Markar ESAYAN
Geçen hafta İstanbul’da gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Zirvesi, Sayın Erdoğan’ın ağırlığı ile kuruluşun kendi tarihinde de bir ilk olacak kadar güçlü kararların alındığı bir sinerjiyi ortaya koydu. Ardından gelen AB zirvesinde de bu duruşa, en azından Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınmadığı ve iki devletli bir çözümden yana AB’nin sabit duruşunu devam ettirdiği noktasında katkı geldi.
Bundan sonraki adımlarda da Türkiye’nin önderliğinde İİT, BM ve AB arasındaki bir koordinasyonla Kudüs ve İsrail sorununun gündemde olacağı süreci tetiklemek gerekiyor. Bu çabalar konusunda tabii ki Türkiye içinde ve dışında itibarsızlaştırma hamleleri olacaktır ve olmaktadır. Bunları izlemekle birlikte, Kudüs konusundaki hassasiyetin küresel bazda canlı tutulmasında ciddi imkânlar var.
Kudüs’ün küresel manada hem semavi dinler, hem de demokratik kriterler ve insan hakları noktasında bir kırmızıçizgi haline getirmek çıkış noktası olacaktır. Zaten Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın zirvedeki konuşmasındaki özgüven ve coşku da, Türkiye/Erdoğan sayesinde ilk kez böyle bir desteğin ortaya çıkmış olmasından kaynaklanıyordu.
Ama bilirsiniz, bu türden her tahakküm hamlesinden sonra, önce Filistin’e sahip çıkılır, daha sonra bu sahip çıkma işi marjinalleştirilir ve Filistin’in aleyhine dönecek bir momentuma evrilir. İşte burada dikkatli olmak gerekir. Kudüs’e sahip çıkmak, antisemitizm veya bir ırksal, mezhepsel mesele değildir. Bir adaletsizliğe, bir gaspa, bir işgale karşı çıkılmaktadır.
ABD’deki bir mezhebin bir kolunun kıyameti çabuklaştırmak için bu işin arkasında durduğu bilinmekle birlikte, Hıristiyanların çok büyük çoğunluğu için Filistin ve Kudüs İsa Mesih’in doğduğu, çarmıha gerildiği ve dirildiği en kutsal yer olarak mukaddestir. Zaten Kudüs’teki Hıristiyanlar Filistin davasına ve Kudüs’ün işgaline karşı mazluma destek vermekte ve hedef de olmaktadır. Kudüs’e gidenler bunu çok yakından bilirler.
İncil’de kıyamet günü için çok net ayetler vardır. İsa Mesih’e bu konu sorulduğunda o günü ve saati ne gökteki meleklerin, ne kendisinin bilebileceğini, günü ve saati ancak Allah’ın bildiğini ifade eder. Haşa, Allah ne İslamiyet, ne de Hıristiyanlıkta herhangi bir şeye zorlanamaz. Bu sapkın bir inanıştır. Dolayısıyla kendisini bilen herhangi bir mümin böyle işlere ne girişir, ne de girişenlerle birlikte yol yürür.
Sözde “Allah’ı kıyamete zorlamakla” dini bir motivasyona kavuşturulmak istenen bu amacın aslında gayrimeşru bir siyasi hedef olduğu ortadadır. Bu türden suiistimaller maalesef tarihin her döneminde olmuştur.
Kudüs’ün tüm semavi dinler için ortak bir kutsiyet olduğu gerçeğini gözden kaçırmadan Filistin halkının davasını demokrasi ve insan hakları çerçevesinde dünyanın gündeminde tutmak en doğru sonuçları verecektir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019