Lale KEMAL
Hükümet, Türkiye'nin içeride, dışarıda bir bataklığa saplandığını görmek yerine yapılmakta olan her türlü iyi niyetli eleştiriyi kendisine karşı bir komplo olarak adlandırmaktan vazgeçmek zorunda.
Nihayetinde bu ülkenin, hesap verebilir bir akıl ve mantıkla yönetilmesi adına kendisine sandık yoluyla emanet edildiğini çok geç de olsa idrak etmek zorunda. Geçen yılki haziran seçimleri öncesinden bugüne 5 ayrı canlı bomba eyleminde 12'si yabancı 181 can gitti. Güneydoğu'daki çatışmalarda 300'e yakın sivil, asker, polis hayatını kaybetti. PKK kayıplarını bilemiyoruz.
Gerek intihar eylemlerinin gerekse çatışmaların sorumluluğunu, salt kimi devletler ve onların taşeronu denilen örgütlerin üzerine yıkarak ne sorumluluktan kaçılabilir ne de toplum üzerinde artarak devam eden travmanın izleri silinebilir.
Başbakan Davutoğlu, 17 Şubat saldırısında kullanılan bombanın şiddeti nedeniyle pek çok ceset tanınmaz haldeyken intihar bombacısının hemen tespit edildiğine dair kuşku uyandıran bir açıklama yaptı. Eylemin, Suriyeli Kürt grup YPG ve onun uzantısı PKK ile işbirliği içinde gerçekleştiğini söyledi. Bu açıklama, yalnızca içeride değil dışarıda da kuşku uyandırdı. Washington, eylemi kimin yaptığına dair henüz kesin bir bulgu olmadığını söyledi.
Bu satırlar yazıldığı sırada henüz eylemi üstlenen bir örgüt çıkmadı. Büyük olasılıkla çıkmayabilir de. Zira 17 Şubat saldırısını yapan terör örgütü her kimse eylemi üstlenmek yerine Ankara'daki istihbarat ve güvenlik zafiyetlerinden istifadeyle kendini kamufle edip, hedef şaşırtmayı tercih ediyor.
Ankara, Suruç ve tren garı bombalama olaylarından IŞİD'i sorumlu tutmakla birlikte örgütten bu açıklamayı doğrular bir üstlenme gelmedi bugüne değin. Oysaki IŞİD, kanlı Paris eyleminde sorumluluğu üstlenmişti.
IŞİD, Ankara eyleminden bir gün önce yayımlanan Türkçe dergisinde Türk ordusunu hedef alıyordu. Pekala, askeri konvoyları hedef alan Ankara eyleminin sorumlusu IŞİD de olabilir. Ya da IŞİD, taşeronu DHKP-C'ye Ankara eylemini havale etmiş olabilir. Ne de olsa, YPG ya da PKK değil ama IŞİD ve DHKP-C canlı bomba eylemlerine başvuran örgütler. Ya da YPG olabilir.
Neticede, bu kanlı terör eylemlerini her kim yapmış olursa olsun, kimi kısır siyasi hesapları kollamak adına örgüt seçiciliği yapmanın faydası yok, neticede ağır hataların bedelini insanlar canlarıyla ödüyor.
Bu vahşi canlı bomba eylemlerini, iyi yönetilen bir devlet aklının idaresindeki istihbarat ve güvenlik kurumlarının eşgüdümüyle önlemek mümkün. Ne var ki, devletin istihbaratı ve güvenlik kurumları, muhalif avına çıkartılmaktan ülke güvenliğini sağlamak olan asli işlerini yapamaz noktaya getirildiler. Ünlü Foreign Affairs dergisi, 17 Şubat tarihli sayısında, IŞİD'in, Ürdün'de bugüne değin, bir pilotun katliamı hariç, bir eylem düzenleyememiş olmasındaki en önemli faktör olarak neyi gösteriyor biliyor musunuz? Bu ülkenin çok iyi eğitilmiş, çok etkin çalışan istihbarat ve güvenlik örgütlerini.
Türkiye'nin nasıl bir açmaz içinde olduğu yöneticiler tarafından görmezlikten gelinse de bizler, dünya görüyor. Bazı Avrupa ülkelerinin çevredeki 20 ülkeyle ilgili yapmış oldukları çalışmalar, Türkiye'nin, güvenlik, istikrar ve refah kategorilerinde dibe vurduğunu gösteriyor. Üstelik de bizimle mukayese edilenler, daha yakın tarihe kadar, Müslüman ve demokrasiyle yönetilen bir ülke olarak Türkiye'nin örnek alındığı ülkelerken.
Bahçeli'nin sözleriyle Türkiye meçhule gidiyor. Siz devlet olanaklarını kullanarak çok iyi korunabilirsiniz ama asli göreviniz vatandaşın canını korumak.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016