İbrahim SEDİYANİ
Türkiye korkunç bir kalleşliğe tanıklık etti. Bu kalleşliğin dünyada bir benzeri yok.
Halkın parasıyla alınan silahlarla halkı acımasızca katlettiler. 200’den fazla insanı hunharca öldürdüler. TBMM’yi ve önemli devlet kurumlarını havadan helikopter ve savaş uçaklarıyla bombaladılar. Başbakan’ın konvoyunu kurşun yağmuruna tuttular. Cumhurbaşkanı’nı kaldığı otelde öldürmeye kalkıştılar. TRT ve diğer birkaç televizyona silah zoruyla el koyup, ekranlardan saatler boyunca tekrar hâlinde “Türk Silahlı Kuvvetleri, yönetime el koymuştur” bildirisi okudular.
Allah korudu… Bu yaptıkları kalleşliklerden sadece birinde amaçlarına ulaşsaydılar, örneğin, Allah muhafaza, Sayın Cumhurbaşkanı’nı öldürmeyi başarsaydılar, hiç şüpheniz olmasın ki ülke korkunç bir iç savaşa sürüklenirdi.
Ülkemiz büyük bir felâket atlattı. Allah korudu.
KALLEŞLİK BÜYÜKTÜ AMA, KARDEŞLİK DAHA BÜYÜKTÜ
Bu kalleşliğe karşı Anadolu halkının verdiği destansı direniş daha büyüktü. Türk’üyle Kürd’üyle, kadınıyla erkeğiyle halkımızın darbecilere karşı gösterdiği mukavemet, tankların önünde yiğitçe duruşu, hiç kuşkusuz muazzam bir hadiseydi ve her türlü hayranlığı hak eden asil bir duruştu.
Erdemli ve onurlu insanların böyle bir hadisede yapması gereken, elbette ki meşru hükümetin, AK Parti Hükümeti’nin yanında yer almaktır. Değil mi ki bu darbe girişimi AK Parti Hükümeti’ne karşı yapılıyor, başka türlü bir davranış, darbeye örtülü destek olurdu. Anlamak isteyenler için vaka bu kadar net!..
Tekrar tekrar ifade etmek isteriz ki, bizler bu askerî darbe girişimi sürecinde iktidardaki AK Parti Hükümeti’nin yanındayız. 15 Temmuz gecesinin ilk saatlerinden itibaren Hükümet’in, Sayın Cumhurbaşkanı’nın ve Sayın Başbakan’ın yanında durduk, darbe tehlikesi tamamen geçinceye kadar da durmaya devam edeceğiz.
Bu erdemli duruşu sergilediğimiz için bize her türlü çamur ve iftirayı atanlar, şunu iyi bilmeli:
Darbe girişimi esnasında iktidarda AK Parti yerine CHP veya HDP olsaydı, bizim tavrımız gene aynı olurdu.
Peki ya siz? İktidarda CHP veya HDP olsaydı, sizin tavrınız gene aynı mı olurdu?
Hiç sanmıyorum…
***
Bir kötülüğü defetmek, ancak yerine iyiliği ikame ettiğiniz zaman değer ifade eder. “İllallah” diyemiyorsan, “La İlahe” demiş olmanın bir manası yoktur.
Türkçe olan “devrim” sözcüğü ile Arapça olan “inqılab” (inkılâp) arasındaki aslî fark da budur. Türkçedeki “devrim”, adı üstünde, “devirmek” fiilinden türemiştir; yalnızca “yıkmak” eylemini anlatır. Ancak Arapça olup Türkçede de kullanılan “inkılâp”, aynı şekilde Arapça olup Türkçede de kullanılan “kalp” sözcüğünden türemiş bir kavramdır; “kalbe nüfûz etmeyi, kalpleri fethetmeyi” anlatır, yalnızca “yıkmak” eylemini değil, “yıkmak ve daha iyisini yapmak” eylemini ifade eder.
Yüce dinimizin en temel düsturlarından biri olan “emr-i bi’l- mâruf we nehy-i ani’l- mûnker” (iyiliği emretmek ve kötülüğü nehyetmek) iki aşamalı bir vecibedir. Eğer “emr-i bi’l- mâruf” yapamıyorsanız, “nehy-i ani’l- mûnker” yapmanızın bir anlamı kalmaz. Yerine iyiliği ikame etmeyecekseniz, kötülüğü defetmiş olmanızın bir manası olmaz.
15 Temmuz darbe teşebbüsüne karşı aziz halkımızın gösterdiği asil direniş neticesinde “kötülüğü defettik”, ancak bunun anlam kazanabilmesi için, yerine “iyiliği ikamet etmemiz” gerekmektedir.
Darbecilere karşı sivil iradenin kazandığı zafer bir “devrim” idi evet, velâkin bunun bir “inkılâp” olabilmesi için, sivil iradenin ve hükümetin bundan sonra yapacakları atılımlar ve atacakları adımlar büyük önem arzetmektedir.
Tankların önüne korkusuzca yatan, yüzlerce kurban vererek ülkeyi cuntacılara ve asker kılıklı terör çetesine teslim etmeyen bu şerefli halkımız, uygar bir ülkeyi ve demokratik bir yönetimi herkesten fazla hak etmektedir.
Bu güzel insanlara verilecek en güzel ödül, onlara daha demokratik bir devlet, çocuklarına da daha uygar ve daha çağdaş bir ülke armağan etmektir.
Onlara bunu çok görmeyin.
Sivil anayasayı bir an önce çıkartın. Barış Süreci’ni yeniden başlatın ve bunu Kürdistan’daki tüm STK’ları, âlimleri, entelektüelleri kapsayacak genişlikte ama daha önemlisi, bu kez sulandırarak değil, ciddî bir şekilde yürütün. Türk ile Kürt arasında, Sünnî ile Alevî arasında, hattâ Müslüman ile gayr-ı müslim arasında ayrım yapmayın. Herkese eşit yaklaşın, toplumun tüm kesimlerini kucaklayın. Toplumu kutuplaştırmayın. Nefret dilini terk edin.
Bunları yaparsanız, sadece 15 Temmuz’dakini değil, gelecekteki olası tüm darbeleri önlemiş olursunuz. Fakat bunları yapmazsanız, yani “emr-i bi’l- mâruf” yapmaktan imtina ederseniz, 15 Temmuz’da başaramadıklarını başka bir tarihte yeniden deneyeceklerdir.
Sizler için sahip olduğu en değerli şeyini, canını ortaya koyan bu halk, bütün bu güzelliklere layık değil mi sizce?
Onlara daha demokratik bir devlet, daha uygar ve çağdaş bir yönetim, çocuklarına da daha aydınlık bir ülke hazırlayın.
Ve unutmayın ki, 15 Temmuz gecesi meydanlara akın eden milyonlar, yalnızca sizin partinizin seçmenleri değildi. CHP, HDP, MHP, BBP, Saadet Partisi, HüdaPar, Yeşiller ve Sol; her partinin seçmeni vardı.
Seçim dönemlerinde hedef gösterdiğiniz, kendilerine karşı “nefret dilini” kullandığınız kesimler vardı. Sizi ve demokrasiyi korumak için canlarını ortaya koydular.
Öyleyse kutuplaştırıcı, ötekileştirici üslûbunuzu terk edin artık. Nefret dilini bırakın.
Bu insanlarla helâlleşin, gönüllerini alın. Kalplerine girmeye çalışın, kalbinizde onlara yer açın.
Tankları fethetmekle yetinmeyin, kalpleri de fethedin.
“Devrim” değil, “inkılâp” yapın.
*Yazar
[email protected]
Twitter: @IbrahimSediyani
Web: www.sediyani.com
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları


























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.11.2018
25.04.2017
19.04.2017
25.07.2016
22.06.2016
10.06.2016
23.05.2016
21.04.2016
18.04.2016
15.04.2016