Mehmet ALTAN
Tarih hep padişahları, vezirleri, kralları, devlet başkanlarını, komutanları mı yazar? Peki, “sıradan insan yaşamları” ne olur, hep yok mu sayılır?
Tarihsel olayları sadece devletler üzerinden anlatmak; toplumu, insanı yok saymak ne kadar isabetlidir?
2000 yılı Türkiye’sinin basın tarihi peşinde hallaçlık yaparken, yukardaki sorulara çok yeni bir açılım getiren Annales Tarih Okulu’nu anımsadım.
Çünkü Batmanlı Kadınların dramına yeniden şahit oldum.
***
Annales Okulu, tarihçilikte sıradan insanların araştırılmasını önemseyip, savaşlar ve antlaşmalarla dolu diplomatik tarih yerine toplumsal dönüşümleri inceleyen, iklim, demografi, tarım, teknoloji, ulaşım, ticaret gibi konuları dikkate alan “bütüncül bir tarih anlayışı” ortaya koymuştu.
“Tarihi inşa ederken” iktisat, sosyoloji, psikoloji, coğrafya gibi bütün sosyal bilim dallarından yararlanmak gerektiğini savunmuştu,
“Olay” odaklı tarihe karşı “sorun” odaklı bir tarih anlayışı geliştirmiş, tarihi anlayabilmek için dönemin toplumsal ve ekonomik koşullarının da incelenmesi gerektiğini, dolayısıyla disiplinlerarası çalışmayı önemsemişti.
***
2000 yılında, medyada ağırlıklı bir şekilde görülmese de Batman, yaşanan intihar olayları ile gündeme geldi.
Bölgede yıllardır süren olağanüstü koşulların yarattığı travmaların, intihar olaylarını tetiklediğine inanılıyordu.
En derli toplu anlatımı Türkiye İnsan Hakları Vakfı 2000 Yılı Raporu’nda buldum.
***
Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Aytekin Sır tarafından yapılan, 1995-2000 yılları arasında Diyarbakır’da meydana gelen intihar ve intihar girişimlerinin ele alındığı bir araştırmada, kentte her yıl bir öncekine göre intihar olaylarında artış gözlendiği belirtilmekteydi.
Araştırmada, Diyarbakır’da kadın intiharlarının erkeklerin iki katı olduğu, bu durumun toplumsal baskıdan kaynaklandığı savunuluyordu.
İntihar nedenleri arasında işsizlik, göç ve terör ilk sıralarda gösteriliyordu.
***
Diyarbakır Kadın Platformu, sadece 2000 yılının Kasım ayında bölgede 303 kadının intihara teşebbüs ettiğini ve bunlardan 16’sının öldüğünü bildirmekteydi.
Ayrıca bölge genelinde yaşanan intihar olaylarının özellikle kırsal kesimde ölümle sonuçlanmazsa resmi makamlardan gizlendiği, bunun da intihar vakalarıyla ilgili gerçek rakamlara ulaşmakta güçlüğe neden olduğunun da altı çiziliyordu.
Kadın Platformu, cinsel şiddet, tecavüz ve yoksulluğun kadın üzerinde derin tahribat yarattığına dikkat çekerken, bunun da intiharlara varan süreci başlattığını ileri sürmekteydi:
“Güneydoğu’da son bir ayda yaşanan 303 intihar girişimi bunun bir göstergesidir.
İntihar olaylarının nedenleri üzerinde soyut bir tartışma ve girişimlerin kalıcı sonuç vermeyeceği açıktır.
Bunu kadercilikle de bağdaştırmak intiharların gerçek sebeplerini geçiştirmekten başka bir şey değildir. Asimilasyon politikaları uygulayarak intiharların önüne geçilemez. Yaşamın tüm alanlarında karşı karşıya kaldığımız şiddet, kadını aşağılamak, sindirmek, kişiliksizleştirmek ve erkek egemenliğini sürdürmek amacıyla çeşitli biçimleriyle uygulanmaktadır.
Şiddete uğrayan kadınların en önemli sorunu, toplumdaki ahlaki değerlerden, yasalardan ve uygulamalardan dolayı bunu açıklamamalarıdır.”
***
Batman Barosu’nun yaptığı araştırmaya göre de Batman’da 1999-2000 yılları içinde toplam 135 intihar ve intihar girişimi yaşandı.
Bunların 42’si ölümle sonuçlandı.
Dünyadaki intihar istatistiklerinin tersine intihar edenlerin çoğunun kadın olduğuna dikkat çekilen raporda şu bilgilere yer verildi:
“Batman’daki intihar vakalarının bilinen saptama ve istatistiklerden ayrılan çarpıcı yönü; intihar edenlerin yüzde 75’ini genç kadınların oluşturmasıdır.
Oysa intiharlarla ilgili dünya geneli için yapılan istatistiklerde, kadınlar vakaların yalnızca yüzde 25’ini oluşturmaktadır.
İntihar eden veya intihar teşebbüsünde bulunanların büyük çoğunluğu, kentin 1985 yılından beri göç alan gecekondu, mahalle/köy özelliğinde ve 3. Bölge olarak nitelendirdiğimiz semtlerinde yaşayan kişiler arasında gerçekleşmiştir.”
Raporda “3. Bölge” olarak tanımlanan yerleşim yerleri 1985 ile 1995 yılları arasında göç eden kesimin yaşadığı, altyapısı olmayan gecekondu bölgeleriydi.
***
Konuyu merceğine alan Çağdaş Batman gazetesi Yazı İşleri Müdürü Arif Aslan intiharlarla ilgili yaptığı açıklamada intihar nedenler hakkında göçün en büyük etken olduğunu söylüyordu.
Batman merkezde gerçekleşen intiharların çoğunun göç alan mahallelerde meydana geldiğini belirten Aslan şöyle diyordu:
“Ayrıca bu bölgede 17 yıl süreyle büyük çatışmalar yaşandı.
Şimdi bir ‘barış şoku’ yaşanıyor. İnsanlar yeni sürece adapte olamadı.
Bir beklenti vardı. İnsanlar hayatlarında bir şeyin değişmediğini gördü. Hükümetlerin vaat ettiği şeyler gerçekleşmedi. Köye dönüş projesi halkta büyük bir beklenti. Pazaryeri mahallesinde bir kadın ilaç alarak yaşamına son vermek istedi. ‘İki yıldan beri köye dönmeyi bekliyordum’ diyor.
Köy onun için belki de her şeydi; bir domatesle, bir inekle geçinebildiği bir yerdi.”
***
İnsan odaklı bir tarih gözlüğüyle bakıldığında 2000 yılının en önemli toplumsal olaylarından biri de muhakkak ki Güneydoğu’daki, özellikle de Batman’daki kadınların intiharıydı.
Birçoğunun hikâyesini de daha detaylı inceledim. Türkiye adına mahcubiyetim daha da arttı.
***
Basın tarihini yazarken, talihsiz bir ülkede doğdukları için yaşamları boş yere yitip giden ve medyanın çok da fazla kendilerinden söz etmediği o talihsiz kadınların da anılması gerektiğine inanıyorum.” dedi.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
23.07.2025
17.07.2025
11.07.2025
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025