı bir ilişki olarak yeniden şekil alıyor. İşte değişiklik burada. İşin yeni olan tarafı burası.
Dünyanın son şansı: İşte fırtına o zaman kopacak..
Belki örtülü güç mücadelesi devam edecek, belki Doğu-Batı ayrışması daha da derinleşecek. Belki bu yeni yaklaşım da birkaç yıl içinde başarısız olacak ve bir kenara atılacak. Ama şu an denenen şey; coğrafi ayırım yapmaksızın, eski hesaplaşmaları aşarak ulaşılmak istenen hedef, dünyanın son şansı olacak.
Bütün üst iktidar formatları başarısızlığa uğrayan dünyada, bu son şansın da sonuçsuz kalması, kuvvetle muhtemel, dünyayı kasıp kavuracak bir fırtınaya yol açacak. İşte o zaman, bu fırtınanın kazananı olmayacak.
Bu “son şans”ın üzerinde fazlaca durmak lazım. Uluslararası ilişkilerin tamamında bir güven krizi var ve tedaviye cevap verecek eşiği çoktan aştı. İttifakların tamamı çöküşte ya da çok hızlı çözülme süreci yaşıyor. Birleşmiş Milletler dahil, hiçbir üst yapının insanlık ailesi üzerinde etkisi kalmadı. Dolayısıyla, bu yapılarla yeni bir üst yapı inşa etmek artık mümkün değil. Çoğu dönemini bitirdi ve ortadan kaldırılacak.
İç politik söylemlerde değişime hazır olun..
Yeni dönemde, demokrasi ve insan hakları söylemleri artık eskisi kadar tahrik edici, coşturucu olmayacak, öne de çıkarılmayacak. Bu değerler üzerinden ikili ve uluslararası iklim oluşturulmayacak. Güvenlik, istikrar, ayakta kalma ve güç biriktirme konuları baskın gelecek. Ülkelerin kaderi, kaynaklar ve iktidar üzerinden belirlenecek. Güç arayışları da öyle.
Birçok ülke, eskiden yüklendiği yükümlülüklerden kaçacak, onları üzerinden atacak. Çünkü onları birer angarya olarak görecek. Sadece uluslararası ilişkilerde değil, iç politikada da siyasi söylemler kökten değişecek. Siyasi kimlikler, ideolojik kimlikler yerine ülkeler tarihsel kimliklerini, iddialarını öne çıkaracak.
Bu kimlikleri iç politik dizaynda, dış ilişkilerde etki alanları sınırlandırılacak. Bazı ülkelerin imparatorluk geçmişleri, bazılarının bölgesel hesapları, bazılarının geçmiş siyasi zenginliği geleceğe dönük bütün platformlarda öne çıkarılacak.
Türkiye o dar masada yer bulabilecek mi?
Türkiye'nin işte bu dar masada yer alma arzusunu iyi izlemek lazım. Kurucu ülkeler arasına girmesini teşvik etmek, kolaylaştırmak lazım. Eski ezberlerden kurtulup, yeni duruma göre yeni sözlersöylemek, tanımlamalar yapmak lazım. Kurucu aktörlerin güç oyununun dışında kalmaması, 21. Yüzyılda daha da öne çıkması için Türkiye için seferber olmak lazım.
Bugünlerde ABD, Çin, Rusya, Almanya arasındaki diplomasiyi, görüşmeleri, anlaşma ya da anlaşmazlıkları çok dikkatle takip edin derim. Özellikle Mayıs ayındaki ikili ya da çoklu görüşmeleri iyi izleyin derim. Trump, Putin, Erdoğan, Merkel ve Çin yönetimi arasındaki diyaloglara kulak verin derim.
Suriye gibi bölgesel konuların ötesine geçip, nasıl bir merkez iktidar ilişkileri kurulmaya çalışılıyor, görmeye çalışın derim. Yeni uluslararası iktidar biçimlenmesini, iyi anlayın ve olacaklara şimdiden hazırlıklı olun derim.
Şaşırtıcı trafik: Soçi'den sonra Çin'de üçlü görüşme
Şahsen, Cumhurbaşkanı'nın Mayıs ayı boyunca yürüttüğü temasları bu çerçevede anlamaya çalışıyorum. Türkiye, bir taraftan ilişkileri yeniden restore ediyor, diğer yanda yeni oluşan merkez alana girmeyeçalışıyor.
Trump, Putin ve Erdoğan inisiyatifinin, güçlü liderlerin, yeni dünyanın şekillenmesinde tahmin edilenden çok daha belirleyiciolacağını sanıyorum. İzlediğim kadarıyla dünya bu yöne gidiyor çünkü.
Erdoğan'ın Soçi ziyaretinden önce Putin-Trump görüşmesi ve Merkel-Trump görüşmesi gerçekleşiyor. Dolayısıyla Türkiye-Rusyailişkilerinde ekonomik çerçevenin dışında kalan unsurlar, küresel ölçekte nitelik arzediyor, iki ülkenin konuştuğu meseleler ABD ve Rusya ile de konuşuluyor. Çin'de ise Rusya, Çin, Türkiye üçlü görüşmesigerçekleşecek. Hemen ardından Trump-Erdoğan görüşmesi, daha sonra Brüksel'de NATO zirvesi…
Kurumlar üzerinden değil liderler üzerinden inisiyatif
Kurucu ülkeler, güçlü liderler üzerinden yeni bir uluslararası iklim, bütün doktrinleri bir kenara iten yeni inisiyatifler öne çıkıyor. Sanırım bu konuyu çok tartışmak lazım. Zaman geçtikçe bunun detayları, somut örnekleri çokça çıkacak önümüze.
Şok olmamak için, “bu da nereden çıktı” dememek için yeni ilişkiler ağını, yeni güç oyununu, güç arayışını, Türkiye'nin mücadelesini iyi okumak lazım.
Çok şey değişecek!
Ama ben çok şeyin değişeceğini, çok sözün yeniden kurulacağını, Türkiye içinde de eski siyasi anlayışların zayıflayacağını, ezber kimliklerin aşınacağını şimdiden görüyorum. Türkiye içinde de büyük tartışmalara hazır olun!
Ama daha da önemlisi, bu yeni inisiyatif, bölgesel ve küresel ölçekte sorunları yumuşatmayı başaramazsa, çok büyük bir fırtına, insanlık ailesinin tamamını vuracak demektir. Başka bir inisiyatif ihtimali kalmamış olacak çünkü.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2021
26.07.2021
28.06.2021
17.06.2021
14.06.2021
10.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
20.05.2021
17.05.2021