Lale KEMAL
Türkiye'nin caydırıcılığı her daim tartışmalı bir konudur. Doğru belki, sınırın Suriye'ye yakın bölgesinden yapılan askeri saldırı tehdidi, baba Hafız Esad'ı caydırmış, yıllarca ağırladığı Öcalan'ı en nihayetinde ülkeden çıkartmasıyla sonuçlanmış olabilir.
Ne var ki, o dönem Amerikan ve İsrail istihbaratının ortak çalışması ve kovalamacası sonucu Öcalan'ın, en son sığındığı Kenya'daki Yunanistan Büyükelçiliği'nden Türkiye'ye 1999 yılı Şubat'ında getirilmesi mümkün olmuştur. Bizimkilere de, onu alıp askeri helikopterle Türkiye'ye getirmek düşmüştür. Bu olay, caydırıcılığın, yumuşak güç yani diplomasi gibi enstrümanların kullanılmadığı salt kaba askeri güç ile mümkün olmadığını gösteren binlerce örnekten biri. Ne var ki karar vericiler hiç ders almıyor, izleyegeldikleri politikaların doğurmakta olduğu ve bedelini toplumun ödemekte olduğu ağır sonuçlarının hesabını yapma gereği duymuyorlar.
2003 yılıydı zannediyorum, Türkiye, PKK'ya karşı önlemler aldığı gerekçesiyle Kuzey Irak bölgesine ilave asker yığdı, ülke sınırına yakın Bamerni'de üs kurmuştu zaten, orada varlığını halen sürdürüyor. Ne oldu, PKK salt askeri önlemlerle bitirildi mi? Yok. Askeri varlık bu anlamda caydırıcılık sağladı mı? Yok.
Şimdi de, IŞİD'in istilası altında olan Irak'ın Musul kenti yakınlarındaki Başika adlı ilçeye, yerel güçleri bu terör örgütüne karşı eğitmek amaçlı deyip, 25 kadar askeri araçla birlikte adeta istila kuvvetleri çağrışımı yapan takviye birlik sevkiyatı yapıldı. Irak yutmadı, “Bu kadar asker eğitim için olur mu?” deyip, en nihayetinde BM Güvenlik Konseyi'ne Türkiye'yi şikâyet edince Ankara geri adım attı ve miktarını açıklamadığı bir kısım askerini, Başika'dan Bamerni'ye kaydırdı. Burası, Ankara'nın arayı iyi tuttuğu Kuzey Irak Bölgesel Kürt Hükümeti'nin kontrolünde. Ama askeri konularda da Irak merkezi yönetimi ülkenin tümünde söz sahibi.
Ankara, Bağdat'ın artık ülkesindeki tüm Türk askeri varlığının sonlandırılmasını isteyebileceği bir ortamı Irak'a gümüş tepsiyle sundu.
Bu noktada cevap bekleyen sorulardan biri şu: Madem, amaçlardan biri, Türk askerlerini korumaktı, bir kısım askerlerin başka bir bölgeye çekilmiş olması onların korunmasında zafiyete yol açmayacak mı?
Dünya alem soruyor; sınırlarını IŞİD'in, savaşçı teminine, kaçak petrol sevkiyatına karşı koru(ya)mayan bir ülke, bu terör örgütüne karşı eğiteceğini söylediği yerel savaşçıların Musul'u geri almasını nasıl sağlayacak? Ya da bu kritik görevi, koalisyon güçleriyle birlikte planlama yolunu niye seçmedi? IŞİD'in işgal ettiği Musul'da ilk iş olarak konsolosluğu basma ve diplomatlar dahil 49 Türk'ü rehin alma eylemini neden önleyemedi, konsolosluğu koruyamadı?
IŞİD'in, Türk konsolosluğunu basıp Türkleri rehin almasıyla gelişen olaylar konusunda 14 Haziran 2014 tarihinde şöyle yazmışım:
“Türkiye, istihbaratta feci çuvalladı. Geldiğimiz noktada soru şu; sınır önlemlerini artıran, sınırın öteki tarafında arazide çatışmaların seyrini yakından takip ettiği varsayılan ve IŞİD'in, Suriye'deki Türk toprağı Süleyman Şah Türbesi'ne daha birkaç ay önce yaptığı saldırı tehdidine karşı, ‘bu tehdit karşılıksız kalmaz, ordu teyakkuzda' gürültüsü koparan Ankara, bu örgütün Irak'a ilerlediğini nasıl görmedi? Daha geçen hafta Türk başkonsolosuna saldırı haberleri gazetelerde yer alırken Irak'taki Türk çıkarlarına IŞİD'in tehlike oluşturduğunu nasıl öngöremedi?” Türkiye, yumuşak güçle desteklenmeyen askeri caydırıcılık üzerinden ve de kendince kurnazca yürüttüğü politikalar yüzünden komşularla yeniden hasmane ilişkiler içine girdi, yalnızlaştı, işbirliği yapabileceği ülke kalmadı.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016