Lale KEMAL

AKP büyük U dönüşünü yapmazsa Türkiye kaybeder
4.01.2015
1982

 Avrupa'nın, yaşamakta olduğu Suriyeli mülteci istilasını geri püskürtmek için sınır bekçisi olarak Türkiye'ye ihtiyacı var.

Keza hem Avrupa hem de ABD'nin, IŞİD'le mücadelede Türkiye'nin açtığı üslerinin devamlılığını sağlaması gerekiyor. Bu gerekçelerle, Ankara'nın, tahammül boyutlarını aşan insan hakları ihlallerine göz yummakta oldukları yolunda güçlü bir algı var. Kimi ülkelerin hukuk devletini yok saymalarına Batı demokrasilerinin göz yumma hali, uluslararası ilişkilerde, reel politik denen çıkarları gözetmek adına amiyane tabirle her yol mubah şeklinde de tanımlanır. AB'nin, ulusal güvenlik çıkarları kesiştiğinden dolayı AKP ile çıkar birliği içine girdiği dolayısıyla Türkiye'de, aşırı güç kullanılarak tırmandırılan insan hakları ihlallerine göz yummakta olduğu kaygısının ağır bastığı şu günlerde, ifade özgürlüğünün tartışılacağı geniş katılımlı bir konferans için Brüksel'deyim. Benden önce Brüksel'e yola çıkan bir arkadaşım, bir AKP'linin uçaktaki taşkınlığını aktardı. Brüksel'de yaşadığı anlaşılan bu vatandaş, uçakta AKP'nin 1 Kasım seçimlerinde yüksek oylarla yeniden iktidara gelişine dair tezahürat içeren videonun sesini, herkesin duyacağı şekilde açıp kendince kutlama yapıyordu.

 Kendi gibi düşünmeyenlere zaten Türkiye'de tanık olunduğu üzere zorbalığa varan hareketler AKP'nin yeniden iktidarı ile birlikte frenlenmezse, Türkiye'nin nasıl bir felaketle karşılaşacağını söylemeye gerek var mı?  Bugün videosu ile taciz eden, yarın fiziksel saldırıya da başvurabilir.

Neyse, Brüksel'e iner inmez mailimi açıp havadislere bakayım dedim. Ülkesi Azerbaycan'ı demir yumrukla yöneten Devlet Başkanı İlham Aliyev'in partisinin, Türkiye ile aynı günde yapılan 1 Kasım seçimlerinde yeniden iktidar olduğu haberi gözüme takıldı. Aklımdan geçirdiğim ilk cümle, “Vah Türkiye ne kadar da Azerbaycan'a benzedin,” oldu. Baba Haydar Aliyev'in iktidar olduğu günlerde gerek dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile gerekse çeşitli vesilelerle ziyaret ettiğim Azerbaycan'da devam edegelen demokrasi dışı uygulamalar bugün Türkiye'de de yaşanacak deseler inanmazdım. Dışarıdan baktığım Azerbaycan'a şimdi içeriden bakmak durumunda kalmam çok hazin.

Kim derdi ki, Türkiye'nin AB ile tam üyelik müzakerelerini başlatan AKP iktidarı bugün, bu kulübün bütün demokratik değerlerini hiçe saysın, Azerbaycan'dan farkı kalmasın. Üstelik de 63 yıllık NATO üyesi ve demokratikleşme serüveni çok eskiye gidiyor.     

Oğul Aliyev'in partisi Yeni Azerbaycan'ın zaferine dair haberi geçen Reuters ajansı, Batı'nın önemli bir petrol ve doğalgaz ihracatçısı olmasından dolayı yani stratejik değerlendirmeler ışığında bu ülkedeki insan hakları ihlallerine göz yumulmakta olduğunu bildiriyordu.

Benzer bir durumla Türkiye de karşı karşıya. Gerek AB gerekse ABD, Türkiye'de, bağımsız basın, işadamları üzerinde artan baskılara rağmen bu ülkeye yaptırım uygulamaktan imtina ediyorlar. Temel nedeni ise şu malum stratejik çıkarlar. Bizim gaz, petrol gibi doğal kaynaklarımız yok ama tanrı vergisi coğrafyamız, Batı'nın kendi çıkarları uğruna Ankara'da yönetimde kim varsa onlarla iyi geçinmesini dikte ettiriyor.

Neticede, AKP'nin kötüleşen ekonomik gidişatı olumluya çevirmesi, mevcut siyasi çalkantıyı sonlandırıcı adımlar atması gibi önünde zor bir sınav var. Bu sınavı geçebilmesinin yolu ise eski reformist günlerine geri dönmesi ile mümkün olacak. AKP, büyük bir U dönüşü yapmaz, yol açtığı tahribatı giderici barış adımlarını atmazsa Türkiye'nin uçurumdan yuvarlanması kaçınılmaz olur.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar