Mehmet Acet
Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, Türkiye’den ayrıldıktan sonra, birden fazla ülke dolaşıp, yeryüzünde kendisi için en güvenli limana, yani Dubai’ye yerleşti.
Bunu başka yerden değil, yine kendi ağzından, son günlerde içeride ateşli tartışmalar üreten konuşmalarından öğrenmiş olduk.
Daha önce Makedonya’ya gittiği, oradan sınır dışı edildikten sonra, Kosova, Karadağ gibi ülkelere sığındığı yönünde haberler çıkmıştı.
Türkiye’ye ve Türkiye’deki yönetime dönük özel ajandası olan bir yere sığınması, kendisinin artık ‘emin ellerde’ olduğuna işaret ediyor.
Zaten o da son konuşmalarından birinde, bu durumun verdiği özgüvenle, “Artık dönmeyeceğim” dedi.
YİNE Mİ BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ?
İzleyenlerin malumu.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin Türkiye’ye dönük çoğu fesat üretme odaklı özel ajandasına dair bu köşede çok sayıda yazı yayınlandı.
15 Temmuz darbe girişimine gidilen süreçte, o girişimlerin başarıya ulaşması için 3 milyar dolarlık fon kullanıldığını gündeme getirdik.
Bu bilginin gündeme geldiği günlerde (Haziran 2017, Katar’a dönük Körfez darbesinin gündeme geldiği dönem) Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri’nin 15 Temmuz’daki rolüne dair şöyle şeyler söylemişti:
“Birilerinin istihbarat örgütleri varsa bizim de var. Kimlerin o geceyi nasıl geçirdiğini çok iyi biliyoruz. Türkiye’de ne oldu, ne oluyor, bitti mi, gidiyor mu, darbe neticeye ulaştı mı, ulaşıyor mu? Bunu takip edenleri çok iyi biliyoruz. Nasıl paralar harcandığını çok iyi biliyoruz.”
BAE’nin ve daha doğrusu bu ülkenin Veliaht Prensi Muhammed Bin Zayed’in Türkiye ajandası, 15 Temmuz darbe girişimi ile (15 Temmuz 2016) iyice ayyuka çıkmış olsa da, bu takvimi daha gerilere, AK Parti’nin ilk yıllarına kadar götürmek mümkün.
Daha doğrusu şöyle desek laf yerli yerini bulacaktır.
AK Parti iktidarının, Tayyip Erdoğan’ın icraatlarının, politikalarının elde ettiği başarıların Arap sokağında etki üretmeye başladığı an, Birleşik Arap Emirlikleri’nin Türkiye’deki yönetime karşı kaşlarını çatmaya başladığı dönemin başlangıç ânı olarak görülmeli.
SANDIK DIŞI YÖNTEMLERLE İKTİDAR DEĞİŞTİRME GİRİŞİMLERİNDE BAE ROLÜ
2008’den başlayarak birtakım rahatsızlıkların iletildiğini biliyoruz.
İlk ağızdan hem de, yani Muhammed bin Zayed tarafından.
Ama asıl etkili ataklar, Gezi olaylarının organizasyonu ve sonrasında gelmeye başladı.
Erdoğan’ın tabiriyle “Türkiye’de ne oldu, ne oluyor, bitti mi, gidiyor mu, darbe neticeye ulaştı mı, ulaşıyor mu?” şeklindeki soruların çok benzerleri, o dönemde de soruldu.
MBZ, Gezi olaylarının en ateşli günlerinde bir teklif yaparak Erdoğan’ı ülkesine sığınmaya davet etti.
Eş zamanlı olarak hem halk devrimi süsü verilmiş bir darbe girişimine destek çıkmak, hem de o girişimin hedefindeki ismi ülkesine davet etmek, düz bir bakışla çelişkili bir durum gibi görünebilir.
Ama maksat fitne fesat çıkarmak ve buna uygun bir sonuç elde etmekse, o davetin yapılmasının çok farklı anlamlar taşıdığını hemen anlarsınız.
Erdoğan da bunu böyle anladı zaten.
15 Temmuz gecesi Yunan Adaları’na kaçma teklifini nasıl bir çırpıda reddettiyse, Fas’ta kendisine iletilen bu teklifi de tereddütsüz geri çevirdi.
SEDAT PEKER, DUBAİ’YE GİTTİ Mİ? KONUŞMASI ŞARTIYLA DAVET Mİ EDİLDİ?
Türkiye ile, Birleşik Arap Emirlikleri arasında uzun süredir devam eden söz düelloları, son birkaç aydır yerini sessizliğe bırakmıştı.
Hatta Mısır’la birlikte BAE ile de bir anlaşma zemininin yakalandığına dair güvenilir kaynaklardan birtakım bilgiler de gelmeye başlamıştı.
Tam da böyle bir zamanda, Sedat Peker’in Dubai’den yaptığı konuşmalar gündeme oturdu.
Bu kadar yaşanmışlığın üzerine, Peker’in aklına ilk gelen şehir olduğu için Dubai biletini aldığını, Muhammed bin Zayed yönetiminin haberi, onayı hatta güven içinde yaşama garantisi olmadan konuştuğunu düşünebilir misiniz?
Halk devrimi süsü verilmiş sokak vandalizminden iktidarı alt etme hedefiyle hazırlanan yolsuzluk operasyonlarına, oradan fiili darbe girişimine kadar türlü türlü yöntemleri denedikten sonra, mafya ile içli dışlı bir hükümet algısına gelip demir atmak.
Bu planlamanın tek talihsizliği(!) tam da organize suç örgütlerinin üstüne üstüne gidildiği bir döneme rastlaması.
MBZ onca sinsiliğine rağmen, ülkeye bir sürü casus da göndermesine rağmen Türkiye’yi doğru yerden okumayı hâlâ öğrenememiş anlaşılan.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.07.2021
28.06.2021
15.05.2021
17.04.2021
20.07.2020
15.07.2020
24.06.2020
20.06.2020
13.06.2020
8.06.2020