Levent Gültekin
Yaklaşık iki yıl önce bir yazımda mealen şöyle yazmıştım: Tek adam rejimleri toplumu bir arada tutan bütün kurumları, değerleri tahrip eder.
Ülke adeta çözülür. O tek adamın varlığı, onun yaydığı korku, uyguladığı baskıcı politikalar o toplumu bir arada tutan tek enstrümana dönüşür.
Sonra günün birinde o liderin başına bir iş geldiğinde, toplumu bir arada tutan değerler, kurumlar harcanmış olduğundan ülkeler dağılma eşiğine gelir.
Böyle demiş, Irak, Libya vb. gibi ülkeleri de örnek göstermiştim.
Amacım Erdoğan’ı Saddam’a benzetmek değil, gidişata dikkat çekmekti.
Bu amaçla hemen her yazımda “Erdoğan, ne yazık ki kendi kaderini Türkiye’nin kaderiyle eşleştirecek, kendisini ülke için vazgeçilmez kılacak politikalar uyguluyor” vurgusu yaptım.
Bir yıl önce Erdoğan şöyle bir açıklama yaptı: “Ben gidersem ülke yıkılır.”
Bu söz giderek AK Partililerin de benimsediği, tekrarladığı bir görüş haline geldi.
En son, geçtiğimiz günlerde sosyal medyada iktidara yakın hesaplardan şöyle mesajlar okudum: “Ey Iraklılar, Saddam’ı çok ararsınız. Saddam varken demokrasiniz, özgürlüğüz yoktu ama ülkeniz vardı. Şimdi ülkeniz de yok.”
Yani Erdoğan’a sahip çıkın.
Aslında AK Partililer, ‘Erdoğan giderse ülke, Irak, Suriye gibi olur’ korkusunu yayarak toplumun Erdoğan’ın etrafında kenetlenmesi için Erdoğan’ı Saddam’a benzetmekten bile imtina etmiyorlar.
Fakat bu korkuyu bilinçli olarak yayıyorlar.
Bütün bu gerginliği canlı tutuyorlar.
Yani her an savaşa girecekmişiz, her an ülkemize bir saldırı olacakmış, her an her şey olabilirmiş, bütün dünya bir araya gelmiş bizi yok etmek için çalışıyormuş, her an Irak ve Suriye gibi olabilirmişiz duygusunu canlı tutmak, gerçekmiş gibi göstermek için hem Erdoğan hem de çevresi gece gündüz bu minvalde konuşmalar yapıyorlar.
Ne yazık ki toplumu buna inandırmada başarılı oldular.
“Aman, Erdoğan’a bir şey olmasın yoksa ülke dağılır” endişesi giderek yaygınlaşıyor.
Sadece AK Partili seçmenlerde değil, benzer bir korku muhalif kesimlerde bile oluşmaya başladı.
Bir ülkenin, bir toplumun böyle bir korkuya teslim olması berbat bir durum.
Diyelim ki iktidar mensuplarının bilinçli olarak yaydığı, kimilerinin de inandığı bu korku gerçek olsun.
Bir ülkenin kaderinin bir lidere bağlanmış olmasından daha vahim ne olabilir ki?
Bir toplum, o toplumun aydınları, kanaat önderleri, akademisyenleri, siyasetçileri için özellikle de çapsız, beceriksiz, kifayetsiz muhalefet partileri için bundan daha büyük bir utanç ne olur ki?
“Erdoğan olmazsa yıkılacağız. Erdoğan olmazsa dağılacağız. Erdoğan olmazsa 79 milyonun hiçbir kıymeti yok. Erdoğan olmazsa burada bir devlet yok. Erdoğan yoksa o ülke de yok”demek, buna inanmak, bu çaresizliğe teslim olmak hakikaten akıl alır şey değil.
Bu kadar mı beceriksiz, bu kadar mı ödlek, bu kadar mı akılsız, bu kadar mı çaresiz insanlarız? Bu kadar mı çürük bir ülkeyiz?
Allah gecinden versin, Erdoğan da hepimiz gibi ölümlü bir insan. Ölümün kime ne zaman geleceğini bilmiyoruz. Ne yapacağız bu durumda?
Eğer bu korku gerçekse, yani Erdoğan olmazsa Irak ve Suriye gibi olacağımızı düşünüyorsak, buna inanıyorsak ‘ülke düşmanları’ da bunu görmüyorlar mı?
Eğer iktidarın bize pompaladığı bu korku gerçekse ‘ülkeyi yok etmeye çalışan üst aklın’ yerinde siz olsaydınız ne yapardınız? Bir ülkeyi yok etmek, bir lideri yok etmeye bağlıysa niye başka yollar arasınlar ki?
Allah muhafaza Erdoğan’a yapacakları bir kötülükle bir ülkeyi dağıtabileceklerini biliyorlarsa, niye başka ve daha meşakkatli yolları denesinler ki?
Bunu aklınız alıyor mu?
Böyle yaparak, bu duyguya teslim olarak “Erdoğan olmazsa biz hiçiz, bu toplum hiç, bu ülkenin kurumları yok, toplumu bir arada tutacak değerlerimiz de kalmadı, devlet yok, varımız yoğumuz Erdoğan” demek, varsa ülke düşmanları denen bir odağa, Erdoğan’ı hedef yapmak anlamına gelmez mi?
Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır, anlaşılır gibi değil.
Diğer taraftan ülkeyi tam da bu hale getiren bir lidere kurtarıcı gözüyle bakmak ayrı bir cehalet.
Zaten Erdoğan’ın politikaları sonucunda yani uygulanan bu baskıcı, çatışmacı, dışlayıcı, ötekileştirici politikalar neticesinde bu duruma gelmedik mi? Bu politikalarını hâlâ sürdürmüyor mu?
Peki o lideri kurtarıcı olarak görmek, bütün umudu o lidere bağlamak cehalet değilse nedir ki?
Bir ülkeyi dış güçler değil, hukuksuzluğu, kanunsuzluğu yıkar.
Bir ülkeyi dış düşmanlar değil, anayasasının askıya alınması yıkar.
Bir ülkeyi ‘üst akıl’ değil, iç çatışmadan beslenen; sabah akşam toplumu ayrıştıran, kavgayı körükleyen siyaset anlayışı yıkar.
Bir ülkeyi yabancı güçler değil, bağımsız yargısını, demokrasisini yok eden baskıyla, korkuyla toplumu bir arada tutacağını sanan siyasetçiler yıkar.
Bir ülkeyi düşmanları değil, bir ideoloji uğruna eğitimi çökerten çocukları ve cehalete mahkum eden anlayış yıkar.
Bir ülkeyi dış saldırılar değil; toplumu bir arada tutan değerleri, kurumları ortadan kaldıran onun yerine tek bir lidere itaati esas alan anlayış yıkar.
‘Üst akıl’ değil, seçilmiş siyasetçileri, aydınları, yazarları hapse atan, kaba kuvvetle sorunları çözeceğini sanan anlayışlara prim vermek yıkar.
Irak’ı dış güçler değil Saddam yıktı. Irak yıkılmıştı. Dış güçlerin müdahalesiyle dağıldı.
Hal böyleyken “Aman Erdoğan’a bir şey olmasın” diyerek onun uyguladığı bu yıkıcı politikalara teslim olmak yıkımı geciktirir, ortadan kaldırmaz.
“Biz atlatalım da çocuklarımıza yıkılmış bir ülke kalacaksa da kalsın” anlayışı kadar insanlıktan, vicdandan uzak bir anlayış var mı?
Bizim aptallığımızın, çaresizliğimizin, korkaklığımızın bedelini daha çok gelecek nesiller yani çocuklarımız ödeyecek.
Buna gönlünüz razı mı?
Peki ne öneriyorum: Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz. Hepimizin aklı, zekası, kabiliyeti var. Ülkeyi de rahatlatacak, Erdoğan’ı da girdiği bu açmazdan çıkaracak bir yaklaşım geliştirmemiz gerekiyor.
Erdoğan’a ve yanlış politikalarına karşı sesimizi daha fazla yükseltmeliyiz. Erdoğan’ı siyasetle durduracak, yanlıştan döndürecek bir organizasyona, akılcı politikalara ihtiyacımız var.
Bu yeni siyasete zihinsel olarak açık olmalıyız. Bunu yüksek sesle belirtmeliyiz.
Yazımın sonunda muhalefet partilerine de bir çift sözüm var:
Size oy veren insanların bile “Ya Erdoğan’a bir şey olursa…” endişesine kapılmış olmaları sizin açınızda utanç duyulacak bir durum.
Hiçbiriniz bu toplumun bütününe “Korkma ben varım” diyecek, toplumu buna inandıracak bir politika üretemediniz. O güveni veremediniz.
Bu akılsızlığınızın, bu çaresizliğinizin, bu yetersizliğinizin, bu iş bilmezliğinizin sonucu olarak insanlar Erdoğan’ın yaydığı bu korkuya teslim oldular.
Utanmazsanız siz bile yakında “Aman Erdoğan’a bir şey olmasın” çaresizliğine teslim olacaksınız.
Tarih sadece Erdoğan’ı değil, sizin topluma güven veremeyen, alternatif politika üretemeyen bu akılsızlığınızı, bu çapsızlığınızı da yazacak.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2023
19.08.2023
19.08.2023
14.08.2023
6.08.2023
8.07.2023
3.07.2023
27.06.2023
23.06.2023
19.06.2023