Levent Gültekin
Muhalefet partilerinin son zamanlarda sıkça kullandığı bir söylem var: “Biz söyledik iktidar yaptı.”
Bu tarz bir siyaset anlayışının muhalefete zarar verdiği kanaatindeyim.
Toplum nezdinde muhalefetin sözünü değersizleştirdiğini, ağırlığını azalttığını düşünüyorum.
Ne demek istiyorum, anlatayım.
“Ben demiştim”, “Ben söyledim yaptırdım”, “Ben zorladım oldu”, “Esasında bunun mimarı benim” gibi sözlerin insanları rahatsız ettiğini, bu sözleri sarf edene karşı bir güvensizlik duygusu oluştuğunu hepimiz biliyoruz, değil mi?
Mesela birisi size gelip kendini övmeye, kişisel olarak ne kadar önemli işler yaptığını, ne kadar etkili biri olduğunu anlatmaya başladığında söylediklerinin hepsi doğru olsa bile ne hissediyorsunuz?
Pek olumlu bir gözle bakmıyorsunuz değil mi?
Çünkü insanlar, kendi yaptığı şeye kıymet verene, kendi yaptığı işe gereğinden fazla anlam yükleyene, kendi kendini takdir edene pek olumlu gözle bakmıyor.
Yani takdirin, övgünün kıymetlisi başkasından gelenidir.
Kendi kendimizi övmemiz, yaptığımız şeylerin de değersizleşmesine neden olur.
İster siyasetçi olsun ister yazar, ister doktor olsun ister akademisyen toplum fark etmiyor düşüncesiyle, kişisel yeteneklerini, ne kadar etkili biri olduğunu toplumun gözüne sokmaya çalışan birine insanlar kıymet vermemeye, sözüne kulak asmamaya ve zamanla itibar etmemeye başlıyor.
Sakın yanlış anlaşılmasın, muhalefetin yaptıklarını topluma anlatmaması gerektiğini söylemiyorum.
Siyasetçiler yaptıkları şeyleri topluma anlatmak, duyurmak zorunda, bunlar siyasetin gereği.
Ben daha çok kendi kendini övme durumundan bahsediyorum.
Muhalefet elbette iktidara önerilerde bulunabilir, bazı adımları atması için zorlayabilir.
Bundan daha doğal bir durum yok.
Ama eleştirilerinin, itirazlarının veyahut iktidarı zorladığında aldığı olumlu bir sonucun takdirini topluma bırakmanın muhalefet için daha etkili ve kalıcı bir yöntem olduğunu düşünüyorum.
Muhalefetin böyle bir başarısı varsa kimi yazarlar, gazeteciler yorumlarında elbette buna dikkat çekerek toplumun bunu fark etmesini de sağlayabilir.
Ama bir parti liderinin çıkıp sıklıkla, “Ben söyledim iktidar yaptı, ey iktidar size daha çok şey yaptıracağım” tarzı cümleler kurmasının, toplum nezdindeki ağırlığına ciddi anlamda gölge düşürdüğünü düşünüyorum.
Son olarak CHP liderinin araçlarda ÖTV indirimi açıklamasıyla bu durum daha tuhaf bir hal aldı.
Kemal Kılıçdaroğlu geçtiğimiz günlerde bir video yayınıyla insanlara, ‘araçlarda ÖTV’yi indireceğini, bu nedenle araba almayı bir süre ertelemelerini’ söyledi.
Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamasından birkaç saat sonra Resmî Gazete’de bir genelge yayınlanarak araçlardaki ÖTV oranını belirleme yetkisi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a verildi.
Görünen o ki Kılıçdaroğlu, iktidar çevrelerinden bilgi almış ve bir anlamda ön almak için, yani “Ben dedim, onlar yaptı” söylemini daha da kuvvetlendirmek için böyle bir açıklama yapma ihtiyacı duymuş. Zaten CHP’liler de bir bilgi geldiğini doğruluyor.
Halbuki bana göre muhalefetin böyle şeylere ihtiyacı yok.
Çünkü ülkenin hali ortada.
Ağır bir hayat pahalılığı ve bunun neden olduğu derin bir yoksulluk var.
Ülkede her alanda tahribat yaşanıyor ve insanlar bunu iliklerine kadar hissediyor.
Bana göre muhalefetin burada yapması gereken, böyle ‘kurnazlık’ olarak görülecek şeyler değil, toplumun derdine çare olabilecek söylemler geliştirmek ve toplumu da bu sözlere inandıracak bir yaklaşım benimsemek.
Diğer taraftan muhalefet partileri son birkaç yıldır politika belirlerken artan hayat pahalılığını ve giderek yaygınlaşan derin yoksulluğu temel alıyor.
Yani insanların ağır bir yoksulluk girdabına sürüklendiğini, bir lokma ekmeğe muhtaç hale geldiğini söylüyor ve bunun üzerinden politika üretiyorlar.
Araçlardaki ÖTV indirimi açıklamasının, muhalefetin bu söylemlerini de zayıflattığını düşünüyorum.
Çünkü bir taraftan “Ülkede derin bir yoksulluk var, insanlar ekmek bulamıyor” derken, diğer taraftan arabalarda ÖTV indirimi yapmayı ve araba almayı ertelemeyi birinci öncelik olarak sunmak, ciddi bir çelişki barındırıyor.
Bu tür çelişkilerin muhalefetin inandırıcılığını zedelediği, ülkedeki gerçek tablonun onlara kazandırdığı psikolojik üstünlüğe de zarar verdiği kanaatindeyim.
Ülkemizin ağır sorunları bulunuyor.
Bu sorunları akılla, mantıkla çözüme kavuşturacak bir siyaset anlayışına ihtiyaç var.
Toplumun dikkatini çekmek için sorunlara, akla ve mantığa uygun, imkanlar dahilinde kalıcı çözüm önerileri sunmak yerine ‘pazarlamacılık’ veyahut ‘kurnazlık’ olarak algılanacak bu tür popülist söz ve yaklaşımlara öncelik vermenin ne muhalefete ne de ülkeye bir yararı var.
Geçmişte yapılan ‘bir ev, bir araba’ gibi akıl almaz vaatlerin, “O ne veriyorsa ben bir fazlasını veriyorum” gibi pazarlamacı siyaset anlayışının ülkede yarattığı tahribat hafızalarda hâlâ yerini koruyorken bu tür popülist söylemlere başvurmak, muhalefeti zayıflatmaktan başka bir şeye yaramaz kanaatindeyim.
Bu konuya dikkat çekme ihtiyacı duydum çünkü bütün anketler ve ülkenin geldiği durum bize mevcut iktidarın normal şartlarda bir daha bir seçimi kazanamayacağını gösteriyor.
Mevcut iktidarın bir seçimi daha kazanmasının tek bir yolu var, o da muhalefetin yapacağı hatalar.
İktidardan umudunu kesmiş toplum kesimlerinin gözü muhalefetin üstünde.
Muhalefetin inandırıcılık kazandığı, topluma güven verdiği, yani ülke sorunlarını çözeceğine insanları inandırdığı oranda seçimi de kazanma ihtimali artıyor.
Politikalardaki çelişkilerin, temeli olmayan vaatlerin, pazarlamacı mantığıyla toplumu ayartmaya dönük yaklaşımların bu inandırıcılığa ciddi zarar verdiğini ve seçimde muhalefetin riskini artırdığını düşünüyorum.
Beni asıl şaşırtan, kimilerinin tüm bu çelişkileri, popülist söylemleri, tuhaflıkları “Ne yapalım siyaset böyle bir şey”diyerek kanıksaması.
Bana göre siyaset böyle bir şey değil.
Siyaset, sorunları çözme sanatıdır.
Bunun için de siyasette esas olan inandırıcılıktır, sahici olmaktır.
Sözün ağırlığını koruyabilmektir.
Topluma güven verecek bir yaklaşım içinde olmaktır. Ülke sorunlarını çözeceğine toplumu inandırabilmek ve o insanları kendine yol arkadaşı yapmayı başarabilmektir.
Değeri, ilkesi, ahlakı olmayan, kurnazlıkla, pazarlamacı mantığıyla yapılanları siyasetin gereği sanmak, siyasetteki yozlaşmaya teslim olmaktır.
Kısacası muhalefetin en temel ihtiyacı, iktidardan kopan seçmen kitlesine, ülkeyi yönetebileceğine, sorunları çözebileceğine dair bir güven duygusu vermektir.
Bu güven duygusunu zedeleyecek söz ve davranışlardan kaçınmak, hem muhalefetin hem de Türkiye’nin yararına olur.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2023
19.08.2023
19.08.2023
14.08.2023
6.08.2023
8.07.2023
3.07.2023
27.06.2023
23.06.2023
19.06.2023