Kurtuluş TAYİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği rakamlara göre ABD, Suriye’nin kuzeyine 18 bin TIR, 3 bin kargo uçağı silah taşıdı. Bölgede 22 askeri üs kuran ABD, Fırat’ın doğusundaki petrol kaynaklarıyla PYD/YPG terör örgütünü besliyor.
Bu rakamlar, ABD’nin Fırat’ın doğusunda bir devlet kurma hazırlığı içinde olduğunu bütün açıklığıyla gösteriyor. PYD/YPG’ye verilen bu askeri, siyasi, ekonomik destekle örgütü Fırat’ın doğusunda dokunulmaz bir güç haline getirmeye çalışıyorlar. Varmak istedikleri nokta; askeri olarak güçlendirdikleri, siyasi olarak koruma sağladıkları bu “İkinci İsrail”e hiçbir devletin ilişememesi, müdahale edememesi.
Bunun için de Fırat’ın doğusunu öncelikle Suriye rejimine kabul ettirmek zorundalar ki, bunu şimdiden başarmış görünüyorlar. Suriye rejimine baksanıza; Fırat’ın doğusunu değil, İdlib’i kendisi için tehlike olarak görüyor. Rejim, Suriye’nin toprak bütünlüğünün adeta garantörü gibi hareket eden Türkiye’yi düşman olarak görürken, kuzeyde 22 askeri üs kuran, terör ordusu oluşturan ve fiili olarak Suriye’yi bölen ABD ve PYD’ye hiç ilişmiyor. Suriye rejiminin müttefiki olan Rusya ve İran ile ortak hareket eden Türkiye’yi neden düşman olarak görüyor? Bu tuhaf değil mi?
Türkiye’nin Esed rejimi ile masaya oturmasını isteyenlerin görmeye pek yanaşmadığı gerçek de burada yatıyor; Esed, ülkesinin bölünmesine, Fırat’ın doğusunda bir PKK devletçiğine karşı değil, aksine, ABD’nin Suriye haritasını el altından çoktan kabul etmiş durumda. Esed, sanıldığı gibi bugün hâlâ yaşıyorsa, bunu Rusya ve İran’a değil daha çok ABD’ye borçludur. Esed, Fırat’ın doğusundaki PYD/YPG varlığına göz yumduğu için hâlâ ayakta ve nefes almaktadır.
ABD, Fırat’ın doğusunda “İkinci İsrail”e karşı Türkiye’den kaynaklı direnci ortadan kaldırmak için Esed rejimini kullanıyor. PYD/YPG’yi Esed ile masaya oturtarak Türkiye’ye “sana ne oluyor, alan memnun veren memnun” demeye getiriyor. Türkiye, Rusya ve İran ittifak ile aynı zamanda bu oyunu bozmaya gayret ediyor.
ABD, Suriye topraklarında Esed ve PYD/YPG’den başka bir güç ortada bırakmamaya çalışıyor. Halep katliamına seyirci kalmaları, İdlib’i tribünden izlemeleri bu yüzden. Sonunda ülkeyi iki güç (Esed-PYD) arasında paylaştırmayı öngörüyorlar. Türkiye’ye yakın bütün güçleri tasfiye etme niyetindeler. Ankara’nın İdlib operasyonuna karşı çıkmasının altında da bu yatıyor; Rusya ve İran’ın da hizmet ettiği sonuçta ABD’nin bu politikasıdır. Ankara’nın Esed’le uzlaşması demek, ABD’nin PYD/YPG planını kabul etmesi demektir. Ankara’nın Esed’le uzlaşmasından sonra gelecek adım ise Esed’i PYD/YPG ile uzlaştırmaktır. Ondan sonra Ankara’nın Suriye’de olacaklarla ilgili bir söz hakkı kalır mı?
ABD’nin planı, projesi bellidir; Ankara da bu gerçeği tüm ayrıntılarıyla görmekte ve bilmektedir. Türkiye’nin çıkarı Astana süreciyle Suriye’de sağlanacak bir barış ve kurulacak yeni düzendir. Doğru olan Suriye politikası da budur.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019