Mehmet Acet
Türkiye ne zaman kıpırdasa, harekete geçme sinyali verse, ABD arkası boş ‘kozmetik adımlarla’ durumu yatıştırmaya çalışıyor.
Bugünlerde bu durumun yeni bir örneği ile karşı karşıyayız.
Ankara, Fırat’ın doğusu için operasyon başlatma kararlılığını ortaya koyunca, şapkadan bir tavşan daha çıkarıp, ‘Yeni bir sihirli formül’ icat ettiler.
Gelen haberlere göre ABD, Türkiye’nin güney sınırlarında PKK/YPG varlığına karşı gösterdiği reaksiyonu yumuşatmak için sayıları 100 civarında olan Peşmerge’yi Kuzey Suriye’ye getirdi.
Bunun zevahiri kurtarmaya dönük kozmetik bir adım olduğu, Türkiye’yi durdurduktan sonra işlere kaldığı yerden devam etme niyeti taşıdığı su götürmez bir gerçek.
Gerçeklerin farkında olmakta fayda var.
ABD, bir PKK oluşumuyla Türkiye’yi çevreleme stratejisinden vaz geçmiş değil.
Bir başka gerçek de şu:
Türkiye, yapabilirse bu projeyi ancak kendi müdahaleleriyle açmaza sürükleyebilir.
Diyebilirim ki, Türkiye’nin en büyük şansı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın meseleye dönük yüksek düzeyli bir duyarlılığa sahip olması.
Önceki gün Konya’da konuşan Erdoğan, “Fırat’ın doğusunda operasyona başlayacağımızı ilan ettik. Sayın Trump ile bunları görüştük. Kendileri olumlu cevaplar verdi. 500 kilometrelik sınır hattı boyunca ABD askerlerine zarar vermeyecek şekilde Suriye’deki operasyona her an başlayabiliriz. Ordumuz ve planlarımız hazır. Bir gece yine ansızın gelebiliriz” dedi.
Bu noktada iki soru karşımıza çıkıyor:
1-Erdoğan geçen hafta gerçekleşen telefon görüşmesinde Trump’tan ne istemiş olabilir?
2-Trump Erdoğan’ın isteklerine ne türden ‘olumlu cevaplar’ vermiş olabilir.
Bu bağlamda yine birkaç ihtimal öne çıkıyor. Görüşme Trump’ın talebiyle gerçekleştiğine göre, kendisinin Erdoğan’ı “Operasyon yapmaktan vazgeçin” demek için aradığı kesin.
Buna cevaben Erdoğan’ın kararlı duruşunu tekrarlayıp, sınıra yakın bölgelerdeki YPG unsurlarını uzaklaştırmaları, harekat sahasına giren noktalardaki ABD askerlerinin bu alanlardan çıkarılması gibi taleplerde bulunduğunu düşünebiliriz.
Erdoğan’ın “Olumlu cevaplar verdi” cümlesinin bağlamı buralara bir yerlere oturuyor.
2x10 elin parmak sayısı kadar Peşmerge’nin Suriye’ye getirilmesini de, bu görüşme sonrası ABD tarafının bir şeyler yaparak yaklaşmakta olan operasyonu durdurma niyetiyle bağdaştırabiliriz.
Trump’ın kendisine kalsa, askerleri Suriye’de boş beleş işlerle uğraşıyor.
Kendisinin aldığı bütün kararları uygulatabilecek gücü olsa, Suriye’de bir tane Amerikan askeri bile bırakmaya razı değil.
Ama artık iyice netleşen bir şey var:
Fırat’ın doğusundaki proje, Pentagon ve buraya bağlı CENTCOM aklıyla yürütülüyor.
Türkiye’nin operasyon için kararlılık mesajları vermeye başladığı andan itibaren gelen tepkilere bakıldığında asıl rahatsızlık duygusunun yine aynı çevrelerde oluştuğu görüldü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Birkaç gün içinde operasyona başlayacağız” dedikten hemen sonra Pentagon’dan gelen ilk tepki, “Kabul edilemez” ifadesiyle kamuoyuna yansımıştı.
Pentagon sözcüsü, evvelsi gün yeni açıklamalar yaptı.
Kendisine yöneltilen “Türkiye askeri güç kullanmakta kararlı görünüyor. Böyle olursa siz de askeri güç mü kullanacaksınız” sorusuna, “Emin değilim, size geri dönüş yapayım” sözleriyle yanıt verdi.
Bu ne demek oluyor?
Sopa göstererek muhtemel bir harekat durumunda Türkiye’ye savaş açarız mı demek isteniyor?
Yoksa, elinin zayıf tarafını açık etmemek için soruyu geçiştirmek mi istemiş oluyor?
Bana kalırsa, bütün bunları, Türkiye’nin harekete geçmesini önleme amacı taşıyan ‘gerekli bütün enstrümanları’ kullanma stratejisinin parçaları olarak görmek daha akla yatkın duruyor.
Türkiye Fırat’ın doğusu için bugüne kadar esaslı bir operasyon yapmadığı için, böyle bir durumda ABD’nin nasıl tepkiler vereceği, neler olabileceği henüz test edilmiş değil.
Ama daha önceki operasyonlardan bir takım tecrübelerimiz var.
ABD, Fırat Kalkanı operasyonu yapılmadan önce de, Türkiye’nin Suriye topraklarına ayak basmasını engellemek için bugün yöneldiği baskı politikasının bir benzerini devreye sokmuştu.
2016 Ağustos’unda o harekat başladıktan sonra, bu defa “20 kilometreden daha aşağı inmeyin” telkininde bulundu.
Türkiye onu da yaptı ve günün sonunda o baskılarda bir işe yaramadı.
Bu örnekler bugün için de bir fikir vermiyor mu?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.07.2021
28.06.2021
15.05.2021
17.04.2021
20.07.2020
15.07.2020
24.06.2020
20.06.2020
13.06.2020
8.06.2020