Mehmet Acet
Uzun süredir pandemi ile alakalı yazmıyordum.
Ama artık, yeniden bu konuya odaklanma ihtiyacı hasıl olmuş durumda.
Neden derseniz, Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan korona vakalarında yeniden ve alarm verici şekilde bir tırmanış var.
Mayıs ayının ikinci yarısından itibaren uzun süre 5 bin, 6 bin seviyesinde seyreden vaka sayıları, son bir hafta 10 bin sınırının üzerinde seyretmeye başladı.
Aslında sadece bizde değil, Avrupa başta olmak üzere dünyanın pek çok bölgesinde aynı durum söz konusu.
Dün, yazıya başlamadan önce ülkelerin günlük korona verilerini yansıtan ‘Worldmeters.info’ isimli sitedeki güncel verileri inceledim.
Kış aylarını yaşayan Güney Yarımküre ülkelerinde günlük ölüm sayılarının fazlalığı hemen dikkatimi çekti.
Güney Afrika Cumhuriyeti, Brezilya, Kolombiya, Arjantin gibi ülkeler, yüksek oranda koronaya bağlı ölüm sayıları bildirmişler.
Virüs, çoğunlukla ağızdan çıkan görünür/görünmez damlacıklarla yayıldığı için, aynı zamanda da soğuk hava ile arası iyi olduğu için, mevsime bağlı böyle bir durum söz konusu olabilir.
Tersinden bizim gibi Kuzey Yarımküre ülkeleri için de bir avantaj olarak düşünülebilir bu durum.
Buna rağmen, Türkiye dışında Avrupa ülkeleri başta olmak üzere, yaz aylarını yaşayan ülkeler de, artan bir trend ile yüksek sayıda günlük vaka bildiriyorlar.
Ancak, aşılamada ciddi mesafe kat etmiş ülkelerde artan vaka sayılarına rağmen ölüm sayılarının ciddi anlamda düşük olması de dikkat çekiyor.
Pandeminin ilk aylarında en büyük kâbusu yaşayan İspanya, İtalya, Fransa gibi ülkelerde günlük ölüm sayıları 30’ların altında seyrediyor.
Bu durum, aşıların, hastalığın ağır seyretmesini ve ölümleri azalttığının en net göstergesi.
PROF. MEHMET CEYHAN: YILBAŞINA KADAR YÜZDE 80 AŞILAMA YAPMALIYIZ
Şimdi bizim durumumuza gelelim.
Doğrusunu söylemek gerekirse toplumda yaygın anlamda bir ‘bunalma’ durumunun söz konusu olduğunu etrafına bakan herkes fark edebiliyor.
Bu bunalma hali nedeniyle en güçlü silahımız olan tedbirli olma durumunda gevşeme oldu.
Aşılamada, haziran ortasından itibaren hızlı bir ivme yakalamamıza rağmen, devamında aynı tempoyu sürdüremedik.
Aşı sırası geldiği halde, yaptırmayan 23 milyon kişi var.
Bu ciddi bir rakam.
Bu konularda görüşlerini almak için aradığım Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, sürecin yönetiminin kolay olmadığına değindikten sonra, “Bir tarafta turizm var, ekonomi var ama bir taraftan da biraz daha kontrollü olmalıydık” görüşünü dile getiriyor.
Ceyhan Hoca, birkaç ay öncesine kadar yüzde 70 aşılama oranını yakaladığımız takdirde toplumsal bağışıklığın kazanılabileceğini, salgının hayatımızdan çıkıp gideceğini dile getiriyordu.
Delta virüsü nedeniyle bu görüşünü güncellemiş.
Artık, yüzde 80’ı bulmamız gerektiğini düşünüyor.
Takvim olarak da yılbaşını işaret ediyor.
Haziran ayında aşı bolluğu ile talep yoğunluğunun kesiştiği günlerde, Türkiye rekorlar kırarak günlük aşılama yapmayı başardı.
Günlük bir buçuk milyonu bulan aşılamalar yapıldı.
Ancak, bu hız, devam eden günlerde aynı temposunu koruyamadı.
Prof. Ceyhan, son görüşmemizde, bir süre önce dile getirdiği görüşünü tekrarladı, günlük 500 bin, 600 bin civarında ortalama aşı yaptırabilirsek, istenilen hedefe ulaşabiliriz dedi.
AŞILAMADA HIZLI DAVRANMAK NEDEN ÖNEMLİ?
Aşılamada hız önemli.
Neden derseniz, her aşının bir koruyuculuk süresi var.
Belli bir süre geçtikten sonra yapılan aşının bu etkisi kaybolmaya başlıyor.
Üçüncü doz aşılamaya geçilmesinin temel gerekçesi de bu zaten.
Prof. Ceyhan, aşılamanın uzun sürmesi riskine işaret ederek, “Bu böyle devam ederse ne olur ilk başta aşıladıklarınız antikorunu kaybeder, iş uzadıkça virüs hâlâ mevcutsa toplum da ağır geçirmeye başlar” diyor.
Burası önemli.
Aşılamayı zamana yayarak sürdürmemiz halinde, karşımıza çıkacak olan durum şöyle olacak:
Aşı yaptıranlar, belli bir süre kendilerini büyük ölçüde koruma altına almış olacaklar.
Ancak, zaman geçtikçe salgın kontrol edilemediği sürece antikor seviyesi düşecek, aşının etkisi kaybolmaya başlayacak ve önceden aşı yaptıranlar için de yeniden yüksek risk durumu ortaya çıkacak.
Türkiye’de şubat ve mart aylarında aşı yaptıranlar bu anlamda şimdiden risk altına girmiş durumdalar.
Bu nedenle, hiç aşı yaptırmamış olanların ilk doz aşıyı yaptırmaları kadar, erken dönemde aşılananların, özellikle de sağlık çalışanları ve 65 yaş üstü insanların üçüncü doz aşı için randevu almaları önem taşıyor.
İnşallah, yoğun kısıtlamaların olduğu dönemler yeniden başlamaz.
Bu böyle olmakla birlikte, herkesin aklında tutması gereken bir gerçek var:
Pandemiyi bizler doğru biçimde yönetemediğimiz takdirde, ipler onun eline geçiyor, o da kendi kurallarıyla ülkeleri, insanları yönetmeye başlıyor ve o zaman da işler çok daha zor hale geliyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.07.2021
28.06.2021
15.05.2021
17.04.2021
20.07.2020
15.07.2020
24.06.2020
20.06.2020
13.06.2020
8.06.2020