Markar ESAYAN
19. yüzyılın üçüncü çeyreğinde İstanbul'u ayrı tutarsanız yüzde doksanı köylü olan çoğunluk Vilayat-ı Sitta'da mukim Ermenilere yönelik katliamlar arttığında ve buna Bab-ı Ali duyarsız kaldığında veya bilakis örgütlediğinde Ermeniler üç nedenle Batı'dan yardım istemeyi düşündüler. İlki Osmanlı Devleti'nin yardım taleplerine cevap vermemesiydi. İkincisi Britanya, Fransa ve Rusya'nın Osmanlı üzerindeki artan etkisi ve üçüncü olarak da Ermenilerin Hıristiyan Batı'nın Hıristiyan gariban ve otokton bir halkı koruyacağına dair romantik inançtı.
Ermeniler Doğu'lu bir halk olarak aydınları dahil olmak üzere Raison d'Etat, yani Batı'nın hikmet-i hükümetini anlamamışlardı. Bu ölümcül bir hataydı. Yeni Dünya'yı eski zihniyet üzerinden okuyorlardı. Batı devleti artık Hıristiyan değildi. Mesela Alman İmparatoru uzaklarda yaşayan küçük bir Hıristiyan halk için asla müttefiki Osmanlı'yı gücendirmeyeceğini Osmanlı Siyaset Belgesi'ne kazıtmıştı. Böylelikle Hamidiye Alayları'nın katliamlarına yönelik Alman Dışişlerine yığılan telgraflara sansür kondu. Basına da öyle. 1915 ise İttihatçıların Alman lojistiğine ve medya gücüne dayanılarak yapıldı. Batı'nın Ermeniler için kılını kıpırdatmayacağını İttihatçılar çok iyi biliyorlardı.
1915'ten sonra 'Son Osmanlı' Ermeniler arasında Kraliçe'nin 'Gemilerim Ağrı Dağı'na tırmanamaz' sözü hafızalara böyle trajik biçimde kazındı.
Bugüne gelelim... Bir yüzyıl geçmesine rağmen bugün bazı Müslümanlar da Batı'nın hikmet-i hükümetini hala anlayabilmiş değil gibi gözüküyor. Böyle düşünen (hisseden mi deseydik) dindarlara göre Batı Hıristiyandır ve sorunun temelinde uzlaşmayacak bu dini-kültürel ayrılık-düşmanlık yatmaktadır.
İkinci Dünya Savaşı'nın başlarına gidelim şimdi de. Britanya'da, bilinenin aksine faşizm ve nazizm modern- dinamik bir yapı olarak görülüyordu ve epey de destekçisi vardı. (Faşist bir parti bile kurulmuştu.) Özellikle de liberal demokrasiyle uzlaşmazlığı ile aydınlar için Nasyonal Sosyalizm dünyada önemli bir eksikliği siyasi denge açısından doldurabilirdi. Diğer yanda Britanyalı bazı siyasetçi ve aydınlar için imparatorluğu deniz aşırı bölgelerde diriltmek adına Kıta Avrupa'sını Hitler'e teslim etmenin hiçbir sakıncası yoktu. Stalin ise Nazilerle (Molotov-Ribbentrop) saldırmazlık paktı imzalamış, yaklaşan Polonya'nın işgali karşısında hem Batı hem de SSCB sessiz kalacağını belli etmiştiı. Çünkü Stalin de Doğu Polonya'yı işgal edecekti.
Böylelikle Almanya kimsenin tahmin edemeyeceği bir hızla Belçika, Hollanda, Norveç ve Fransa'yı işgal etti. Tıpkı IŞİD'in kimsenin tahmin edemeyeceği bir hızda Musul ve çevresini işgal etmesi gibi.
Avrupalılar, Weimar döneminde güçlenen Nazilerin asla yıkıcı bir etkiye ulaşamayacağını da düşünmüşlerdi.
Hepsinde de yanıldılar ve real politikleri başlarında patladı.
Bu anlamda, bugün yaşananların Batı ve Doğu anlayışları itibarıyla geçmişle yakın benzerlikler taşıdığını düşünüyorum. Bizler olan bitenin altında dinsel ve kültürel çifte standartlar arar, komplo denizlerinde yüzerken, Batı da Esed ve IŞİD konusunda Nazilerde olduğu gibi yanıldı ve baltayı taşa vurdu.
Nitekim Naziler Britanya'yı da SSCB'yi kendi alanlarında rahat bırakmadı ve bu iki ülkeye de saldırdı. 2. Dünya Savaşı sırasında Yahudi soykırımı herkes için bir teferruattı. Mesele tamamen real politik ve güç dengeleri üzerinden okunuyordu ve din ile ırklar bu konuda -bizim anladığımız tarzda- hiçbir etki taşımıyordu. Sadece büyük politikalar için gerektiğinde kaldıraç etkileri olabilirdi.
Naziler nasıl ki Batı modernizminin küçük görülmüş ama başa dert açmış bir patolojik vakasına dönüşmüşse, IŞİD de aynı zihniyet kanallarının açtığı gediklerde ilerledi ve bu durum ortaya çıktı. İkinci Dünya Savaşı'nda Yahudiler kimsenin umurunda değildi, bugün de Filistinliler kimsenin umurunda değil. Böylelikle kötü ve ahlaksız bir model kopya edile edile benzer yöntemleri üretti. Gazze dünyanın en büyük gettosuna ve Auschwitz'ine dönüştü. Ölen ise her dönemin güçsüz ve fakir insanlarıdır.
Bugün ABD ve AB bu konuda harekete geçiyorsa, Britanya neden Nazilere savaş açtıysa o nedenledir. 'Yaratıcı kriz' artık bu ülkelere zarar verme noktasına gelmiştir. Kontrollü mezhep çatışması, kalıcı bir menfaate neden olacak şekilde planlanan yoldan çıkmıştır ve IŞİD'e katılan batılı savaşçıların ülkelerine dönerek oraları Ortadoğu'ya çevirmesi mümkün gözükmektedir.
Pre-modern dönemlerde yaşanan mesela Haçlı Seferleri için bile iddia edilmesi abartılı olacak romantik tezlerle olaylara yaklaşmak zihinsel zaaf demektir. Sorun paradigmanın iflasıdır ve bu bir zihniyet yenilenmesini zorunlu hale getirmiştir. Türkiye'nin görevi yeni bir paradigma tarifi yapmak, Ortadoğu'da kalıcı barışın Batı ve İsrail için de bir kazan kazan oyunu olduğu konusunda ikna edici olmaktır. Eski paradigma Batı'nın umut ettiği kazançları artık sağlayamazken, ortaya çıkan boşluk (başarsızlık bir fırsattır aynı zamanda) ayağı yere basan yeni kurumlar önererek doldurulabilir. Mesela yeni bir Ortadoğu hukuku oluşturma teklifi gibi...
Ancak bunu yapabilmenin en temel koşulu çökmekte, ama hala geçerli olan paradigmayı doğru tahlil etmek olacaktır.
* Son süreçte kısa devre yapan 'aydın' şurekasının tek bir kişiye dönüştüğüne dair yazıma Ertuğrul Özkök alınmış. Kırgınlığı sanırım rastgele verdiğim bu listede kendi adını görememiş olmasından. Özkök'ü teskin eder mi bilemem ama, bu patolojik hayali kişiye bir isim vermek gerekseydi onunkisi en isabetlisi olurdu.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019