Mehmet Acet
90’lı yılların ikinci yarısında mesleğe dış haberler servisinde başladığımız için çalıştığımız ofiste CNN, BBC gibi İngilizce televizyon kanalları sürekli açık dururdu.
Uzun yıllar boyunca bu kanallarda Çin’in Tiananmen Meydanı’nda tankların önünde cesaretle duran ‘o gencin’ jenerik görüntülerini izleyip durduk.
‘O gencin’ diye özellikle yazdım çünkü dünyanın herhangi bir köşesinde o görüntüyü görmeyen, o genci tanımayan kalmadı.
Bunun bir sebebi vardı tabii.
Tankların ilerleyişini canını tehlikeye atarak durduran gencin görüntüleri gerçekten ‘jeneriklik’ idi ama asıl gerekçe o görüntülerin Çin’deki otoriter rejime karşı verilen demokrasi mücadelesi sırasında çekilmiş olmasıydı.
15 Temmuz darbe kalkışması gecesi İstanbul ve Ankara caddelerinde çekilen görüntülerde ise, 31 sene önce Çin’de tankların önünde duran o gencin gösterdiği cesaretten çok daha fazlası vardı.
Örneğin, Sabri Ünal isimli bilgisayar mühendisi korkusuz bir genç adamın darbeye katılmak için caddelere çıkmış olan tanklara karşı gösterdiği cesaret.
Bir değil iki tankın karşısında o destansı duruşu sergilemesi.
Safiye Bayat isimli bir hanımefendinin darbeden sonra adı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olarak değiştirilen Boğaziçi Köprüsü’nde eli kanlı darbecilerin üzerine yürümesi, yaptıkları melaneti korkusuzca yüzlerine haykırması.
15 Temmuz gecesi, Tiananmen Meydanı’nda çekilen görüntülerin onlarcası yansıdı kameralara ama o meydanda çekilen görüntüyü jenerik yapıp yıllarca dünyanın gözünün içine sokanlar, Türkiye’de 16 Temmuz sabahından itibaren darbeye maruz kalanların, darbeyi direnenlerin yerine darbeyi yapanların hukukunu korumaya dönük bir yayın çizgisine yöneldiler.
15 Temmuz’u hemen unutup, unutturup, hikayenin devamını 16’sından itibaren sürdürmeyi tercih ettiler.
Batı medyasından girdik, şimdi de yönetimlerin özellikle de ABD’nin 15 Temmuz ile ilgili sergilediği tutuma dair örnekler üzerinden ilerleyeyim.
Darbe davalarının soruşturmasını yürüten, aynı zamanda ABD ile yürütülen görüşme trafiğinde yer alan çevrelerden yeni öğrendiğim bazı bilgileri aktarmak isterim.
Malum, 15 Temmuz’dan sonra darbeyi FETÖ’nün yaptığını gösteren koliler dolusu delillerle ABD’nin kapısı defalarca çalınmıştı.
ABD Adalet Bakanlığı’ndan bir heyetle yapılan bu görüşmelerden birinde, darbenin arkasında FETÖ’nün olduğunu ortaya koyan deliller üzerinde konuşulurken ABD heyetinin başkanı, duruma vakıf olduktan sonra Türk muhataplarına aynen şunu söylüyor:
“Bu darbe girişimi burada olsaydı, bu deliller elimizde olsaydı, buradan mahkumiyet kararı çıkardı.”
E peki, o zaman niye gereğini yapmadılar?
Malum sebepler diyeyim anlayın.
Ama daha fazlası var ve hikayenin bu kısmı ne yazık ki, can sıkıcı ve ABD tarafının kötü niyetini ele verecek türden.
Sözünü ettiğim çevrelerin anlattığına göre, ABD Adalet Bakanlığı yetkilileriyle yapılan görüşmelerde, karşı taraf Türkiye’nin taleplerini dikkate alma ya da karşılama anlamında bir tutum sergilemek yerine Türk heyetinin “Elini görme” niyetiyle hareket ediyor.
Bir tane örnek:
Türk tarafı Amerikan heyetine, “FETÖ’nün iletişim kanallarının gizlice devam ettiğini” söylemesi ve bununla ilgili bir yazılım kullanıldığını söylemesi üzerine Amerikan heyetinden bir isim hemen atılıp “Hangi yazılımı kullanıyorlar” diye soruyor.
Bir başka sefer, Türk heyeti, ABD Adalet Bakanlığı yetkililerine, 15 Temmuz akşamı TRT baskınında yer alıp daha sonra ABD’ye kaçan iki FETÖ’cünün isimlerini ve ABD’deki adreslerini veriyor.
“Hadi gereğini yapın” deniyor.
Ama onlar ne yapıyor?
Bu haberi hemen o iki FETÖ’cüye uçuruyorlar ve onlar da yerlerini değiştiriyorlar.
Buradan ne çıkıyor?
Amerikan tarafının, Türk heyetiyle olan görüşmeleri Türkiye’nin elindeki delilleri öğrenmek için fırsat olarak değerlendirme amacıyla yürüttüğü sonucu çıkıyor.
Bu bir.
İkincisi, şu son örnekte olduğu gibi yeri geldiğinde daha da pervasızlaşıp, FETÖ’cüleri kollamaktan çekinmedikleri sonucu çıkıyor.
Ne büyük bir ahlaksızlık var ortada görüyor musunuz?
Öğrendiğimize göre Türkiye’nin ABD ile yaptığı adli yardımlaşma anlaşması, mahkeme sonuçları üzerine değil, deliller üzerine kurulu imiş.
Bu ne demek oluyor?
Şu demek oluyor:
Adli Yardımlaşma Anlaşması ortada yeterli delil varsa, gereğinin yapılmasını öngörüyor.
Ancak ABD tarafı, Türkiye’nin ortaya koyduğu etkili ve net deliller karşısında işi en son getirip getirip şu cümleye bağlamışlar:
Darbeyi FETÖ’nün yaptığına ikna olmamız için Fethullah Gülen’in yazılı talimatını göstermeniz gerekiyor.
Bu ne demek oluyor?
“Ağzınla kuş tutabilir misin” mi demek oluyor?
Yok hayır!
Ağzıyla kuş tutmuş birisine “Hadi kolaysa burnunla o kuşu tut” demek oluyor!
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları




















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.07.2021
28.06.2021
15.05.2021
17.04.2021
20.07.2020
15.07.2020
24.06.2020
20.06.2020
13.06.2020
8.06.2020