İbrahim SEDİYANİ
Ortada zalim, haksız ve adaletsiz bir güç var ve siz ona karşı mücadele ediyorsanız, verdiğiniz mücadelede haklı olan tarafı temsil ediyorsunuz demektir. Buna kimsenin bir itirazı olmaz. Ancak haklı olmak, size her tür kötülüğü ve gayr-ı ahlakî mücadele yöntemini meşru kılmaz; haklı olmak size haksız bir şiddet ve terör hakkı tanımaz.
Salt karşı tarafın “kötü” olması, sizi otomatikman “iyi” yapmaz. Herkes, kendi ameliyle “iyi” veya “kötü” olur, kendi davranışlarıyla ve ortaya koyduğu mücadele pratiğiyle bu sıfatlardan birini kazanır. Hiç kimse, başkasının davranışlarıyla “iyi” veya “kötü” olmaz.
“Zafere götüren her yöntem meşrudur” ya da “Kazanmak için her yol mubahtır” anlayışı, onurlu milletlerin kabul edebileceği bir ahlâk değildir. Bunlar “ideolojik hareketler”in ahlâkı olabilir, ancak “millî hareketler” böyle bir ahlâk(sızlık)tan uzaktır, uzak olmak zorundadır.
HAKLI OLMAK, HAKSIZLIK YAPMA HAKKI VERMEZ
İnsanlara zulmederek zalim bir yönetime karşı mücadele edilmez. Bir zulüm sistemini, başka bir zulüm sistemi kurmak için ortadan kaldırmaya çalışmak da yanlıştır. Bosna’nın millî lideri Aliya İzzetbegoviç’in şu sözü, zulme karşı mücadele eden tüm siyasî hareketlerin ana ilkesi olmalıdır: “Biz de zalimlerden olursak, zulme karşı savaşmamızın bir anlamı kalmaz. Kitab’a uyacağız.”
Zira uğruna mücadele edilen davanın “hak” olması, tek başına yetmemektedir; bunun yanında, verilen mücadelenin de “pak” olması gerekir. “Kutlu” bir davanın “putlu” mücadelesi olmaz. Kirleterek temizlik yapılamaz!
Kürdistan’ı yakıp yıkarak Türkiye demokratikleştirilmez!
Kürt halkına faşizm uygulayarak Türkiye halklarına demokrasi getirilmez!
Kürt halkına normal yaşamını zehir ederek Kürt halkına “özgür yaşam” kazandırılmaz!
Kürdistan’a tecavüz ederek Kürtler’in namusu savunulmaz!
Kürdistan’da her tür muhalefeti susturup “ihanet” ile suçlayarak Türkiye siyasetinde “muhalefet partisi” olunmaz!
Kürt aydınlarının en küçük ve üstelik yapıcı eleştirilerini dahi “cehşlikle, tırşıkçılıkla” suçlayıp karalayarak sabah akşam Türk medyası eleştirilmez!
Mademki “özerkliği” bütün Türkiye için talep ettiğini iddia ediyorsun, o hâlde o hendekleri gidip Ege’de, Marmara’da, Karadeniz’de de kazacaksın!
“Haklı olmak” güzeldir ancak bu güzellik, ancak “ahlâklı olmak” koşuluyla korunabilir. Bunun yolu da,erdemli bir mücadele yöntemi ve temiz bir siyaset yürütmektir. Azad Kürdistan Devlet Başkanı Mesud Barzanî’nin şu sözü, Kürdistan’ın beş parçasında mücadele eden tüm Kürt hareketlerinin ana ilkesi olmalıdır: “Dünyanın tüm gücü bizde olsa, kimseye saldırmayız. Dünyanın tüm gücü bize saldırsa, teslim olmayız.”
İdeolojik hareketlerin sıklıkla başvurduğu ve alışkanlık, hattâ “mücadele stratejisi” hâline getirdiği pek çok gayr-ı ahlakî davranış ve eylemler (terör, amaçsız şiddet, halkın zarar göreceği şekilde ve yerleşim yerleri dâhilinde silahlı çatışmalara girme, “düşman”a karşı savaşırken en büyük zararı kendi halkına ve topraklarına verme, kurtuluşu için savaştığını iddia ettiği kendi halkına baskı uygulama, bizzat kendi halkına yönelik şiddet ve dikta, her tür eleştiriye kapalı olma ve en ufak bir eleştiriye dahi kaba kuvvetle mukabele etme, hitap ettiği tabanın değer yargılarına taban tabana zıt olan ideolojik fikir ve söylemlerini propaganda ederek bizzat kendi halkını bölme ve böylece halkın temel ve hayatî ihtiyacı olan “millî birlik”i baltalama, “millî birlik” umudunu ideolojik fantezilere kurban etme, kendisine bağlı medya organlarını birer yalan, iftira ve çamur aygıtlarına çevirerek bizzat düşmanına benzemeye çalışma), asla ve asla millî hareketlerin ahlakında yoktur, olmaması gerekir.
Millî bir hareketin nasıl bir ahlâka sahip olması gerektiğini, dünyadaki tüm “kimliksiz halklar” içinde en çok Kürtlerin, Kürtler arasında da en çok Kuzey (Türkiye) Kürtlerinin bilmesi gerekir. Çünkü en fazla onlar bu “millî ahlâk ve erdem” çizgisinden uzaklaştırıldığı için, en başta ve ivedi olarak onların bilmesi gerekir.
Öncelikle bilinmesi gereken şey, hangi şart altında olunursa olunsun, ister zayıf durumda olunsun isterse tamamen yok olma tehlikesi geçirilsin, yine de “güzel ahlâk” ve “erdem” çizgisinden sapılmaması gerektiği ilkesinin, Peygamberî ve Nebevî bir duruş olduğudur. Allâh-û Teâlâ’nın insanlara ve toplumlara doğru ve erdemli yolu göstermek amacıyla gönderdiği peygamberler ve pâk Ehl-i Beyt imamları (Allâh’ın selamı hepsinin üzerine olsun), hem zalim ve baskıcı yönetimlere (devletlere, rejimlere) ve zalim yönetime tabi olan cahiliye toplumlarına karşı tevhîd, adalet ve özgürlük mücadelesi vermişler, hem de bu mücadeleyi verirken, her tür zulme, baskıya, işkenceye ve sürgüne uğramalarına rağmen yine de “güzel ahlâk”ı elden bırakmamışlar, “erdem” çizgisinden sapmamışlardır.
Zira bir zulme karşı, onu ortadan kaldırmak için mücadele edilir, “o zulmü biz onlara yapalım” duygusuyla değil. Bu, intikam güdüsüyle yapılan bir mücadele olur. İntikam güdüsüyle yapılan mücadele ise asla zulmü ortadan kaldırmaz, zalimin ismini değiştirir sadece.
İslam ahlâkından yoksun bir İslamcılık, sadece Müslümanlara zarardır. Kürt ahlâkından yoksun bir Kürtçülük, sadece Kürdistan’a zarardır.
Bu felâkete mahal vermemenin yolu, erdemli bir mücadele yöntemi ve temiz bir siyaset yürütmektir. Zira erdemli bir çizgiden uzak, ideolojik slogan ve fantezilerle kirletilip zehirlenmiş bir mücadele yönteminin ve içinde bin bir türlü soru işaretleri barındıran kirli ve karanlık bir siyasetin, en büyük ve yıkıcı zararı, bizatihi kitlesel tabanını teşkil eden topluma olacaktır. “İşgalci” devletlerin yaptığı tahribat ve yıkım –çıplak gözle daha rahat görüldüğü için– sağlam bir mücadele ve azimli bir direniş neticesinde bertaraf edilebilir. Ancak “kimliksiz halklar”ın içinden ve onlar adına ortaya çıkan ideolojik hareketlerin yol açtığı zihinsel ve ahlakî tahribat, bir toplumun madden ve manen tümden mahvına sebep olmakta, nesilden nesile sürecek olan bu tahribatın bertaraf edilmesi yüzyıllar boyunca bile mümkün olamamaktadır.
Karşınızdaki “düşman” (devlet veya başka herhangi bir zalim güç) ne kadar zalim ve gaddar olursa olsun, hiçbir ahlakî ve insanî kural tanımıyor olursa olsun, sivilleri, masum insanları öldürmekten, esirlere işkence etmekten, her türlü cinayete, katliama imza atıp bunları örtmeye çalışan yalan, iftira, hile yollarına başvurursa başvursun, siz yine de “temiz ahlâk” ve “erdem” çizgisinden sapmamalısınız. Çünkü sapar ve onların yaptığı bu kötülüklerin benzerini siz de yaparsanız, o zaman siz de düşmanınıza benzemiş olursunuz.
“Erdem” ve “temiz ahlâk” çizgisinden, “zafere ulaşmak için” sapmaya hakkımız yoktur. Yoktur, çünkü biz zaten bu mücadeleyi bunlar için veriyoruz. Uğruna mücadele ettiğimiz güzellikleri, savaşın galibi olabilmek için atamayız.
Zira bizatihi onlar için mücadele ettiğimizden dolayı, onları atarsak, baştan kaybetmiş oluruz.
Twitter: @IbrahimSediyani
Web: www.sediyani.com
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIRVerilerle toplumsal sıkışma: Kredi limiti artık yaşamı belirliyor, halk borçlanarak hayatta kalıyor 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.11.2018
25.04.2017
19.04.2017
25.07.2016
22.06.2016
10.06.2016
23.05.2016
21.04.2016
18.04.2016
15.04.2016