Lale KEMAL
1980’lerin başında Anadolu Ajansı dış haberler servisinde gazetecilik mesleğine başladığım yıllarda casusluk faaliyetleri, o zamanki Soğuk Savaş döneminin iki süpergücü ve onların taraftarı ülkelerin birbirlerini, günün daha az gelişmiş teknolojisiyle takibine odaklıydı.
Gazeteciler de -tabii meyilli olanlar- bu casusluk faaliyetlerinde kullanılıyordu bugün olduğu gibi. O zamanki amirlerimden biri anlatmıştı. Ankara’da yabancı ülke temsilcilerinin milli gün ve diğer vesilelerle verdikleri resepsiyonlarda, casusluğa gönüllü olan ya da zorlanan gazetecilere fotoğraf makineleri verilip, kimi katılımcıların fotoğrafları da çekilip milli istihbarata servis edilirmiş.
İstihbarat dünyasının deneyimli ismi MİT’in eski müsteşar yardımcılarından Cevat Öneş, istihbarat servisleri aracılığıyla dost, düşman ülkelerin ulusal çıkarları adına birbirlerini dinliyor olmalarının yeni bir şey olmadığına dikkat çekerek ekliyor: “Tek değişen dinlemelerde kullanılan ileri teknoloji. Teknolojik üstünlüğü olan ülkeler dinlemelerde ön planda oluyorlar. Her ülke, imkânları kabiliyetinde birbirini dinler. Bu dinlemeler ülkelerin önleyici istihbarat ve analizlerine katkıda bulunur.”
Güncel gelişme olarak Alman istihbaratının Türkiye’yi dinlemiş olduğu konusunda Öneş şöyle diyor: “Almanya gibi AB içinde lider ülke iseniz, ön almak istiyorsanız, Türkiye gibi önemli bir coğrafyada yer alan ülkeyi ve bu ülke ile bağlantılı yakın coğrafyadaki gelişmeleri takip etmek için elektronik dinleme yapmamanız mümkün değil.”
Öneş, “Sadece dost ve müttefik ülkeler arasında istihbarat çalışması yapılmaması bir centilmenlik kuralı olarak dikkate alınır ve hassasiyet gösterilir ancak ihtiyaç duyulan ulusal çıkarlar için hiçbir çalışma yapılmamasından bahsetmak doğru değildir.” diye de ekliyor.
NATO üyesi Türkiye’yi dinlediği ortaya çıkan Almanya’nın da yine bir diğer müttefiki ABD tarafından dinlendiğinin ortaya çıkmış olduğunu hatırlatalım.
Yalnız bu noktada, Almanya’nın, dost tanımına dair çelişkiye değinmek gerekiyor. Almanya Başbakanı Merkel, ABD tarafından ülkesinin dinlendiğine dair haberlere sert tepkisinde, “Dostlar arasında dinleme kabul edilemez.” derken, sözcüsü Wirtz, önceki gün “Türkiye dost değil mi?” mealindeki soruları yanıtsız bırakmayı tercih etmişti.
Öneş, Türkiye için telaffuz edilmeyen dost kavramı ile Almanya’nın neyi kastettiğini bilemeyeceğini belirtmekle beraber, “Türkiye dış politikasında bir güven kaybına uğramadı mı?” şeklindeki soruma, “Şüphesiz, son aylarda böyle bir algı ve görüntü ortaya çıktı.” yanıtını veriyor.
İktidarın ülke içindeki anti demokratik uygulamalarına paralel olarak Batı değerlerinden kopuşunu hızlandıran dış politikasına ABD ve AB üyesi ülkelerin alenen tepki veriyor olmaları herkesin malumu. Dolayısıyla Almanya’nın, ısrarlı sorulara rağmen Türkiye’nin “dost” ülke olduğunu telaffuz etmemiş olması yadırganmamalı.
Öneş, Almanya’nın Türkiye’yi dinlemiş olmasının hükümetin analizlerinde, her türlü gelişmelerden dış güçleri sorumlu tutma yolundaki algı çalışmasını güçlendirebileceğine de işaret ediyor.
“İktidar, dinlendiği iddiasıyla, delil üretip kendi vatandaşlarına polisiye tedbirler uygularken ulusal çıkarları adına diğer ülkeleri etkin dinliyor mu?” sorusu kritik ve paradoksal.
NOT: 16 Ağustos 2014 tarihli “Prestij için savaş uçağı yapılır mı?” başlıklı makalemin spotunda yazım hatası sonucu yer alan bilginin doğrusu, “Türkiye’nin silah sanayiinde her türlü sistemi yerli üretmeye girişerek kaynaklarını israf etmesi yerine ehil olduğu elektronik sistemler gibi alanlara yoğunlaşması akılcı olacaktır.” şeklindedir.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016