Levent Gültekin
İktidar partisi cenahında akıl almaz bir dağınıklık yaşanıyor.
Ne yaptıkları, ülkeye tam olarak ne söyledikleri, nasıl bir seçim kampanyası sürdürdükleri belli değil.
Her kafadan ayrı ses çıkıyor.
Bir taraftan beka endişesi temelli kampanya yapmaktan vazgeçmek isteyip diğer taraftan Pontusçuluk gibi akla hayale sığmayacak tartışmalarla beka endişesi varmış gibi göstermeye çalışıyorlar.
Bir taraftan HDP seçmeninin Ekrem İmamoğlu’na destek vermesinin altında bir bit yeniği arayıp – “İmamoğlu İSPARK’ı HDP’ye verecek” gibi – diğer taraftan Kürt seçmeni ayartmak için kırk takla atıyorlar.
Bir taraftan yoksul sofralarından poz vererek yoksulluğu ne kadar dert ettiklerini göstermeye çalışıp diğer taraftan yaşam tarzı haline getirdikleri lüks ve şatafattan en küçük ödün veremiyorlar.
Belirgin hedef yok, bütünlük yok, ilke yok, değer yok, sağlıklı söylem de yok.
Topluma söyleyecekleri yeni sözleri olmadığı gibi ülkede birçok alanda yaşanan tıkanıklığı aşacak sağlam politikaları da yok.
Ellerindeki devlet imkanları ve medya gücü ile pozisyonlarını koruyacaklarını düşünüyorlar.
Dağıldılar çünkü partide ortak akıl diye bir şey kalmadı.
Gidişatın vahametini fark eden aklı selim herkes partiden uzaklaştı.
Mesele sadece uzaklaşma meselesi de değil.
Kimsenin görüşüne, yaklaşımına, önerisine itibar etmeyen, kıymet vermeyen bir anlayış hakim oldu partide.
Yani ‘tek adam’ rejiminin ülkede yarattığı tıkanıklığın benzeri AK Parti’de de yaşanıyor.
‘Tek adam partileri’ ortak aklı devre dışı bıraktığı için sağlıklı fikir, yaklaşım, politika oluşturulamıyor.
Tek sorun partinin ‘tek adam’ partisi olma meselesi de değil.
AK Parti’nin benimsediği siyaset anlayışı da iflas etti.
Yaklaşım, politika, anlayış, söylem olarak eskidi.
Dünyanın gerçeklerini, toplumdaki değişimi hesaba katarak yeni politika geliştiremiyorlar.
Toplumu heyecanlandıracak, gelecek hayali yaratacak politika geliştiremedikleri gibi bir cümle dahi kuramıyorlar.
Yetmişli yılların ortaokul düzeyi İslamcılık anlayışına saplanıp kaldılar.
Bu nedenle mevcut devasa sorunların çözümüne kafa yormadıkları gibi bu sorunları çözecek vizyonu da anlayışı da geliştiremiyorlar.
Böyle bir halde 23 Haziran seçimlerine gidiyoruz.
Bu dağınıklık, kafa karışıklığı, ilkesizlik ve partide yaşanan tıkanıklıkla AK Parti’ye oy veren mevcudun üzerine yeni seçmenler katamayacaklarının sanırım onlar da farkında.
Bütün çabaları çeşitli nedenlerle AK Parti ile arasına mesafe koymuş seçmeni geri döndürmeye dönük.
Bir anlamda toplumun akılla değil psikolojiyle hareket etmesini, bütünü yani iktidarı kaybetme endişesinin devreye girmesini neticesinde de küsen, kopan, ayrılan AK Parti seçmeninin yeniden AK Parti’ye dönmesini amaçlıyorlar.
Bunu sağlamak için kendilerince birçok şey yapıyorlar.
Fakat yaşadıkları dağınıklık nedeniyle bu konuda umdukları mesafeyi kat edemiyorlar.
Görünen o ki bu amaca dönük bütün umutlarını Ekrem İmamoğlu’nun yapacağı hatalara bağlamışlar.
Rakip hata yaparsa muhalif kesimde oluşan bu birliktelik havasının dağılacağını, İmamoğlu’na dönük ilginin azalacağını, oy verme motivasyonunun kırılacağını, farklı nedenlerle uzaklaşan AK Parti seçmeninin geriye döneceğini umut ediyorlar.
Bir anlamda kazanımlarını rakibinin zafiyetine bağlamışlar.
Peki Ekrem İmamoğlu hata yapar mı veyahut yapıyor mu?
Elbette yapabilir.
Hepimiz insanız, hepimiz hata yaparız.
Hele iktidarın bütün medyasıyla, devlet olanaklarıyla yüklendiği bir insanın hata yapmaması zaten düşünülemez.
Burada asıl mesele İmamoğlu’nun bu hataları asgariye indirecek tedbirleri alıp almaması…
Yukarıda da dediğim gibi psikolojik harbin yoğun olduğu, medya gücüyle iftira, çarpıtma kampanyalarının pervasızca yapıldığı, her sözden, her davranıştan farklı anlam çıkarılıp devasa hale getirildikten sonra topluma servis edildiği bir ortamda hata yapmamak pek olası değil.
Ama hataları asgari düzeye indirecek bir yaklaşım geliştirmek mümkün.
Bunun yolu da ortak aklın oluşumunu sağlayacak bir kadroyla çalışmak.
Yani çalışma ekibini farklı bakış açısına sahip, cesaretle eleştirebilecek, uyaracak, yeri geldiğinde kolunu tutup “Hayır şu nedenle bu adımı atamazsın, atmamalısın” ya da “Bu cümleyi kuramazsın, kurmamalısın” diyebilecek insanlarla oluşturmaktan geçiyor.
Tekrar edeyim hepimiz hata yaparız.
Bazen yaptığımız şeyin veyahut ettiğimiz sözün doğru olduğuna inanarak bazı adımlar atar bazı sözler sarf ederiz.
Fakat başkasının farklı yaklaşımı ve uyarısı ile meselenin hiç de bizim düşündüğümüz gibi olmadığını veyahut bizim dikkat etmediğimiz başka boyutunun da olduğunu görürüz.
Bu nedenle etrafımızda bizi uyaracak, eleştirecek, yeri geldiğinde ağırlığını koyup atacağımız adımlardan bizi vazgeçirecek cesarette insanlar olmazsa hatalarımız her geçen gün daha da büyür ve bir anlamda kendi aklımızın, yaklaşımımızın hayranı haline geliriz.
Ekrem İmamoğlu şahsında İstanbul seçimleri için en büyük tehlikenin bu olduğunu düşünüyorum.
Mesela bayram nedeniyle gittiği Karadeniz gezisinde yaşanan özel uçak tartışmasının ve çıkarılan VİP gerginliğinin anlamsız ve gereksiz bir ‘hata’ olduğu kanaatindeyim.
Dahası o şehirlerde miting yapmanın da İstanbul seçimlerini farklı zemine taşıyacağından, bunun da İstanbul’da kopan AK Parti seçmenini olumsuz etkileyeceğinden gereksiz ve yararsız olduğunu düşünüyorum.
Kaldı ki toplumdan gördüğü ilgiyi daha çok içtenliğine, sıcaklığına ve iktidarın lüks, şatafat ve devlet imkanlarını hovardaca kullanma düşkünlüğüne karşı oluşan tepkiye borçlu olan birinin VİP’e tenezzül etmesi oluşan ilgiyi zedeleyecek türden bir davranış.
Muhtemelen havaalanında gereksiz yoğunluk oluşturmamak veyahut zaman tasarrufu yapmak gibi bir niyetle VİP kullanmanın doğru olduğu düşünülmüş olabilir.
Eğer etrafındakilerden biri özel uçak ve VİP tercihinin sağlayacağı yarardan çok zara getireceği kısmını anlatmış ve yapmaması konusunda uyarmış olsaydı muhtemelen İmamoğlu da böyle bir şeye tevessül etmemiş olacaktı.
Buna benzer küçük başka hatalar da var.
Amacım İmamoğlu’nun yaptığı böyle basit hataları sıralamak değil, bu küçük hataların iktidarın medya gücüyle nasıl devasa hale getirilip topluma servis edildiğine ve bunun doğuracağı sonuçlara dikkat çekmek.
Tekrar edeyim: İktidarın bu hukuksuz seçimi normal yollardan kazanması için elindeki tek sermayesi İmamoğlu’nun yapacağı hatalar.
Diğer sorun İmamoğlu’na yöneltilen en küçük uyarıya bile tahammül edemeyen fanatik hayran kitlesinin varlığı.
Abartılı hayranlık hem kişinin daha çok hata yapmasını sağlar hem de mesafeli kimselerin o kişiden tepki olarak daha da uzaklaşmasına neden olur.
Kanaatim odur ki seçim daha az hata yapanın kazanacağı bir seyir izliyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2023
19.08.2023
19.08.2023
14.08.2023
6.08.2023
8.07.2023
3.07.2023
27.06.2023
23.06.2023
19.06.2023