İhsan DAĞI
AKP’nin sorunu, kendi ‘kuruluş felsefesi’nden uzaklaşması; demokrasi diyerek yola çıkan bir partinin giderek otoriterleşmesi, yasaklara son vermeyi hedeflediğini ilan ederken yasakçı hale gelmesi, bir konuşmasından dolayı hapse atılan liderinin artık ifade özgürlüğüne tahammülünün kalmaması... Ne oldu AKP’ye? ‘Orijinal’i nerede?
Mutlak iktidar çürüttü. Denetimsiz, alternatifsiz olmak, devlet gücünü fütursuzca kullanmak, halkı kendine mahkûm görmek, gerekirse inşa ettiği medyayı bir propaganda makinesi gibi kullanıp halkı manipüle edebileceğini düşünmek AKP iktidarını çürüttü. Bir zamanlar generallerin yaptığı yanlışların aynısını yaptılar; devleti, milleti, hazineyi kendi kişisel malları gibi gördüler. Böyle bir ‘görüş’ biçimi demokrasiye değil, otoriter bir rejime çevirdi Türkiye’nin yönünü. Demokrasiyi sandığa indirgediler, insanların temel hak ve özgürlüklerini, kuvvetler ayrımını, hukuk devletini unuttular. En ulusalcı kesimin iç düşmanlar ve komplolar söylemine savruldular.
Düne kadar demokrasi, ifade özgürlüğü talepleriyle gelen ve yıllar içinde otoriterleşen, farklı düşüncelere tahammülü kalmayan bir parti var sanıyorduk ve bu eğilimi eleştiriyorduk.
Bugün biliyoruz ki sorun sadece otoriterleşme değilmiş; otoriterleşen bir iktidarın geçmişteki bütün iddialarının ve duruşunun aksine yolsuzluklar karşısında da duramaması noktasına kadar gelmiş. Kendisine “AK” diyen bir partinin, programında yolsuzlukla mücadeleyi ana hedeflerinden biri olarak açıklayan bir partinin, iktidara neredeyse bütün diğer partileri tüketen bir yolsuzluk dalgasından sonra gelen bir partinin ortaya atılan iddia ve belgeler karşısında hukuka, vicdana ve de siyasal akla uygun davranması beklenirdi.
Tam tersi oluyor. Yolsuzluklarla mücadele için yola çıktığını söyleyen bir parti, yolsuzlukları soruşturan, belgelerini ortaya çıkarıp yargıya gönderen savcı ve kolluk görevlileriyle mücadele yapan bir partiye dönüşüyor…
Bu, tam bir kopuş. Gerçeklerden, geçmiş başarılardan, kendinden ve de toplumdan kopuş hali. Yolsuzluk iddialarının, belgelerinin ve hepsinden önemlisi hukuk sürecinin üzerine gitmek yerine, Gezi’de uygulanan stratejinin aynısını devreye sokarak yargı sürecini komplolarla savuşturmaya çalışmak hiç de akla yatkın değil.
Dün Cengiz Çandar’ın Radikal’deki analizi AKP’ye çok önemli bir hatırlatmada bulunuyor: “Konu ‘yolsuzluk ve rüşvet’e dayanırsa; ‘siyasi komplo’, ‘hedef Tayyip Erdoğan’, “amaç ‘Yeni Türkiye’nin önünü kesmek, Türkiye’nin dünyada bir güç olarak ortaya çıkmasını önlemek” gibisinden her biri adeta ‘eşanlamlı’ olarak kullanılan kavramlar ile süslü argümanlar tutmaz. Çünkü ne yapsanız, böyle yaptığınız takdirde, ‘yolsuzluk’un üzerini örtmeye çalıştığınız izlenimini verirsiniz. Kamuoyu vicdanında ‘temyizi olmayacak’ şekilde ‘mahkûm’ olursunuz. ‘Ahlak’ namına söylevleriniz, ‘yetim hakkı’ konusundaki vurgularınızı kimse dinlemez artık… Zira, ‘yolsuzluk’, halkın en hassas olduğu ve o hassasiyetiyle hiç kül yutmadığı ve dünyanın her yerinde iktidarları mahveden en büyük virüstür.”
Sanırım AKP ve Başbakan, siyasi hayatlarının en büyük hatasını yaptılar; yolsuzlukların üzerine gitmek yerine kapatmaya çalışır bir görüntü verdiler. Dahası, aldıkları bu pozisyonla içinde bugün bilmediğimiz bir dolu yolsuzluk, rüşvet ve usulsüzlüğün bulunduğu ‘sistem’e kefil oldular; sadece mevcut iddiaların muhataplarının değil sistem içinde çıkması muhtemel tüm usulsüzlüklerin şimdiden savunucusu konumuna düştüler.
Böyle bir ‘genel kefalet’, bu kadar geniş bir alanda savunma kurmak siyaseten pek rasyonel değil. İddiaların doğru çıkması durumunda geri adım imkânı tanımıyor çünkü bu pozisyon. Geriye tek bir seçenek kalıyor; iddiaların doğrulanmasının yolunu kapatmak... Soruşturma ve yargı sürecini kısa vadede durdurmak mümkün ama uzun vadede imkânsız.
Sonuçta milletin önüne üç ay sonra bir sandık konulacak, millet de kararını verecek. İnşallah sandık yarışı ‘adil ve özgür’ olur ve inşallah birileri sandıktan çıkana da ‘komplo’ demez...
Yazarlar
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.01.2025
10.05.2024
11.04.2024
8.04.2024
3.01.2024
25.12.2023
13.12.2023
16.10.2023
9.10.2023
17.06.2023