İhsan DAĞI
Hükümet, internetle ilgili düzenlemeyi Meclis'ten geçirdi. Bu yasa “internetin Takrir-i Sükûn'udur”. Cumhurbaşkanı da onaylarsa Türkiye ‘mini' Takrir-i Sükûn'una kavuşmuş olacak.
1925 model orijinalinde olduğu gibi hükümet yargı kararı gerekmeden istediği internet sayfalarına sansür uygulayacak.
Bilen bilir, 1925 tarihli Takrir-i Sükûn diye bilinen kanunla muhalif her türlü faaliyeti durdurma, yasaklama yetkisi doğrudan hükümete verilmişti.
Şöyle diyordu Türkiye'yi tek parti rejimine götüren yasada; ‘İrticaa ve isyana ve memleketin nizam-ı içtimaisini ve huzur ve sükûnunu ve emniyet ve asayişini ihlale bâis bilumum teşkilât ve tahrikat ve teşvikat ve teşebbüsat ve neşriyatı, hükümet, reisicumhurun tasdikiyle ve re'sen ve idareten men'e mezundur.'
Bu yasayla hükümet kendi muhaliflerini ortadan kaldırdı. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, hükümet tarafından kapatıldı. Muhalif basın susturuldu. Bağımsız derneklerin, kulüplerin kapılarına kilit vuruldu. Önce tek parti rejimi, ardından da parti devleti kuruldu.
Neredeyse yüz yıl sonra benzer bir modele Türkiye'yi götürmek mümkün olacak mı? 20. yüzyılın başlarında bile 20 yıl dayanabilen bir rejimin benzeri 21. yüzyılda kurulabilir mi?
Ne medya tamamıyla kontrol altına alınabilir, ne de toplum zapturapt altında tutulabilir. Demokrasi dışı bir rejimin hüküm sürdüğü bir Türkiye, iç huzurunu, barışını kaybeder. Unutmayın, demokrasi, diğer özelliklerinin yanı sıra ‘çatışma önleyici' bir mekanizmadır. O mekanizma bozulduğunda toplum barışını kaybeder, ülke yönetilemez hale gelir.
Dahası demokrasi, bu ülkenin birliğinin ve bütünlüğünün garantisi.
Açık toplumun ve demokratik rejimin vazgeçilmezi basın özgürlüğü. Kamusal tartışmaları sağlıklı bir biçimde yürütmek, yönetenleri denetlemek ve hesap vermeye zorlamak için özgür bir basına ihtiyaç var.
Basının ‘özgürlük fotoğrafı'nı dünyanın en önemli ‘demokrasi reyting' kuruluşu diyebileceğimiz Freedom House çekmiş. ‘Demokrasi Krizi: Yolsuzluk, Medya ve İktidar' başlıklı rapor geçen hafta yayınlandı.
Rapor genel bir tablo çizerek başlıyor: ‘Kasımdan bu yana Türkiye'deki gelişmeler giderek daha vahim bir hal alıyor. Yolsuzluk skandalını ortaya çıkaran polis baskınları ve hükümetin en üst düzeyindeki kişiler hakkındaki çok büyük ihale yolsuzlukları ve karapara aklama iddiaları üzerine hükümet çılgın bir kıyım başlattı. Görüşlerini açıkladıklarından dolayı işlerinden atılan gazetecilere yenileri eklendi. Binlerce emniyet görevlisi ve savcı yaptıkları işlerden alınarak yeni görev yerlerine gönderildi. Önerilen yeni internet düzenlemesi internet sitelerinin hükümet tarafından mahkeme kararı olmaksızın kapatılmasını mümkün hale getiriyor. Dahası hükümet, yargıyı doğrudan Adalet Bakanlığı'nın kontrolüne alarak güçler ayrılığı ilkesini tehdit ediyor. Türkiye'de demokrasi krizi müstakbel bir sorun değil, şimdi var olan bir sorun'.
Freedom House Başkanı ve raporun yazarlarından David J. Kramer; “Medya, hükümet tarafından uygulanan çok büyük bir baskıyla karşı karşıya ve hükümet şimdi de diğer kurumlara yönelik müdahalelerini genişletiyor.” diyor. Raporda, “Türkiye hükümetinin Aralık 2013'te ortaya çıkan büyük çaplı yolsuzluk skandalının ardından ifade özgürlüğünü baskı altına alma yönünde daha da yoğunlaşan girişimleri anlatılıyor.”
“Geçtiğimiz sene içerisinde, hükümet baskısı nedeniyle onlarca gazeteci işlerinden edilmiş ve hükümet yetkililerinin gazetecilere yönelik tehditleri olağan hale gelmiştir.” deniliyor ve ilave ediliyor:
“Freedom House'un ölçümlerine göre Türkiye bir diktatörlük değil. Canlı ve çeşitlilik taşıyan sivil toplumuyla farklı görüşlerin dile getirildiği bir ülke. Fakat hükümeti eleştirmenin insanların geçimini, onurunu ve bazen de özgürlüğünü riske attığı bir ülke. Hükümetin azalarak değil artarak otoriter davrandığı bir ülke... Orduyu alt eden AKP, devlete yerleşik otoriterliğin çekiciliğine direnemedi.”
Bu çağda ‘kapalı toplum' ve ‘otoriter devlet' hayalleri kurmak abesle iştigal...
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.01.2025
10.05.2024
11.04.2024
8.04.2024
3.01.2024
25.12.2023
13.12.2023
16.10.2023
9.10.2023
17.06.2023