Mehmet Ali ALÇINKAYA

Mehmet Ali ALÇINKAYA
Mehmet Ali ALÇINKAYA
Tüm Yazıları
Umut Hakkı’nı Savunmak, Barışı Savunmaktır...
27.12.2025
469

Barış, yalnızca çatışmanın sona ermesi değildir; insanın ve toplumun özgürce nefes alabileceği bir yaşamın kurulmasıdır. Bu yaşamın en temel dayanağı umuttur. Umut, geleceğe dair bir beklentinin ötesinde; özgürleşme iradesinin, direnme gücünün ve birlikte yaşama kararlılığının adıdır. Bu nedenle umut hakkını savunmak, barışı savunmanın yanı sıra özgür bir geleceği savunmak anlamına gelir.

Bugün barış arayışı, yalnızca belirli kesimlerin değil; tüm halkların, tüm inançların, tüm ezilenlerin ortak meselesidir. Umudun zayıflatıldığı, özgürlüğün daraltıldığı bir zeminde barış kalıcılaşamaz. Sürecin ruhu, toplumu umutsuzlukta değil; umut ve özgürlükte buluşturmayı zorunlu kılmaktadır.

Umut ve Özgürlük: Ortak Mücadelenin Temeli

Umut, özgürlüğün ön koşuludur. Özgürlük ise umudun somutlaşmış hâlidir. Umudun olmadığı yerde özgürlük talebi bastırılır; özgürlüğün olmadığı yerde umut giderek tükenir. Bu nedenle umut ve özgürlük, birbirinden koparılamaz iki kurucu değerdir.
Bu değerler; kimliğinden, inancından, dilinden, cinsiyetinden ya da sınıfsal konumundan dolayı baskıya uğrayan tüm ezilenlerin ortak paydasını oluşturur. Umut hakkı, yalnızca bireysel bir talep değil; kolektif ve toplumsal bir hak olarak savunulmalıdır.

Sürecin Ruhu; Kapsayıcılık ve Toplumsallaşan Barış

Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin ruhu; dışlayan değil kapsayan, bastıran değil özgürleştiren bir anlayışa dayanır. Bu ruh; halkların eşitliğini, inançların özgürlüğünü, kadınların ve gençlerin toplumsal özne olmasını esas alır.

Barış, ancak toplumsallaştığında gerçek anlamını bulur. Sadece siyasal düzeyde değil; sokakta, mahallede, okulda, işyerinde ve yaşamın her alanında sahiplenilen bir barış kalıcı olabilir. Umut ve özgürlük, barışı toplumun ortak iradesi haline getirmenin en güçlü araçlarıdır.

Kadınlar ve Gençler; Umudun ve Özgürlüğün Taşıyıcıları

Kadınlar, tarih boyunca barışın, yaşamın ve özgürlüğün en güçlü taşıyıcıları olmuştur. Erkek egemenliğine, savaşa ve şiddete karşı verdikleri mücadele, barışın toplumsallaşmasında belirleyici bir rol oynamaktadır. Kadın özgürlüğü olmadan, barışın kalıcılaşması mümkün değildir.

Gençler ise umudun en diri hâlidir. Geleceği ellerinden alınmak istenen gençlerin özgürlük talebi, aynı zamanda barışın en güçlü güvencesidir. Gençliğin umudu bastırıldığında toplum karanlığa sürüklenir; gençliğin umudu özgürleştiğinde ise gelecek yeniden kurulabilir.

Ezilenlerin Ortak Sesi, Halkların Ortak Geleceği

Umut ve özgürlük mücadelesi, tekil kimliklerin ötesinde ortak bir yaşam mücadelesidir. Halklar arasında hiyerarşi kuran, inançları dışlayan, emekçileri yoksullaştıran ve toplumu kutuplaştıran her anlayış, barışın karşısında konumlanır.

Bu nedenle barışı savunmak; halklar arasında eşitliği, inançlar arasında özgürlüğü, kadınlar ve gençler başta olmak üzere tüm ezilenlerin söz ve karar hakkını savunmaktır. Barış, ancak bu ortak zemin üzerinde yükselebilir.

Umudu ve Barışı Birlikte Örgütlemek

Bugün umut hakkını savunmak, özgür bir geleceği birlikte kurmaya yapılan açık bir çağrıdır. Bu çağrı; tüm halklara, tüm inançlara, tüm ezilenlere, kadınlara ve gençlere yöneliktir. Barış, yalnızca talep edilmez; örgütlenir, sahiplenilir ve toplumsallaştırılır.
Umut olmadan özgürlük gelişmez.
Özgürlük olmadan barış kalıcı olmaz.
Barış olmadan ortak bir gelecek kurulamaz.
Bu nedenle umut hakkını savunmak, barışı savunmaktır.
Barışı savunmak, tüm halkların özgür geleceğini savunmaktır.
Özgür gelecek ise umudun birlikte büyütülmesiyle mümkündür.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar