Lale KEMAL
Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde 14 temmuz günü, PKK’nın bir karakola saldırıp 13 askeri öldürmesi, birkaç açıdan dönüm noktası oldu. Birincisi, PKK, eylemsizlik kararı aldığı bir sırada Silvan saldırısı ve devamında adeta serseri mayın gibi neredeyse önüne geleni hedef alan acımasız şiddet eylemlerini arttırdı. İkincisi, hükümet, Silvan saldırısıyla birlikte en nihayetinde, 30 yılı aşkın süredir TSK’nın denetiminde yapılan terörle mücadelede geç de olsa olması gerekeni yaptı ve bu düşük yoğunluklu savaşta kontrol ve tayin edici rolü üstlendi.
Silvan saldırısıyla ortaya çıkan üçüncü gelişme; askerî yöntemlerin ön plana çıkmasına paralel olarak, KCK’ya karşı, uzun bir aradan sonra yeniden başlatılan gözaltı operasyonları oldu.
Silvan saldırısının hemen akabinde görüştüğüm resmî güvenlik politikalarına hâkim bir kaynağıma göre, KCK’ya karşı ilki 2009 aralık ayında başlatılan ve aralarında belediye başkanları ve BDP üyelerinin de bulunduğu 1000’e yakın kişinin, Kürt sorununa siyasi çözüm bulmayı amaçlayan bir dönemde tutuklanmış olması, o dönemki nispeten barışçıl olan ortamı zehirledi. Hele hele de, tutuklanan bazı belediye başkanlarının elleri kelepçeli toplu halde fotoğraflarının basında yer alması çok kötü bir algı oluşturdu. Dolayısıyla, bu algıyı ortadan kaldırmak ve barışçıl ortamı daha fazla zehirlememek için KCK’nın PKK ile ilintili olduğu söylenen kimi (şiddeti özendirdiği belirtilen) faaliyetlerine göz yumuldu. Aslında, faaliyetlerine göz yumulduğu söylenen o dönem, KCK üyelerinin teknik takibe takılan kimi görüşmelerinin, şiddeti körükleyen nitelik taşıdığı iddiası vardı. Ama, Kürt ve PKK terör sorununun çözümü için önemli bir risk alıp PKK ve devlet arasında, adına barış diyebileceğimiz görüşmeler yürütülmesinin önünü açan AK Parti hükümeti, Silvan saldırısı ile çok büyük hayalkırıklığına uğradı. Artık, KCK’nın, kimi faaliyetlerine de göz yumulmayacaktı ve nitekim öyle de oldu. KCK ilintili olduğundan şüphelenilen Kürt kökenli siyasetçiler, belediye başkanları ve nihayetinde Profesör Büşra Ersanlı gibi sürpriz isimler dün itibariyle tutuklandı.
Zaman yazarı ve Akademisyen Şahin Alpay, dünkü yazısında şöyle diyor;
“Büşra Ersanlı benim yaklaşık kırk yıllık, yakın dostumdur.... Büşra Ersanlı’nın, yine eski bir dostum olan Ragıp Zarakol’un KCK davasından gözaltına alınmaları beni fazlasıyla kaygılandırıyor, çünkü şiddetle en küçük bir ilgisi olmayan, olamayacağını adım gibi bildiğim kimselerin, ‘PKK’nın şehir yapılanması’ olarak anılan ve şiddet eylemleri tezgâhlamakla suçlanan KCK ile ilişkilendirilmelerini anlamıyorum.”
Aslında, Şahin Alpay, KCK operasyonlarıyla ilgili özellikle aydın kesimde oluşan kafa karışıklığına tercüman olmuş. Bu kafa karışıklığının odağında, KCK operasyonlarına atfedilen teröre destek, ülke bütünlüğünü bozmak gibi üzerinde bazı değişiklikler yapılmakta olduğu belirtilen tartışmalı Terörle Mücadele Kanunu’na muhalefet suçları yer alıyor. Ancak kamuoyuna operasyonların nedenleri konusunda aydınlatıcı bilgiler verilmiyor, KCK’nın, teknik takibe takılan ve suç unsuru taşıdığı izlenimi veren konuşmaları, bazı gazetelere sızdırılarak kafa karıştıran algılar oluşturuluyor.
Kürt sorununun çözümüne kafa yoran önemli isimlerden MİT eski Müsteşar Yardımcılarından Cevat Öneş, Yeni Şafak gazetesinde yayımlanan 31 ekim pazartesi tarihli söyleşisinde, “İnsanlar sadece bir afiş astıkları için, bir anlamda düşüncelerini ifade ettikleri için 18-19 ay tutuklu kalıyorlarsa burada bir sorun var demektir. TMK’da, TCK’da bazı değişiklikler gerekiyor” diyor.
Öneş, “KCK ovada PKK vesayetidir kabul edilemez” diye de eklemekle birlikte bu operasyonlar bağlamında ortaya çıkan ikileme şöyle dikkat çekiyor;
“Hukuki çerçeve içinde meseleye baktığımız zaman KCK, PKK’nın legal görünümlü bir örgütlenmesidir. Bunu kendileri de açıkça ifade ediyorlar. Ve KCK’nın Kandil’le irtibatlı olduğunu, talimatları oradan aldığını biliyoruz. Bu açıdan hukuki kriterler içerisinde konuya yaklaştığımızda böylesi bir yapılanmanın olmaması gerekir. Ama konunun barış şartlarının yaratılması gayretleri içerisinde değerlendirdiği zaman bu operasyonlar toplumsal psikolojiyi olumsuz etkileyen bir durumu ifade ediyor.”
Yukarıda bir güvenlik kaynağıma atfen belirtmiştim; barış şartlarının filizlenmeye başladığı dönemde göz yumulan kimi KCK faaliyetleri, PKK’nın, Silvan ile birlikte şiddeti tırmandırmasıyla yargı kıskacına yeniden alınmış bulunuyor. Öneş’in vurguladığı ikilemi ortadan kaldırmanın yolu, barış ortamının yeniden tesis edilmesi, ama nasıl olacak?
Öneş, “Başbakan Erdoğan hâlâ çözüm için en büyük umut. Ben Erdoğan’ın Kürt sorununun çözümünde de son büyük bir adım atabileceğine inanıyorum” diyor.
Ben de Öneş gibi düşünüyorum... Nitekim 29 Eylül 2010 tarihinde yani geçen yıl şöyle yazmışım köşemde:
“Türkiye’yi yakından izleyen Batılı istihbarat uzmanları, özellikle de terör sorunlarının çözüm sürecini bilen yabancı gözlemciler, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı koltuğuna mutlaka oturmayı hedeflediği varsayımından hareketle, Çankaya’ya çıkan Başbakan’ın Türkiye’ye ayak bağı olan Kürt sorununu çözme iradesinin zirveye çıkacağı yorumunu yapıyorlar.”
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2016
25.06.2016
18.06.2016
11.06.2016
4.02.2016
28.05.2016
14.05.2016
7.02.2016
30.04.2016
24.04.2016