Markar ESAYAN
Geçen yazıda Diyanet Başkanı Sayın Mehmet Görmez ve Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkökarasında geçen bir diyalogdan hareketle bir Siyah-Beyaz Türkler analizi yapmıştım. Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan aradılar ve Sayın Görmez’in Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinin duyurulması amacıyla sadece Özkök’ü değil, kırka yakın muteber, saygın, kamuoyunda karşılıkları olan köşe yazarını aradığını, bunun şahsa özel bir durum olmadığın belirttiler. Zaten bu “ricanın” nedenlerinin başka neler olabileceğini o yazımda belirtmiştim. Diyalog, çok sembolik iki kişi arasında geçtiği için konuyu açarken bu örneği kullandım. Bunun dışında, Ertuğrul Özkök’ün diğer kırk saygın yazar arasında görülmüş olmasını anlamam mümkün değil. Türkiye demokrasisi, hem devlet, hem halk nezdinde olgunlaşmış olsaydı, sadece Özkök değil, birçok genel yayın yönetmeni ve köşe kadısının insan içine çıkamıyor olması gerekirdi. Diyanet Başkanı Görmez de, bulunduğu makamın tasarruflarının ne anlama geldiğini bilseydi, bilebilseydi, Özkök tarzı insanlara yaptığı bu ricanın nasıl bir meşruiyet yarattığını da hesaplayabilir, o kırk “saygın” yazarı seçerken uyguladığı kriterleri, Türkiye’nin içinde bulunduğu yüzleşme sürecine münasip tayin edebilirdi.
Türkiye’nin bu yüzleşme sürecinde en zorlandığı konu, eski Türkiye ile ahlak ayrışmasını gereği gibi yerine getiremiyor oluşudur. Reformcu parti olarak hükümet ve ondan nemalanan kesimler açısından bakıldığında böyle bir sorun var. AK Parti’nin ustalık döneminde iyice yalpaladığını gören bir kişi olarak, henüz dindar bir İttihatçılık boyutuna vardığını düşünmesem de, gidişat o cihette ilerlemekte. Bunun nedenlerini birkaç yazıdır irdelemeye çalışıyorum. Eksik kalan kısım, bu ahlak ayrışmasının tamamlanmadığı konusuydu.
İlk defa burada dile getireceğim. Ama bu tesbitin müsebbibi ben değilim; yazacağım öngörünün bugün kanıtlanıyor olmasının da...
Öngörüm şuydu: AK Parti, Türkiye geri dönülemeyecek kadar değişene, ülkede kemalizm ve derin devlet tasfiye olana değin, vesayet, azalan ivmeyle mücadelesini sürdürmeye devam etmeliydi. Neden böyle düşünüyordum? Çünkü AK Parti’nin evrensel veya en azından tabanına koşut bir demokrasi bagajı yoktu. Bu durum, partinin reformcu zamanında bile TMK, Sayıştay, Kamu İhale Kanunu, Şike, Şemdinli, Dink davalarında tercih veya tercihsizliklerinde aradan bizlere sık sık sırıtıyordu.
Birkaç şey olabilirdi. Sanırım olabileceklerin en kötüsünü yaşıyoruz. Vesayet akıllandı. AK Parti’yi ortak ahlaktan yakaladı. Belli oranda güç kaybetmiş olsa da, vesayet asla bu ülkeyi tekrar ele geçirme gücünden aşağı düşmüş değil. Çünkü gücünü artık AK Parti’nin yanlışlarından ve paylaştığı ahlakından tahkim ediyor: Kibir, totaliterlik, muhafazakâr kemalizm, devletçilik, teklik, mezhepçilik, akçeli işler...
AK Parti, kemalizmden neşet eden “ahlakın” muhafazakâr bir türünü ustalık dönemi diye bizlere sunuyor. Bunu 80 milyon liralık dev camilerle bir süre daha gizleyebilirler. Diğer yandan, Taraf’ta çıkan Andrew Finkel’ın Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı söyleşiden anladığım kadarıyla, CHP’nin siyasete alışma sürecinin belirsizliği, BDP’nin siyaseten gönüllü mahkûmluğu ve MHP’nin âtıl durumu, AK Parti’yi uzun süre güçlü tutacaktır.
Oysa tam da bu durum, kemalist devlet kurumlarının hızlıca reformdan geçirilmesi için belki yüzyılda bir gelebilecek bir imkânı ima ediyor. CHP’nin laiklik sömürüsü siyasetini terk etmek zorunda kalması ve Kürt sorununda her kıvama uyabilir hâle gelişi, halkın ciddi anayasa ve reform talebi, dış konjonktür, Sayın Erdoğan’a “yürü ya kulum” der gibi. Ancak o bunu yapmak yerine, kendisi ve partisinin geleceği ile meşgul oluyor. Enerjisini buna verdiği için Uludere gibi sürekli gol yiyor.Siyaseten rakipsizliği, demokratik sermayesinin yetersizliği, kadim kibir, onu üreten aşağılık kompleksi ve aşırı güç birleştiğinde, bugünkü resim ortaya çıkıyor. Ne yazık!
Yazık, çünkü hayat kalitemiz daha hızlı yükselebilir, bizler de daha özgür ve daha müreffeh bir ülkede yaşayabilirdik. Sadece ideolojik olarak değil, her gün iki işçinin öldüğü, her saate bir vatandaşın trafik kazasında hayatını kaybettiği, bir ananın, bir oğlunun dağda, bir oğlunun hapiste, bir oğlunun da mezarda olduğu bir ülkede mutlu olabilmek bir insan için zor olmalıdır.
Şimdilik nokta koymayı düşündüğüm AK Parti analizlerinde nihai sorum şu, özetle: Bu kadar mücadele, kemalist laikler yerine kemalist muhafazakârları, kemalist elitler yerine de muhafazakâr elitleri yerleştirmek için mi verildi? Evet, bir 10 yıl daha, belki daha da fazla bu ülkeyi AK Parti yönetebilir. Ama büyük Türkiye’nin tarifi bu mu olacak? MGK, YÖK, Diyanet gibi kurumlarla yaşamayı hiç mi zul kabul etmeyecekler? Artık tüm bunlardan kurtulma imkân varken, bu fırsatı kaçırmış olmaktan hiç mi pişmanlık duymayacaklar?
Fabrika ayarlarına dönmeyi düşünürler mi? Yoksa oraları çoktan geçtik mi?
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019