İhsan DAĞI
Ben demiyorum; AK Parti İstanbul İl Başkanı söylüyor. Kurulduğunda partisinin programını ‘demokrasi programı’ olarak niteleyen bir partinin önemli bir yöneticisi bugün artık ‘demokrasi sadece sandıktır’ noktasına gelmişse söylenecek söz; ‘memlekete geçmiş olsun’dur ancak...
Elbette, sandıksız demokrasi olmaz. Peki sandık bir demokrasinin ‘yeter şartı’ mıdır? Hele iddianız ‘ileri demokrasi’ ise? Demokrasinin ‘meşrulaştırıcı’ söylemini kullanıp, sonra da onu kafanıza göre tanımlamak olmaz. Evrensel standartları, var demokrasinin. Anayasasına göre totaliter Sovyet yönetimi ‘sosyalist demokrasi’, Doğu Almanya’nın resmi adı ‘Demokratik Alman Cumhuriyeti’ idi, Sovyet işgalinden sonra Afganistan da ‘Demokratik Cumhuriyet’ olmuştu... ‘Yeni başlayanlar ve unutanlar için’ yazmıştım demokrasiyi... Bir daha hatırlatayım:
“Bir yöntem olarak demokrasi seçimler yoluyla çoğunluğun tercihlerinin belirlenmesi ve bu tercihler doğrultusunda kamu politikalarının oluşturulması anlamına gelir. Ancak, demokrasi sadece “adil” ve “özgür” seçimlerin varlığıyla hayatiyet kazanmaz. Özgürlükler ve temel insan hakları demokrasinin içermesi gereken değerlerdir. Demokrasilerde güç hiçbir kimsenin ya da grubun tekelinde değildir; iktidar tekelleştirilemez. Kuvvetler ayrılığı ilkesi, düzenli aralıklarla yapılan seçimler, sivil toplum örgütleri, çıkar grupları gibi kurumlar ve mekanizmalar gücün tekelleşmesini ve mülkleşmesini engelleyicidir. Demokrasiler, sorunların ve çözüm yollarının, yani sosyal ve siyasal gerçekliğin mutlak olmadığı ön kabulüne dayanır. Hakikat değil hakikatler vardır ve siyaset bu farklı hakikat ve çıkar tasarımlarının serbestçe rekabet ettiği ve bazen de uzlaştığı kamusal bir etkinliktir. Bu haliyle demokrasiler farklı ‘iyi’ tercihlerinin çoğul rekabetini öngören ve bu rekabeti düzenleyen yöntem, süreç ve kurumlardır.
Dolayısıyla demokrasilerde çoğunluğun mutlak egemenliği olamaz. Sayısal çoğunluk, bizatihi çoğunluk olması itibarıyla azınlıkta kalan kişilerin, görüşlerin ve hayat biçimlerinin meşru olmadığını öne süremez. Çağdaş özgürlükçü demokrasiler çoğunluk yönetimlerinden çok, çoğulcu rejimlerdir; farklı görüş, çıkar ve yaşam biçimlerinin bir arada barışçıl ilişkisini gerektirir. Demokrasilerde ‘çoğunluğun yönetimi’ bir yöntemdir... Azınlıkta kalan görüşe yönelik tutum, çoğunluk görüşünün de meşruiyet zeminini oluşturur. Azınlıkta kalan düşünce ve kişilere yaşam alanı bırakmayan bir çoğunluk yönetimi kendi meşruiyetini de kaybeder.
Dolayısıyla demokrasilerin kendilerini temel insan hak ve özgürlüklerle sınırlandırması şarttır. Yani demokrasi bir “sınırlı yönetim” biçimidir. Yönetimi sınırlayan ise vatandaşların temel hak ve özgürlükleridir. Demokrasilerde hakları gözetilecek vatandaşlar, muhalifler de dâhil olmak üzere bütün halktır. Herhangi bir devlet, vatandaşların birlikte yaşama arzuları üzerine kurulur. Birlikte yaşama arzusu ve iradesi temel hak ve özgürlüklere müdahalede bulunan bir çoğunlukçu yönetim anlayışı tarafından zedelenebilir. Milli irade üstündür. Demokrasi, seçmen iradesine dayanmakla birlikte seçmen iradesinin sınırsız olduğu anlamına gelmez. İktidar gücünün sınırı bireysel hak ve özgürlüklerdir. Azınlıkta kalan bireylerin ve grupların temel haklarının dokunulmazlığı milli iradenin sınırlarını göstermekten öte, toplumsal barış ve sistemin temelleri üzerinde ulusal mutabakatı da sembolize eden pratik bir çatışma önleyici önlemdir.
Demokrasiler vatandaşlar arasında eşitliği öngörmekle beraber toplum içinde farklılıkların ve çoğullukların varlığına ve temsiline de imkan tanır. Farklı görüş, tutum ve tercihler arasında rekabete dayalı yarışmacı bir çerçevedir demokrasi; farklılıkların giderilmesini değil yarışmasını ve uzlaşmasını gerektirir. Bunu gerçekleştirmenin yolu da başta ifade özgürlüğü olmak üzere sivil ve siyasal haklardır.”
Böyle bir demokrasi, yani ‘tam demokrasi’ zor mu? Demokrasiye ‘yerli’ bir kılıf uydurmak yerine onun evresel standartlarına uymayı denesek...
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.01.2025
10.05.2024
11.04.2024
8.04.2024
3.01.2024
25.12.2023
13.12.2023
16.10.2023
9.10.2023
17.06.2023