Markar ESAYAN
Başbakan Erdoğan’ın bir süredir yargı, tutukluluk ve tutukluluk süreleri üzerine yaptığı açıklamalardan sonra, Balyoz davasından 18 yıl hapis cezası almış olan emekli Orgeneral Ergin Saygun’u önce araması, sonra da hastanede ziyaret etmesi kafaları yine karıştırdı. Belli ki Başbakan kafaları karıştırmayı iyi beceriyor ve bundan hoşlandığı da seziliyor.
Erdoğan dünyanın en şanslı liderlerinden. Çoğu işi rast gidiyor. Dünya, bölge ve ülke konjonktürü Erdoğan’a adeta “Yürü ya kulum” demiş vaziyette. Bunun doğaüstü bir tarafı yok. Doksan yıldır ertelenmiş tüm doğrular, onlara paralel yapılmış dev bir yanlış yığını ile onun önüne yığıldı. Yapılan her doğru hareket halkın hayat kalitesini arttırdı. Dünyadan takdir gördü. Ekonomi, Şubat 2000 krizindeki dip noktasından bugün herkesin takdir ettiği bir noktaya geldi. Vicdanı hiçe sayan yanlışların tashihi, Erdoğan’ın başarı hanesine yıldızlı pekiyiler olarak eklendi.
Ziyaretin nedeni ne olabilir
Dün Yıldıray Oğur güzel bir toparlama yapmıştı. Saygun ziyaretinin Cemaat ile varsayılan kavgadan, toplumdaki kutuplaşmaya son vermeye, başkanlığa daha güçlü yürüme isteğinden, İmralı sürecinin bir parçası ile ilgili olduğuna dair iyi bir özetti bu. Oğur son seçeneği daha akla yakın buluyordu. Bir yanda PKK silah bırakır ve şiddete bulaşmamış PKK’lılara af getirirken, bir yandan da PKK’lılarla savaşan askerlerin hapiste kalmasının mümkün olmadığını, Erdoğan’ın aslolarak bu yüzden yargıya cephelendiğini söylüyordu.
Ama ben diğer unsurların da bu hamlede yer aldığını düşünüyorum. Erdoğan bir hamle yaparken asla tek bir stratejiyle hareket etmiyor. Tüm yumurtalarını tek bir sepete koymuyor, dağıtıyor. Birinde kaybetse, diğer birkaçında kazanmayı garantilemeden hareket etmiyor. Tüm seçeneklerin toplamında ise, Erdoğan’ın başkanlığına dair tüm itirazları bertaraf etmek ve liderliğinin tartışılmazlığını herkese kabul ettirmek öne çıkan unsur. Bunlara ilave olarak Erdoğan’ın yargının tasarrufları ile arasına bir mesafe çekmek istediği de her hareketinden anlaşılıyor.
Davalar etkilenecek mi
Oysa bu askerler PKK ile savaştıkları için hapiste değiller. Ergenekon Fırat’ın ötesine geçmedi. Böyle olsaydı bile, faili meçhulleri, komutanları tarafından şüpheli biçimde ölüme gönderilen askerlerin davasını PKK ile savaşma kategorisinde mi görecektik? Balyoz ise doğrudan hükümeti hedef alan, sağlam kanıtlara oturan bir dava. Uzun tutukluluk süreleri, tutuklama kriterleri, ideolojik yargı anlayışı kimsenin karşı çıkmadığı itiraz noktaları. Bunu tashih etmek ayrı bir şey, derin devlet ve vesayetle savaşmaya nokta koymak ayrı. Bu davaların zaten işlevini gördüğü, darbeci “saygın” paşaların derslerini aldıkları savı ise son derece tehlikeli bir saptama. Birçok karanlık suikastta Özel Harb’i işaret eden MİT raporu ortada durur ve bir soruşturma beklenirken, bunun önünü kesecek kadar risk alır mı Başbakan bunu göreceğiz.
Ordu zarar gördü iddiası
Hürriyet’in başını çektiği “Bu davalar yüzünden ordu iş göremez hâle geldi, subayların morali bozuk” kampanyasından Başbakan’ın ne kadar etkilendiğini henüz bilemiyoruz. İçinde 2009’a kadar mahkûmiyet ile tesbit edilmiş darbeci cuntalar barındıran bir ordunun savaşma kapasitesi de öyle. Mahkûmiyet almış insanların tedavi görme hakkına sonuna kadar sahip çıkalım. Ancak onlara ekstra şefkat göstermek ve sanki darbeciler pişman olmuşlar da, bu konuda yasal süreçler tamamlanmış ve artık defteri kapatma noktasına gelmişiz gibi varsaymak, buna göre siyasi hamleler yapmak çok tedirgin edici ve riskli.
Başbakan oyunu öyle kuruyor ki, gücünün de ona verdiği hareket etme özgürlüğüyle zarar görmeyeceğini varsayıyor. Bugüne kadar bu plan tuttu. Ülkenin kazancı ile siyasi hedeflerini uyumlu götürmekte mahir. PKK barışını, yeni anayasayı ve ekonomik istikrarı ustalıkla kendi başkanlığına endekslemeyi başardı. Ama bu plan her zaman işler mi işte o meçhul.
Son olarak, eğer darbeci paşalar kadar saygın görülüyorsa, lösemi hastası Solin’in 16 aydır tutuklu olan annesi Hanım Onur için de bir açıklama yapması mazur görülebilir Sayın Başbakan’ın. Hatta Solin’i hastanede ziyaret etmesi, “saygınlığın” zemine yaygınlaştırılması için iyi bir hamle olacaktır.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019