Lale KEMAL
İktidarın, Gezi olaylarından başlayıp 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarını kapatmak adına devam eden toplumu zapturapt altına alma politikaları, tüm muhalif kesimlerde doğal olarak bir korku iklimini çoktandır yaratmış bulunuyor.Korkular, sahici, yanlış algılardan kaynaklanmıyor.
Çok tartışmalı iç güvenlik paketi daha çıkmadan dahi, bir kameraman, polisin yol kesip arama yapması sırasında, haberlere göre, tansiyon hapını bile almasına izin verilmemesi sonucu ölüyor. Dün internet sitelerine düşen, bugün de gazetelerde yer alan bir fotoğrafa baktınız mı? Bir polis, Gaziantep’te, belediyeyi protesto eden esnafa, biber gazı sıkıp sıkmamakta tereddüt eden bir diğer polisi, ensesinden yakalamış, “Oğlum sıksana, sık lan sık” diye bağırıyor. Meslektaşının, vatandaşa gaz sıkması için ensesine yapışan polis ile tam karşısında fotoğraflanan polisin yüz ifadesine bir bakın, çok açık bir nefret, öfke duygusu hakim, hem de meslektaşına. Bu nefret duygusunun, vatandaşa bin beter yansımakta olduğunu yaşayarak görüyoruz.
Polisin, iç güvenlik paketi çıktığında daha neler yapacağını varın siz düşünün.
Bir TV kanalındaki Arka Sokaklar dizisinde, polis rolündeki oyuncunun, olası suçlu rolündeki oyuncuya, “lan” diye hitap ediyor olması, nasıl bir kültüre sahip olduğumuzu da gösteriyor.
Diğer yandan, dönemin başbakanı iken şimdiki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Gezi eylemlerinde, orantısız güç kullanan polisleri, “destan yazdılar” diye taltif ettiği bir Türkiye’den bahsediyoruz.
Oysaki polisin, şiddet kültüründen arınması, gerçek suçluyu ayırt edebilecek kapasiteye ulaşması, medeni ülkelerde olduğu gibi bireylerin temel hak ve özgürlüklerine saygı göstermesi gerektiğine dair onlarca yılı bulan eğitimden geçtiklerini biliyoruz. Şimdi amir konumunda olan ve genç nesil polislere, aldıkları bu eğitimlerle yol gösterici olduklarını düşündüğümüz polislerin çoğu, yaratılan hayali bir düşmana karşı mücadele bahanesiyle ya tutuklandılar, ya mesleklerinden atıldılar ya da gözaltı tehdidiyle sindirildiler.
Polis, tıpkı ordu gibi kontrol edilemeyen bir güce dönüştürülüyor. Kontrol edilemeyen güç, üzerinde hiçbir demokratik denetim mekanizması olmadığından dolayı keyfi uygulamalara açık bir güç anlamına gelir. Oysaki görevi gereği silah taşıyan bu güçler üzerinde, demokratik toplumlarda olduğu gibi denetim mekanizmalarının çok iyi çalıştırılması gerekir. Aksi, kontrolsüz güç haline getiriliyor olmalarından dolayı asayiş olayları tırmanır, ülke güvenliği riske girer.
Polisin aşırı güçle donatılıyor olması buna mukabil üzerindeki yargı denetiminin, Gezi davalarında da gördüğümüz üzere çalıştırılamıyor olması, keza yargı erkinin yürütmeye bağlanmış olması, istihbarat örgütünün denetimsiz bırakılması gibi yasal tedbirlere bakıldığında, Türkiye’de artık askeri vesayetin yerini çoktandır iktidarın aldığını söylemek mümkün.
Polis, yani güvenlik güçleri, istihbarat, yani MİT, yargı, işadamları, bürokratlar, ordu ve gazetecileri içine alan ve hepsinin tek bir merkezden yani tek kişi tarafından sıkı kontrol altına alındığı, “sadakat” temelli dikey bir yapı ya da piramit oluşuyor. Ne var ki, geçmişte olduğu gibi böyle bir yapının, devlet içinde devlet haline gelecek potansiyeli içinde barındırıyor olması gibi bir risk var.
Batılı müttefikler, Türkiye’deki yapıyı yarı otoriterliğe kayış olarak tanımlıyorlar. Ancak böyle bir sistemin, NATO üyesi Türkiye’nin Batı ile kaynaşmış ilişkileri ve halkın, kesintilere uğramış olsa da demokrasinin kimi nimetlerinden az çok yararlanıyor olması gibi faktörlerden dolayı ilelebet sürmeyeceği kanaatini taşıyorlar.[email protected]
Yazarlar
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016