Levent Gültekin
CHP milletvekili Abdüllatif Şener, Halk TV’de, akla ziyan ifadeler eşliğinde CHP’den istifa ettiğini açıkladı.
Bunun üzerine sosyal medyada bir şok dalgası yayıldı ve beraberinde hakaret yağmuru başladı.
Adlarının önünde yazar, gazeteci, aydın, akademisyen sıfatı bulunan koca koca insanlar Şener’in açıklamalarını; ‘Eski İslamcıdan demokrat olmaz’, ‘Eski İslamcıdan adam olmaz’, ‘İslamcı her zaman İslamcıdır, değişmez benzeri sığ, düşünsel sefalet barındıran, ipe sapa gelmez tepkilerle yorumladı.
Karakter meselesi
Geçmişinde bir şekilde dindarlık, muhafazakarlık olan biri bir yanlış yaptığında ne yapıp edip o kişinin geçmişine hakaret etmeyi artık alışkanlık haline getirdiler.
Muharrem İnce onlara göre bir yanlış yaptığında ya da Mehmet Ali Çelebi, Hulki Cevizoğlu, Metin Feyzioğlu gibi Atatürkçü bilinen insanlar CHP’ye zehir zemberek sözler edip AK Parti’ye geçtiğinde, ‘Kemalistlerden adam olmaz, Kemalist her zaman Kemalist’tir’ demiyorlar.
Ya da ‘tek adam rejimi’nin mimarlığını yapan, AK Parti’nin yapıp ettiklerini bir İslamcıdan daha fazla savunan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın danışmanlığını yapan Mehmet Uçum, Cemil Ertem gibi eski sosyalistlerin yaptığına bakıp, ‘Eski solcudan adam olmaz’ demiyor, bu kimselerin yaptıklarını karakter zafiyeti olarak yorumluyorlar.
Esasında böyle yapmalılar.
Çünkü bir insanın ilkeli olup olmadığını belirleyen şey ideolojisi, inancı, etnik kökeni, mezhebi değil, kişiliği, karakteridir.
Biri ilkesizlik yapıyor, kişisel çıkarını her şeyin üstünde tutuyorsa sorunun kaynağı o insanın inancı, mezhebi, taşıdığı fikirler değil, karakteri, kişiliğidir.
Bu gerçeği artık ilkokul çağındaki çocuklar bile bilirken koca koca insanlar, yanlış yapan kişi dindar, muhafazakâr biriyse ne yapıp edip konuyu geçmişine, inancına bağlıyor.
Bu nefretlerini de ‘siyasal İslamcı’ diye uydurdukları bir tabir üzerinden dışa vuruyorlar.
Mesela Mansur Yavaş 100 tane doğru iş yapsın, bir yanlış yaptığında ‘Ne de olsa eski ülkücü’ diyerek Yavaş’a ve geçmişine hakaret ediyorlar.
Kendilerine sormuyorlar
Abdüllatif Şener’in yaptığı bana göre de ilkesizlik.
Ama bu davranışını geçmişine, inancına bağlamak, en hafif tabirle yobazlıktır.
Toplumla bağ kurmayı bilmiyorlar.
Siyaset yapmayı öğrenemiyorlar.
Siyasi strateji nedir bilmiyorlar.
Slogan atmak, kavga etmek, insanların inancına, geçmişine hakaret etmek gibi ergen davranışlarını siyasi mücadele sanıyorlar.
Parti kurduklarında binde bir, binde 2 oy ancak alabiliyorlar.
CHP 40 yıldır yüzde 20 bandını aşamıyor.
Ülke her alanda ağır bir yıkım yaşadığı, İslamcıların, sağcıların elinde adeta cehenneme döndüğü halde CHP’nin oyunu bir milim artıramıyorlar.
Siyasette etkin olmak, seçimlerde başarı elde etmek için muhafazakâr, dindar, sağcı insanlara muhtaç hale geliyorlar.
Mesela Ankara’da eski bir ülkücü olmadan, Antalya’da eski bir sağcı, İstanbul’da eski bir sağcı, milliyetçi olmadan seçimi kazanamıyorlar.
Tek bir gün de dönüp, ‘Biz ne tür yanlışlar yapıyoruz ki insanlar bize, bizi temsil eden partilere oy vermiyor’ diye kendilerine sormuyorlar.
Bizden olsun çamurdan olsun ilkesizliği
En büyük sermayeleri mevcut iktidarın kötülükleri.
Bütün umutlarını İslamcıların iflasına, sağcıların yanlışlarına bağlamışlar.
Daha iyi bir Türkiye hayali kuramıyor, kursalar bile bunu topluma anlatmayı, savundukları değerlerle toplumu ikna etmeyi başaramıyorlar.
‘İslamcılar iflas etsin, ülke cehenneme dönsün, toplum onlardan bıkıp bize gelsin, musluğun başına biz geçelim’ anlayışından umut devşirmeyi siyaset yapmak zannediyorlar.
Savundukları değerleri benimseyip aralarına katılan insanlara ‘öteki’ muamelesi yapma hastalığından kurtulamıyorlar.
Erdoğan’ın ayrımcı politikalarından şikâyet edip ayrımcılığın alasını yapıyorlar.
Hem insanların değişmesini, dönüşmesini istiyorlar hem de değişenin değişimini kabul etmiyorlar.
Özgürlük, eşitlik, demokrasi, bütünlük, dostluk, kardeşlik naraları atıp bu değerlere aykırı ne kadar söz ve eylem varsa sergilemekten geri durmuyorlar.
Kimlik, mezhep, inanç ayrımı yapılmasın diye feveran ediyorlar ama aralarına katılan muhafazakâr, dindar geçmişe sahip insanların inancına, geçmişine hakaret etmeyi solculuk ya da Atatürkçülük sanıyorlar.
Tayyip Erdoğan’ı faşizmle suçlarken, ‘Gözünün üstünde kaşın var’ diyen herkesi adeta yok ediyorlar.
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun toplumun farklı kesimlerine açılım çabalarını küçümseyip Abdüllatif Şener gibi yanlış yapan çıktığında, “Biz dememiş miydik bu insanları aranıza almayın” diyerek, bu kişilerin şahsi yanlışlarını bu dar görüşlerinin haklılığına delil gösteriyorlar.
Hakkındaki yolsuzluk iddiaları ayyuka çıkmış Mustafa Sarıgül ve benzerlerini, Eren Erdem gibilerini içlerine sindiriyorlar ama CHP’nin savunduğu değerleri benimsemiş bir muhafazakarın partiye gelmesine tahammül edemiyorlar.
Bizden olsun çamurdan olsun ilkesizliğini ideolojik dirayet sanıyorlar.
Değişip yanlarına gelene de hakaret ediyorlar, onlara inanmayıp uzakta durana da.
Ülke kader seçimine giderken durumun önemini zerre umursamayıp benim de eleştirdiğim bazı yanlışlarını bahane ederek Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu gibi muhafazakâr siyasetçilere, ‘Eski İslamcıdan adam olmaz’ diyerek sürekli hakaret ettiler.
Yanlarına gelen bir muhafazakârın bir yanlışı üzerinden geçmişine, inancına hakaret ettiklerinde, bu hakaretlerin muhafazakâr sıradan insanları da kendilerinden uzaklaştıracağı gerçeğini göremeyecek kadar siyasi körlük yaşıyorlar.
Sonra ağlamayın
Tam olarak ne istiyorlar, neyin mücadelesini veriyorlar belli değil.
Ülkenin değişmesi için toplumun değişmesi gerekiyor.
Hem değişenin değişimini kabul etmiyor hem de ülkeyi değiştirmek istiyoruz türküsünü söylemekten geri durmuyorlar.
Sakın toplumun farklı kesimleriyle diyalog kurmayın, insanların değişmesine, kendi mahallelerinden çıkmasına sakın müsaade etmeyin. Herkesi kendi mahallesine hapsetmeye devam edin.
Edin ama sonra da bu ülkede niye hep sağcılar iktidar oluyor diye de ağlamayın.
Bu ülkeyi el birliğiyle çürüttünüz
Diğer taraftan ‘Eski İslamcıdan adam olmaz’ diyerek kendilerini sütten çıkmış ak kaşık sanıyorlar.
Gören de İslamcılardan önce Türkiye güllük gülistanlık bir ülkeydi sanacak.
Kürtlere, Alevilere, dindarlara ayrımcılığın alası İslamcılardan önce de vardı.
Eski medya da şimdiki gibi bu ülkenin yüz karasıydı.
Patron çıkarını toplumun yararının önüne koyan, iş takipçiliğini, askerin borazanlığını gazetecilik sanan, iktidarlarla girdikleri kirli ilişkileri neticesinde toplumun sorunlarına kulak tıkayan bir çürümüş medya vardı.
Geçmişteki bu çürümenin sorumlusu olan ama şimdilerde demokratlık pozu veren kimi yazarların, gazetecilerin, aydınların bir kısmı eski solcu bir kısmı eski Atatürkçü bir kısmı eski sağcıydı.
Bu insanlara bakıp da eski solcudan, ‘Eski Atatürkçüden gazeteci, aydın olmaz’ demeyenler şimdilerde nerede bir muhafazakâr, sağ kökenli birini görse, ‘Eski İslamcıdan adam olmaz’, ‘Eski ülkücüden gazeteci olmaz’ gibi zihinsel sefaletin göstergesi laflar etmekten kendilerini alamıyor.
Geçmişte de medya ve siyaset kol kola Türkiye’yi soyup soğana çevirmişti.
Ayrımcılık, haksızlık, hukuksuzluk geçmişte de vardı.
İslamcılar iktidar olunca kendilerinden öncekilerden öğrendiklerinin aynısını hatta daha kötüsünü uyguladı.
Ama bu arkadaşlara sorsan ülkedeki bütün kötülüklerin kaynağı eski İslamcılar.
Halbuki bir tarafta siz, bir tarafta İslamcılar bu ilkesizliklerinizle, ayrımcılığı marifet sanan çağdışı anlayışlarınızla, bu dar görüşlülüğünüzle ülkeyi cehenneme çevirdiniz.
İnanç, mezhep, kimlik, yaşam tarzı ayrımcılığını el birliğiyle toplumun ruhuna işlediniz.
İnançlarımız, mezheplerimiz, kimliklerimiz sizlerin kişisel iktidar mücadelesinin birer malzemesine dönüştü.
Hem siz hem de İslamcılar, kendinizden olanı koruma dürtüsüyle bu ülkeyi el birliğiyle çürüttünüz.
Siz gerçek bir demokrat olmadan
Bu ülkede kimsenin geçmişine, mezhebine, inancına, yaşam tarzına bakmayan, ilkeli, dürüst, namuslu olmayı, ülke yararını her türlü kişisel çıkarın üstünde tutmayı amaç edinen milyonlarca insan bulunduğunun farkındayım.
İster AK Parti’li ister CHP’li ister başka bir partili olsun, ister Alevi, ister dindar, ister Atatürkçü, ister solcu, ister Türk ister Kürt olsun, hangi kimlikten, inançtan olursa olsun, toplumsal ve siyasi ilişkilerde bu tür değerleri değil, dürüstlüğü, yetkinliği, namuslu, haysiyetli, ahlaklı, demokrat olmayı esas alan milyonlar var bu ülkede.
Ben de kendimi bu milyonların kardeşi, evladı, yol arkadaşı olarak görüyorum.
Ne dar görüşlülüğü, ayrımcılığı ideolojik kararlılık zanneden sizlerdenim ne de cennete gitmek için insanların hayatını cehenneme çeviren İslamcılardan.
Ne dinin arkasına sığınıp ülkeye kötülük edenlerin yanındayım ne de kendi dar görüşlülüklerini, yobazlıklarını Atatürkçülükle, solculukla örtmeye çalışanların yanındayım.
Ülkenin değişmesini, demokrasinin, hukukun, eşitliğin işlerlik kazanmasını istiyorsanız sadece İslamcıların değil, sizin de değişmeniz gerekiyor.
Siz gerçek bir demokrat olmadan, ruhunuza işlemiş bu ayrımcılığı tedavi etmeden, insanların inancına, mezhebine bakarak bir kanaat sahibi olma sefaletinden kurtulmadan, ‘Çamurdan olsun ama bizden olsun’ anlayışını terk etmeden bu ülke düzelmeyecek.
Bilmem anlatabildim mi?
Yazarlar
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2023
19.08.2023
19.08.2023
14.08.2023
6.08.2023
8.07.2023
3.07.2023
27.06.2023
23.06.2023
19.06.2023