Markar ESAYAN
Pazartesi günü Hürriyet gazetesinde hemen fark edilen bir teyakkuz hali vardı. Dikkati çekmeyecek gibi de değildi doğrusu. Kişiler önemli değil ama oluşan bütünlük yazılmaya değer geldi bana.
Ahmet Hakan, herhalde 2007’deki anayasa değişikliğinin makro siyasetin ağırlık merkezini cumhurbaşkanlığına doğru kaydırdığını, Recep Tayyip Erdoğan’ın 10 Ağustos’ta seçilmesinin engellenememiş olmasının geri alınamayacak yeni bir siyasi durum yarattığını kavramış olmalı ki, Kemal Kılıçdaroğlu’na “Uyan artık” demek zorunda hissediyordu...
Ne ilginçtir ki, “Yepyeni bir şey var Türkiye denilen yerde” yazısı (“denilen” değil, “denen” olacak) Simavilerin Diken sitesinde “Kemal Bey! Devlet Bey! Selahattin Bey! Yepyeni bir şey var Türkiye’de” başlığına terfi ettirilerek alınmıştı, olması gerektiği gibi...
Yazar, “Bu yepyeni duruma karşı... Çok radikal, çok sarsıcı, çok oyun bozucu, çok birleştirici, çok farklı, çok ezber bozucu, çok bütünleştirici, çok geriletici, çok değişik şeyler yapmalısınız” diyordu, Said Nursi alıntısını da unutmadan tabii.
Sayfaları çevirince, aynı temanın Hürriyet’te çeşitli formlarda işlendiğini görüyordunuz. Eğer güçlü bir ittifak kurmak istiyorsanız, söz konusu partiler/kesimler arasında sağlam bağlantı kayışları kullanmak zorundasınız. İşte Hürriyet’in pazartesi günkü bombası, soylu Marksist Prof. Korkut Boratav olmuştu. Bir Marksist ve Hürriyet... Ne günlere geldik! Hani 10 Ağustos seçimlerinde İhsanoğlu’nun adaylığı karşısında “Senden kurtulmak için nelere katlanıyoruz” diyen tiyatrocu arkadaş vardı ya, işte öyle bir şey.
Belki de bizim Marksistlerde bir sorun vardı. O da ayrı konu tabii...
Boratav bir akademisyen nezaketi ve soğukkanlılığıyla “HDP’nin parti olarak seçime girmesi Türk solunu satmaktır” diyor, tabii bu sözleri başlığa alınıyordu. Aydınlanmacı bir vahiyle Erdoğan ve İmralı arasında gizli bir “anlaşma” olduğunu söylüyor, “satma” kısmını da “İslamcı faşizme gidiyoruz” şeklinde kanıtlıyordu. Cevval röportajcımız “Böyle bir anlaşma varsa Türk solu bu tongaya düşer mi?” şeklinde nezih beyaz Türkçesiyle soruyor, hoca da “Düşmemesi lazım, CHP, HDP ve sosyalistler ittifak yapmalı” diyordu.
Hürriyet, laik aydınlanmacı otoriteden devrim nikâhının fetvasını almış oluyordu.
Bir sayfa çevirince, bu kez Ali Bardakoğlu üzerinden Taha Akyol’un “siyaseti” ve birtakım “istendiği gibi davranmayan” hukukçuları dövdüğü yazısı ile karşılaşıyordunuz. Siyaset zelil bir iş haline gelmiş, siyasetçi ise “kör döğüş sanatçısı” olmuştur. Paralel yapının ortaya saçılan bunca zelil işlerine, ülkeyi adeta esir almış olmasına bir çift söz etmeyen, durumu “hukuk”la açıklamaya çalışan Akyol, artık kime kızdı, kim kendisini sükût-i hayâle uğrattıysa, tüm siyaseti düşkün bir faaliyete indirgemekteydi. Tıpkı askerlerin yüz yıl boyunca siyasetçilere “pavyona düşmüş” muamelesi yapması gibi...
Aynı gün, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın atadığı yeni Anayasa Mahkemesi üyesi Kadir Özkaya’nın yemin töreninde zuhur edecek değişimin işaretleri mi alınmıştı acaba? Törenden sonra Erdoğan ve Davutoğlu’nun Kılıç ile odasında görüşecek denli normalleşme yaşanması, sonra Kılıç’ın yaptığı o konuşma...
“Türkiye’de artık ülkeyi kurtarma çağrısı yapılan kurum ve kişiler dönemi kapanmış, sorunların demokratik yol ve yöntemlerle çözülmesi gereken bir süreç başlamıştır.”
Off, en sevmedikleri... Siyasetçiye saygı, sandığa müdahale etmemek gerektiği, hani şu bildiğiniz kuvvetler ayrılığının adab-ı muaşerete yansıyan haliyle olması gereken durum...
Halbuki, AYM’nin 52. kuruluş yıldönümünde olduğu gibi, Kılıç eli belinde bir konuşma yapsa, siyasete “sığ” dese, “vicdan yolsuzu” dese ne güzel olurdu!.. Ertesi gün Taha Bey o günlerde yaptığı gibi “Bir hukuk manifestosu” başlıklı yazıyı ne de heyecanla kaleme alırdı...
Kılıçdaroğlu’nun kendi tabanındaki popülaritesi yüzde 12’ye, Bahçeli’nin 10’a düşmüş. İmralı/Kandil/HDP nihai barışın eşiğine gelmiş, hani bir adım daha atılsa artık geri dönüşü yok. Paralel yapının yediği herzeler artık inkar kabul etmiyor; üzerine bir de AYM başkanı Erdoğan’ı kapılarda karşılıyor, odasında buyur ediyor... Erdoğan ve Davutoğlu eşleriyle birlikte samimi bir yemek yiyorlar, derken...
Zaman hızla akıyor, 7 Haziran yaklaşıyor. Godot bir türlü gelmiyor...
Teyakkuza geçilmez, ayar verilmez, melankoliye düşülmez de ne yapılır?!
Doğru, yepyeni bir durum var ortada.
Düşülen zavallı durumun sebebi de bu.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Operasyon çökünce...
9.05.2019 - Kızgın demiri soğutma yöntemleri...
2.05.2019 - Müzik ve terör örgütü listelerinin benzerlikleri...
24.04.2019 - Taşın altına elini yine Erdoğan koydu...
21.04.2019 - Millet İttifakı neye kuluçka oldu?
18.04.2019 - Organize kötülüğün peşini bırakmayacağız...
16.04.2019 - CHP'nin 2019 resmi
13.04.2019 - Mazbata fetişizmi neye delalet?
10.04.2019 - 31 Mart’ta Türkiye neyi başardı?
3.02.2019 - Bu seçimin adaletsizliği…
28.03.2019
Yazarlar
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
ben de gözlerime inanamadım yazını okuyunca. sen gazeteciliği değil ama yalanmayı öğrenmişsin
Ad Soyad Giriniz...
Kardeş ellerine sağlık çok güzel yazmışsın yolun açık olsun
Ad Soyad Giriniz...
Tezcan Bey delikanlılık çağı uzun sürmedi mi Düzce nin bir türlü adam olamıyor..
Ad Soyad Giriniz...
Ben de gözlerime inanamadım görmeyince nereden bileceğiz ki paylaşımınız için teşekkürler
Ad Soyad Giriniz...
Muhalefet yapmayı senden mi öğrenecez
Ad Soyad Giriniz...
(Kalp atışları iyice hızlanan ve delikanlılık çağına giren Düzce’nin yürümesine ve koşmasına engel olmayın. )yazmışsınız bu yazı da benim kalp atışlarımı hızlandırdı siz kim oluyorsunuz da muhalefete eleştiri yapıyorsunuz..siyasetten anladığınızı mı sanıyorsunuz
Ad Soyad Giriniz...
Hafta sonu yaptığınız gezi sizi utandırmış ama hiç te utangaç değilsiniz yazınız ifadeleriniz gayet cesur
Ad Soyad Giriniz...
Ya bir yol bul,ya bir yol aç;ya da yoldan çekil.Bunlar ne yol bulur,ne yol açar,ne de yoldan çekilir.Bu tip insanları engellemek mümkün değildir.Herzaman vardır.Çirkindirler ..Sırf mulalefet olsun ne olursa olsun.Yapılan güzel işleri görmezler görmek istemezler..Ama uyarmakta fayda vardır .Bu yazı da olduğu gibi..Güzel bir yorum güzel bir yazı..
Erhan Ergül
Basın Gününüz Kutlu Olsun Kardeşim. Yazın çok güzel olmuş, ellerine sağlık.
Ad Soyad Giriniz...
Tezcan Bey, hani geçtiğimiz günlerde bir köşe yazınız vardı. Ben gazeteci değilim dediğiniz. Siz olmuşsunuz. Yazıya utanarak başlayıp muhalefeti yerden yere vurmaya kadar getirmek her yiğidin harcı değil. Ayrıca bu adamlar bu işi zor öğrenirler. Bu işi öğrenmek için 40 fırın ekmek yemeleri gerekir. Bunların işi gücü yapılanlara b.k atmak. Kendi arkalarına bakmadan iş yapmak....