Mehmet Acet
Önceki gün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Van mitingi vardı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un twitter kamerasından, Erdoğan’ın miting meydanına gittiği caddelerde Vanlıların ilgisini gösteren görüntüleri izledik.
Nabız ölçmek için cadde kenarlarına dizilen, pencerelerden, balkonlardan görüntü veren insanların haline bakmak, miting meydanlarındaki kalabalıklardan daha iyi bir göstergedir.
Van’da 7 Haziran 2015 seçimlerinde, Ak Parti geçerli oyların yüzde 19,38’ini alabilmişti.
16 Nisan referandumunda aynı kentten 42,72 evet oyu çıktı.
24 Haziran seçimlerinde ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yüzde 35,4 Ak Parti’ye ise yüzde 31,8 oranında oy çıktı.
Şimdi de Erdoğan’ın Van’dan bir gün önce miting yaptığı Ağrı sonuçlarına bakalım:
7 Haziran 2015: Ak Parti: %15,83
16 Nisan 2017: Evet oyları: %43,08
24 Haziran 2018: Cumhurbaşkanlığı seçimi, Erdoğan’a verilen oyların oranı:%35,4
24 Haziran 2018 Ak Parti:%31,8
Benzer sonuçları, Doğu ve Güneydoğu’nun bütün şehirlerine teşmil edebiliriz.
Tabii karşı taraftaki oyların HDP’ye gittiğini düşünürsek, burada başarı aramak zorlaşabilir ama böyle bir trendin korunuyor olması ondan daha fazla anlam ifade ediyor.
REFERANDUM VE HAZİRAN 2018 SEÇİMLERİNDE KÜRT OYLARININ ETKİSİ
Peki, bu fotoğraf bize ne anlatıyor:
En kestirme haliyle şu kadarını söyleyebiliriz:
7 Haziran 2015’ten sonra yapılan, halk oylaması ya da seçimlerin tamamında Kürtler, Ak Parti’nin tarafı olduğu yerde karşılaştırmalı Türkiye ortalamasının daha üstünde bir yerde tutundular.
16 Nisan referandumu ve 24 Haziran seçimleri, Ak Parti/MHP ittifakının Kürt mahallesinde nasıl bir karşılık bulacağı merakı/sorusu eşliğinde yapıldı.
Kürt oylarının özellikle referandumdan çıkan “Evet” sonucuna ciddi bir katkı sağladığı ortada.
16 Nisan akşamı balkon konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın herkesten önce Doğu ve Güneydoğu’yu selamladığını hatırlıyoruz.
Haziran 2015 seçimleri sonrası 1 Kasım’dan başlayarak istikrarını koruyan bu dinamiğin arka planına baktığımızda, aynı yılın yaz aylarında PKK eliyle tırmandırılan terör eylemlerinin birincil faktör olduğunu söyleyebiliyoruz.
HDP’nin ‘Türkiyelileşme’ vaadine verilen Haziran oylarının eski adresine dönüşü olarak da okuyabiliriz bu yeni durumu.
KÜRTLER ‘BEKA’ OKUMASINI TÜRKLERİN ÇOĞUNDAN DAHA İYİ YAPIYOR
Kürtler, ‘Beka okumasını’ belki de tehdidin daha büyüğü kendilerine dokunduğu için diyebilirim ki, Türklerin çoğundan daha iyi yaptı.
Üstelik, terörle mücadeleyi, Kürtlerle mücadele olarak gören kimi Türk mahallesi sakinlerine rağmen bu duruş korundu.
Peki 31 Mart’ta ne olacak?
Kürt oyları son seçimlerdeki istikrarlı yönelimini koruyacak mı?
Başka başka faktörler oy verme davranışını etkilemezse, bu seçimde de farklı bir kırılma olacağını gösteren ciddi bir işaret görünmüyor.
Kimlik siyasetini önceleyerek HDP’ye oy verenlerin ciddi bir yekun tuttuğunu anlatmaya gerek yok.
Ama HDP’nin HDP’lileştiremediği İstanbul başta birçok şehirde seçimin kazananını doğrudan belirleyebilecek Kürt seçmenin sayısı da ciddi bir yekun tutuyor.
Seçim kampanyası boyunca çok farklı yönleriyle tartışılan ‘Beka söyleminin’ en iyi Kürtler tarafından anlaşıldığını tahmin ediyorum.
Bu görüşü ortaya atarken, referanslarım yine, Haziran 2015 sonrası yapılan seçimlerde sergilenen davranış biçimi.
Kasım seçimleri, 16 Nisan referandumu ve 24 Haziran seçimlerinde Kürtlerin oy verme davranışlarını etkileyen ‘Beka meselesinin’ 31 Mart ve sonrası için de canlılığını koruduğunu gösteren bir dizi örnek sıralayabiliriz.
* Fırat’ın doğusundaki PKK tehdidi azalmadığı sürece;
* ABD destekli PKK kuşağı projesi havada kalmış bir senaryo olarak tarihin çöp kutusundaki yerini almadığı sürece;
* Türkiye bu meseleyi ölümcül bir tehdit olarak görmekten vazgeçmediği sürece;
* Kürtler geleceğini Türkiye’nin geleceğinde görmekten vazgeçmediği sürece,
Son seçimlerdeki bu dinamiğin değişmeyeceğini öngörebiliriz.
Yazarlar
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.07.2021
28.06.2021
15.05.2021
17.04.2021
20.07.2020
15.07.2020
24.06.2020
20.06.2020
13.06.2020
8.06.2020