İbrahim Karagül
Artık ABD, Türkiye için hiçbir şekilde güvenilir bir ülke değildir. Bir ortak, müttefik hiç değildir, olamaz, olmayacaktır. Hiçbir sözünün, hiçbir taahhüdünün, hiçbir teklifinin bu ülkede bir karşılığı yoktur, olamaz, olmayacaktır.
Dahası, ABD artık Türkiye için en yakın, en büyük ve açık tehdittir. Düşman ülkedir.. Ülkemizin varlığı, birliği, bütünlüğü, bugünü ve yarını için en ciddi tehlikedir. Türkiye’ye karşı açık saldırıyürütmektedir, ilan edilmemiş bir savaş sürdürmektedir.
PKK ve DEAŞ üzerinden bizimle savaşan ABD’dir..
ABD yönetimi, NATO ve “stratejik ortaklık” yaygaraları ile kamufle edilmiş bir plan uygulamaktadır. Bu plan; Irak ve Suriye’de olduğu gibi, Türkiye’yi bölme, parçalama planıdır. Bir harita çalışmasıdır. Akdeniz’den İran sınırına kadar ülkemizin bütün güney kapılarını kapatıp, kuşatıp bizi Anadolu’ya sıkıştırma, orada boğma ve Türkiye’yi küçültme projesi uygulamaktadır.
PKK ve DEAŞ’ı üzerimize süren odur. Fırat Kalkanı’nda DEAŞ’ı karşımıza diken odur. Hendek savaşında ülkemizin şehirlerindeki o çatışmaları bir tür “işgal” provası olarak uygulatan odur. Suriye savaşını bu amaçla çıkarmış, söz konusu örgütler üzerinden önce Suriye’yi parçalara ayırmış, şimdi o örgütleri hakim kıldığı bölgelere yerleştirmektedir.
“Türkiye Cephesi” için hazırlık bunlar
Suriye savaşı “Türkiye Cephesi”ni açmak için çıkartılmıştır. Güney sınırlarımızı kuşatan o harita çalışması “Türkiye Cephesi” olarak inşa edilmektedir. PKK’ya verilen binlerce TIR dolusu silahın, hiç bilinmeyen askeri yığınakların DEAŞ’la alakası yoktur ve tamamen Türkiye’ye karşı kullanılmak için yapılan bir hazırlıktır.
Bu plan, Haçlılar’ın bölgemizde uyguladıkları harita çalışmalarıyla aynıdır. Akdeniz’den İran sınırına kadar bütün bölge insansızlaştırılmakta, Arap ve Türkmenlerden arındırılmakta, demografik tehcir uygulanmaktadır. Boşaltılan bu kuşak tamamen yabancı bir garnizona dönüştürülecek, ABD-İsrail askeri üsleriyle donatılacaktır. Türkiye ve bütün bölgeye saldırılar bu kuşaktan yapılacaktır.
Yeni Milli Mücadele: İttifak ilişkilerinin artık anlamı yok
Türkiye, Birinci Dünya Savaşı sonrası Anadolu işgaline gösterilen direnişin aynısını vermektedir, vermek zorundadır. Artık milli mücadele, yeni bağımsızlık savaşı, vatan savunması ABD ve yakın müttefiklerine karşı verilmektedir, verilecektir.
Artık tehdit tanımlanmıştır. Tehlike netleşmiştir. Yüz yıl sonra yeniden ayağa kalkan Türkiye’yi durdurmak, diz çöktürmek, küçültmek için büyük bir cephe kurulmuştur. Artık vesayet altına alamadıkları, sindiremedikleri, terörle terbiye edemedikleri Türkiye’ye açık saldırılar başlamıştır. Artık yönetemedikleri, yükselişini engelleyemedikleriTürkiye’yi vekâlet savaşlarıyla durduramayacaklarını anlamışlardır.
Bu yüzden NATO ittifakı ilişkilerinin bizim için hiçbir anlamı kalmamıştır. ABD ile dostluk ilişkilerinin hiçbir anlamı kalmamıştır. Bir terör örgütüne feda edebildikleri bir ülke için ABD ve yakın müttefikleri birinci tehdit haline gelmiştir.
Bu toprakların direniş genetiği çok sağlamdır
Ama unutmasınlar, bu ülke Selçuklu’dan Osmanlı’ya ve Türkiye Cumhuriyeti’ne uzanan derin bir siyasi genetiğe sahiptir. Haçlılardan sonra, Moğol istilasından sonra büyük yükselişe ev sahipliği yaptığı gibi, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra üçüncü kez büyük yükselişe öncülük yapacaktır. İşte bu büyük yürüyüşü, yükselişi başlattığı için bu saldırılar yapılmaktadır.
15 Temmuz saldırıları bu yüzdendir. FETÖ ile içeriden vurup, PKK ve DEAŞ’la güneyden saldırılara başlayacaklardı. Bir gecede hesapları dürüldü. Şimdi ikinci dalga saldırılar yapılıyor. Yine güneyden ama bu sefer sadece örgütler üzerinden değil, ABD askerleri de sınırlarımızda konuşlanıyor.
İncirlik kapatılmalı, diğer üsler masaya yatırılmalı..
Öyleyse, bir an önce, bu topraklarda ne kadar Amerikan üssü varsa, ne kadar ABD askeri birimi varsa, ne kadar istihbarat yapılanması varsa masaya yatırılmalıdır.
İncirlik üssü derhal kapatılmalıdır. Çünkü Suriye savaşı başladığı günden bu yana, terör örgütleri bu üsten yönetiliyor, örgütlerle görüşmeler, toplantılar bu üste yapılıyor.
PKK da, DEAŞ da oradan yönetiliyor. 15 Temmuz saldırıları oradan yönetildi. Bu aşamadan sonra, ülkemizde, topraklarımızda bulunan ABD askeri varlıklarının tamamı Türkiye için tehdittir.
Binlerce insan İncirlik üssüne yürüyecektir..
Tehdit sadece Suriye topraklarında değil, içeride de vardır ve tehlike bir an önce ortadan kaldırılmalıdır. Eğer bu yapılmazsa, yapılamazsa öyle bir gün gelir ki, binlerce insan İncirlik üssünü sarar, kuşatır. O zaman bu milleti evindeki yabancı askeri birimlere müdahale etmekten kimse alıkoyamaz. Çünkü o öfke durdurulamaz, yönetilemez.
Akdeniz’den İran sınırına kadar bütün güney sınırlarımız tehditten arındırılacaktır. Bu, Anadolu savunmasıdır. Bu topraklar, başka coğrafyalarda örneği olmayan savunma, direniş örneklerine tanıktır. Suriye veya Irak’a benzeterek Türkiye hesabı yapanlar çok büyük bir hüsran yaşayacaktır. Tarih dönmüştür ve bu dönüyü, bu yönelişi artık ABD bile engelleme imkânına sahip değildir.
Hiçbir güç milletimizi test etmeye kalkmasın
Milletimiz, Çanakkale’de olduğu gibi, İstiklal Savaşı’nda olduğu gibi büyük bir dayanışma örneği sergilemektedir. Afrin’e operasyon başlar başlamaz, ABD tehditleri ayyuka çıkar çıkmaz, bu dayanışma harekete geçmiştir. Kimse, milletimizin ne kadar özveride bulunabileceğini test etmeye kalkışmasın. Çünkü yanılacaktır.
ABD, kendi içinde güç kavgalarıyla boğuşurken bize had bildirecek durumda değildir. Bin parçaya bölünmüş iktidar yapısıyla bu coğrafyaya ayar verecek durumda değildir. O dönem kapanmıştır, Irak’ta ve Suriye’de kaybetmiştir. İki tane terör örgütüyle ülke parçalama, Türkiye’nin gözünü korkutma dönemi çoktan bitmiştir.
Bu savaş değil savunmadır, evimizi koruma kavgasıdır
Türkiye kararlıdır. Bütün kararlarını, değerlendirmelerini, önlemlerini, gelecek hesaplarını ABD telkinleriyle değil, kendi kimliği ile, tarihsel duruşuyla, bu coğrafyadaki bin yıllık siyasi birikimiyle verecektir. Afrin’de başlayan operasyon Münbiç’e genişleyecek, terör koridorunun Akdeniz kapısı kapandıktan sonra Fırat’ın doğusunda ne kadar büyük kavga vermek gerekiyorsa verilecektir.
Çünkü bu, savaş değil, savunmadır. Çünkü bu, bir dış müdahale değil, sınırlarımızı, evimizi koruma kavgasıdır. Çünkü biz bu kavgayı şimdi yapmazsak, onlar bir adım sonrasında savaşı Anadolu içlerine taşıyacak, bizi evimizde avlayacaktır.
Biz, millet olarak, devlet geleneği olarak, yüzyıllardır bu coğrafyada hangi kimlikle, hangi ferasetle var olmuşsak, ayakta kalmışsak, bugün de aynı kodlar harekete geçmiş, aynı dayanışma örneği kendini ortaya koymuştur. Bu, bir kaderdir, tarihsel sorumluluktur, coğrafya için bir çıkış yoludur.
Bu “Acımasız Direniş”tir. Afrin sadece başlangıçtır
Türkiye, asla tereddüt etmemeli, asla başkalarının yalancı önerileriyle kararlarını sorgulamamalı, asla tedirgin olmamalı. Türkiye, sadece sınır boylarında değil, coğrafyanın derinliklerinde, ulaşabildiği her yerde direnç adacıkları inşa etmeli, yüz yıl önce bütün bölgede yaşadıklarını hatırlamalı, kimlerin hangi cephelerde olduğunu iyi görmeli, o hafızayıbugüne taşımadı, savunma hattını da ona göre belirlemelidir.
O savunma hattı hiçbir şekilde sınırlarımızın sıfır noktası değildir. O savunma hattı coğrafyanın tamamıdır.
Bu, “Acımasız Direniş”tir. Onların harita taslaklarını yırtıp atacak bir direniştir.
Göreceksiniz, bu böyle olacaktır. Afrin sadece bir başlangıçtır. “Türkiye Ekseni” dışında ayak basacağımız hiçbir yer yoktur.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2021
26.07.2021
28.06.2021
17.06.2021
14.06.2021
10.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
20.05.2021
17.05.2021