Lale KEMAL
IŞİD terör örgütü, bundan yaklaşık 8 ay önce NATO üyesi Türkiye'nin sınırdaş olduğu Irak ve Suriye'de büyük ölçekte toprak işgal etti.
ABD'nin öncülüğünde kurulan Batı/Arap koalisyon güçleri, Türkiye'nin dibine yerleşen ve Halifelik ilan eden bu terör örgütünü bitirmek adına hava operasyonlarını sürdürüyorlar. Karadan, başta Irak ve Suriye'deki Kürt grupların koalisyona vermekte oldukları destek zayıf kalıyor.
Hatırlanacağı üzere, geçen ekim ayında hükümet, “Kürt alerjisi,” nedeniyle IŞİD'e karşı takviye güçlerin, Suriye'deki Kürt kenti Kobani'ye Türk toprakları üzerinden geçmesine ayak diretmiş, sonrasında kabul etmişti.
Nasıl olur da Türkiye, sınırlarında yuvalandığı için topraklarına birincil tehdit oluşturan IŞİD'e karşı savaşı yürüten koalisyon içinde yer alıp almayacağına halen karar vermemiş olur?
Hükümetin, belki de Suriye Devlet Başkanı Beşir Esad'ı yerinden edecek tek güç olarak gördüğü IŞİD'in yenilgisini istemediği, IŞİD'e AKP tabanında sempati olduğu -ki Emrullah İşler'in attığı IŞİD destekli tweet hatırlardadır- ya da 46 Türk rehinenin serbest bırakılması karşılığında IŞİD'e verilmiş olan birtakım sözler Ankara'yı kararsız bırakıyor olabilir.
Hükümetin zaten, IŞİD koalisyonuna aktif katılım karşılığında Esad'ın devrilmesi güvencesinin verilmesi yolundaki ön şartını biliyoruz. Aktif katılım, Türkiye'nin İncirlik dahil üslerinin de IŞİD'i bombardıman amaçlı kullanılması.
Aylardır ABD'nin ve diğer bazı koalisyon ortaklarının kabul edilemez bulmalarına rağmen Ankara'nın Esad koşulu ve güvenli bölgeler kurulması konularında diretiyor olması, ‘aslında bu koalisyona katılmamak için bir bahane mi?' sorusunu akla getirmiyor değil.
Hükümetin, IŞİD'le mücadele koalisyonunda aylardır yer almamakta diretmesine rağmen bu örgütün bitirilmesi için ılımlı muhalif savaşçıların eğitimi ve silahlandırılmasını öngören ‘eğit ve donat' programına Suudi Arabistan ve Ürdün ile birlikte katılmayı kabul ettiğini biliyoruz. Ne var ki aylar geçti, Ankara bu programın başlatılması için gerekli siyasi ve teknik konularda ayak sürüyor.
Anlaşma Mutabakatı adı verilen ve ABD ile aylar süren müzakerelere rağmen çözülemeyen konuların başında yine Ankara'nın Esad takıntısı geliyor.
Ankara, anlaşma mutabakatının siyasi deklarasyon bölümüne, IŞİD'le mücadele için eğitilecek gücün aynı zamanda “Esad'ın devrilmesi için de savaşacağı,” mealinde açık bir ifade konulmasını istiyor.
Washintgon ise, koalisyonun ana hedefinin IŞİD'i bitirmek olduğunu belirterek açık biçimde “Esad”ın devrilmesi,” ifadesine karşı çıkıyor.
Şimdi Washington, Suriye hükümetinin değişmesi gerektiği yolunda alınan BM güvenlik konseyi kararları ile Suriye'de ilk aşamada Esad yönetiminin yerine geçici bir hükümet kurulmasını öngören Cenevre bildirilerine atıf yaptığı orta yol metnine Ankara'dan gelecek yanıtı bekliyor.
Ankara-Washington görüşmelerinde mutabık kalınan tek konu, savaşçıların jandarma eğitim merkezinin bulunduğu Hirfanlı Barajı'na yakın Kırşehir'de eğitim almaları.
Türk hükümeti, eğitimin verileceği muhaliflerin seçimini, MİT'in mi yoksa TSK'nın mı yapacağı konusunda da karar verebilmiş değil. Bu kararsızlığında iki kurum arasındaki çekişmenin etkili olduğu öne sürülüyor.
Türkiye, Ürdün ve Suudi Arabistan'da eğitilmeleri öngörülen ve “Yeni Suriye Gücü” adı verilecek savaşçıların topraklarını savunabilecekleri nitelikte NATO standardına uygun 7,62'lik otomatik tüfekler ile RPG adlı yüksek kalibreli makineli tüfeklerle donatılmaları üzerinde mutabakat sağlanmış gibi.
Ankara'nın kimlerin eğitileceği konusunda “kırmızı çizgi çektiği” grup ise Suriye'deki PKK'nın kolu PYD -ki aylardır, Kobani kentinde Iraklı Kürt Peşmergeler ile birlikte IŞİD'e karşı savaşıyor. Ama eğitilen savaşçıların oluşturacağı Yeni Suriye Gücü'nde devre dışı kalacak.
Gelelim, eğitildikten sonra profesyonel savaşçı çıkacak bu kişilere, hangi üslerde silahların verileceğine. Ankara, bu amaçla hangi üslerini tahsis edeceğini daha belirlememiş.
Muhaliflerin, eğitim görecekleri bölge ile IŞİD'e karşı savaşacakları Suriye arasındaki mesafede silah taşımalarının sakıncaları nedeniyle bu ülkeye en yakın üslerde silahlandırılmaları gerekiyor.
Şayet yukarıda özetlemeye çalıştığım konularda uzlaşma sağlanırsa bir mutabakat anlaşması bu ay sonunda imzalanabilecek ve muhaliflerin eğitimi, mart ya da büyük olasılıkla nisan ayında başlayacak.
Amacı, IŞİD'in biran önce bölgeden temizlenmesine destek olacak taze kuvvet sağlanması olan ‘eğit-donat' programı zaten çok gecikmiş durumda.
Hükümet, Türkiye'nin belki de bir gün tek başına IŞİD ile mücadele etmek zorunda kalmaması için daha da gecikmeden bu örgüte karşı oluşturulan koalisyona katılmalı. Dibindeki IŞİD'in yenilgiye uğratılması yönündeki çabaları sabote eden taraf olmayı istemez sanırım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016