Lale KEMAL
Dünyanın dört bir yanında görev yapan Türk büyükelçiler, cuma gününden bu yana Türkiye’nin dış politika sorunlarını Ankara’da masaya yatırıyor. Pazar günü de, kapalı kapılar ardında Kıbrıs sorunu ele alındı. Kıbrıs’ta kapsamlı çözüm görüşmelerinin çökmesi halinde, Ankara’nın bundan sonra izleyebileceği stratejiler de masaya yatırıldı. “Sürecin çözümsüzlüğe uğradığının tesbiti halinde Türk tarafınca geleceğe dönük nasıl bir strateji geliştirilebilir? Kıbrıs konusunu Türk dış politikasının bir sorunu olmaktan çıkartmak yönünde ne gibi adımlar atılabilir?” gibi pek çok senaryoya karşı da çözüm üretilmeye çalışıldı.
Ankara’da Kıbrıs masaya yatırılırken New York’ta, Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, ocak sonlarına doğru Kıbrıslı Türk ve Rum liderler ile yapacakları beşinci üçlü zirvenin son şans olduğunu dile getiriyor ve artık çözüm olmazsa masadan çekileceklerini ilan ediyorlar. Nitekim, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer, 18 aralıkta Kıbrıs Rum kesiminde yayımlanan haftalık Kathimerini gazetesine verdiği demeçte, “Tarafların birinin bir uçta, ötekinin diğer uçta kımıldamadan durduğunu” belirtirken, gelecek haftalarda çıkmazın devamı halinde çabaların çökebileceğini, Grentree’de yapılacak 5. Üçlü görüşmenin son olabileceği uyarısında bulunmuştu. Downer, taraflar arasında 4’ncü yılını doldurmak üzere olan Kıbrıs barış görüşmelerinde aslında ilerleme kaydedildiğini ima ettiği açıklamasında, çözüm için asıl eksikliğin irade olduğunu dile getirerek, “Bir akşamüzeri çözüme ulaşabilirler, tamamen irade meselesi” demişti. Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü, özelinde, Türkiye’nin AB’ye üyelik müzakerelerinin mevcut tıkanmışlığının ana nedenlerinden biri olurken genelinde Ankara’nın NATO ile ilişkilerini de sıkıntıya sokan önemli bir dış politika açmazı olarak duruyor. Türkiye, Kıbrıslı Türklerin dışlandığı ve yalnızca Rumların temsil ettiği Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımadığını, 2004 yılında ilan etmişti. Ama tanımadığı bu devlet, gelecek Temmuz 2012’de, altı aylığına AB dönem başkanlığını üstlenecek. Türkiye, Kıbrıs sorunu çözülmeden Rum tarafının dönem başkanlığını üstlenmesi halinde AB ile ilişkilerin donacağı uyarısında bulunmuştu.
Şimdi Ankara’nın cılız da olsa umudu, Rumların dönem başkanlığı öncesi Kıbrıs’ta çözüme ulaşılması ve iki toplumun temsil edileceği bir devletin kurulup, bayrağının da adada göndere çekilmesi. Tarafların detaylarını müzakere ettikleri çözüm planının temeli, iki kurucu devletin oluşturduğu federal bir devletin kurulmasına dayanıyor. Ana hatlarıyla bu devlet de, toplumların yaşadıkları topraklar ayrı iken devlet yönetimi paylaşılacak ve taraflar kendi kendilerini yönetecekler. Özetle taraflar, siyasi eşitliğe sahip olacaklar.
Zor konular sona bırakıldı
Dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan’la aynı adı taşıyan Annan Barış Planı için 2004 Nisan ayında, Kıbrıs’ta yapılan referandumda, Türk toplumu plana “evet” derken, Rumlar “hayır” oyu kullanmıştı. Kıbrıs Türk toplumunca plana verilen destek, AKP hükümetinin, Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü üzerine oynayan Türkiye’de artık ezberleri bozarak, bu sorunu çözme iradesinin ilk kez ortaya çıktığı bir dönemin de başlangıcı oldu. Ama atı alan Üsküdar’ı geçmiş, Ankara, “çözümsüzlüğe oynarken” Rumlar AB üyesi Yunanistan’ın da desteğiyle önemli politik kazanımlar elde etmişlerdi. AB de tarihî bir hataya imza atarak, Türk toplumunun, 2004 referandumundaki çözüm iradesini yok sayarak, bu halk oylamasından bir ay sonra Rum tarafını adanın tek temsilcisi sıfatıyla, birliğe tam üye yapmıştı.
23 Mayıs 2008’de, Türk ve Rum liderleri, ortak bir açıklama yaparak, müzakerelerin ana başlığının, “İki kurucu devletin oluşturduğu bir federal devletin kurulması” olduğunu ilan ettiler. Bir diplomatik kaynak, “Oluşacak devletin temel yapısı üzerinde anlaşma var, aksi takdirde BM, görüşmeleri başlatmazdı. Federal devletin yönetim ve yetkisinin neler olacağı konularında çok büyük görüş ayrılığı yok. Detaylarda anlaşma bekleyen konular var” diyerek, şeytanın ayrıntıda gizli olduğunu vurguluyor.
Müzakereler, yönetimde yetki paylaşımı, mülkiyet (tarafların kendi topraklarında kalan mallarının bölüşümü), AB ile ilişkiler, toprak paylaşımı, güvenlik ve garantiler olmak üzere altı başlık altında toplanıyor. Ama, bu altı ana başlık altındaki müzakereler, artık AB üyesi olan Rum tarafının çözüm iradesinin zayıf olduğu bir arka plan ile devam ediyor. AB’de veto hakkı bulunan Rum kesimi, Türkiye’nin 2005 yılında AB ile başlattığı müzakere başlıklarının açılmasını da engellemiş bulunuyor.
Merdivenli üstgeçitten düz sınır çizgisine
En kabul edilebilir Kıbrıs çözüm planı olarak görülen Annan Planı dahi, kurulacak yeni bir devlet modelinde, Türk ve Rum toplumlarının artık iç içe ve birarada yaşamayacaklarının tesbiti anlamına gelen öneriler içeriyordu. Örneğin, Annan planında, Kıbrıs Türk ve Rum toplumlarının, iç içe giren topraklarından geçerken merdivenli üstgeçitler kurulması gibi toplumların birbirlerinden soyutlandıklarının göstergesi öneriler yer alıyordu. Şimdi devam eden müzakerelerde, toprak alışverişi ile düz sınır çizgileri çekilmesi üzerinde duruluyor.
İki toplum liderleri, iç güvenliğin federal polis tarafından sağlanması üzerinde anlaşırken her iki tarafın kendi askerlerinin bulunmayacağı, askersizleştirilmiş bir statüyü prensipte kabul ettiler. Bunun yerine, Türk tarafı, Türk ve Yunan askerlerinin adada bulunmasını istiyor. Rum tarafı, adada ne Türk ne de Yunan askerlerinin bulunmasını isterken garantörlük müessesinin de sonlandırılmasından yana. Türk tarafı ise Türkiye’nin garantörlüğünün ortadan kalkacağı anlamına gelen bu öneriyi kabul etmiyor.
22-24 Ocak 2012’de, BM gözetiminde yapılacak Grentree görüşmelerinde, üzerinde anlaşılamayan tüm bu konular masaya yatırılacak. Akabinde, Kıbrıs Türk ve Rum liderlerinin yanı sıra, garantör devletler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin katılacağı ve tarafların anlaşamadığı konuların ele alınacağı bir toplantı yapılması öngörülüyor. Rum tarafı, diplomatik kaynakların deyişiyle, 5’li görüşmeleri sulandırmak amacıyla Rusya’nın da toplantıya dahil edilmesini istiyor.
Hristofyas devlet adamlığı sergilerse
Şimdiki Rum Yönetimi Cumhurbaşkanı Dimitri Hristofyas’ın, komünist AKEL partisi, 2004’te, Annan planı için yapılan referandumda, son anda plana hayır demişti. Bu, AKEL’in, aslında Kıbrıs sorununun çözümüne son ana kadar yakın olduğu anlamına da geliyordu.
Diplomatik kaynaklar, Hristofyas’ın, şubat 2013’te yapılacak Rum Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yeniden aday olmak için iç politikaya oynamak ile adada nihai barışın gelmesi için irade ortaya koyması arasında bir seçim yapması gerektiğine işaret ederek, “Hristofyas çözüm iradesini ortaya koysa kurulacak yeni Kıbrıs devletinde iyi bir pozisyon bulacaktır. Ama o gidip, gaz platformunda (Rum sondajı krizinde) fotoğraf çektirip iç politikaya oynuyor” diyorlar.
Ankara, “Çözüm olmazsa ne olur?” sorularımıza ısrarla yanıt vermiyor ve “Çabalarımız kapsamlı çözüme ulaşılmasına ve Rumların AB dönem başkanlığını üstleneceği Temmuz 2012’den önce yeni Kıbrıs Federal devlet bayrağının adada göndere dikilmesine odaklandı” demekle yetiniyorlar. Diğer yandan, her ne kadar Rum tarafı, AB üyeliğine sığınıp çözümsüzlük politikası izlese de artık Kıbrıs’ın tek sahibi olamayacağını da görüyor. Ama nihai durumda, Kıbrıs’ta, iki toplumun temsil edeceği bir devlet kurulması için çözüm arayışları çökerse bu kez sonsuza dek ayrılık söz konusu olabilir.
Büyük sorunlara çözüm çiftliği
ABD’de New York yakınlarında yer alan Grentree arazisi, sahibi aile tarafından 1982 yılında vakfa dönüştürülmüş ve dünya liderleri ve diplomatları arasında, sorunlarının çözümüne katkı yapmak amacıyla düzenlenen toplantılara ev sahipliği yapmaya başlamış. KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Rum lideri Dimitris Hristofyas, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un ev sahipliğinde kasım sonunda iki günlük zirve için Grentree çiftliğinde biraraya gelmişti. İki lider, 22-24 ocakta nihai çözüm için bu çiftlikte yeniden biraraya gelecek. Kıbrıs Türk ve Rum toplumu liderleri Grentree, 2007 yılında Fas ve Polisario Cephesi arasında BM gözetiminde barış görüşmelerine ev sahipliği yapmıştı.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- IŞİD’den mesaj var; ‘Oksijenimi kesme topyekûn savaşırım’
2.02.2016 - Brexit istismarı çabuk başladı
25.06.2016 - Dış politikada Saray dönemi
18.06.2016 - Askere yasal zırh ve CHP
11.06.2016 - “Mercedes’ini yakacak babayiğit var mı?”
4.02.2016 - 6,5 milyon pasaporta vizesiz Avrupa!
28.05.2016 - ‘Şehir savaşlarına’ hazırlıksız yakalandılar
14.05.2016 - Ara seçim zorlanacak
7.02.2016 - Amerikalı ne diyor, bizimkiler ne anlıyor?
30.04.2016 - Bir garip ‘askeri casusluk’ operasyonu
24.04.2016
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
Can Celil
Bilimsellikten uzak, biraz saf biraz ""nabza şerbet" bir yazı.