Mehmet ALTAN
Bilim adamları yeryüzünde son yüzyıldaki baskıcı rejimleri büyüteç altına almış… Son yıllarda demokrasiyi katleden iktidarlarda bir kabarma var… Hatta sayıları tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmış.
Rejim faşizme yelken açtığında ekonomi ve hukuk bilimine ihanet kolları sıvıyor… Basın özgürlüğü katlediliyor, kurumların içi boşaltılıyor.
Araştırma, faşizan iktidarların yönetimindeki ülkelerin milli gelirlerinin demokratik ülkelere göre azaldığını da ortaya koymuş.
Kısacası faşizm fakirleştiriyor.
xxxxxx
Araştırmacılar Arjantin’e de özel bir bölüm açmışlar.
Çünkü Arjantin “popülist liderlerin” yol açtığı hasarlar konusundaki en çarpıcı örneklerden biri.
Düşünün ki Arjantin 19. yüzyılın sonundan 20. Yüzyılın ortalarına kadar dünyanın en müreffeh ülkelerinden biri.
Ancak Peron’un 1946 yılında iktidara gelmesi ile ülkenin kaderi değişiyor… Ülke gittikçe daha da fakirleşiyor, hatta iflas ediyor.
Bir adam, bir ülkeyi mahvedebiliyor.
xxxxxxx
Tabii popülist liderler, baskıcı rejimler arttıkça acılar ve ölümler de artıyor.
Kısa bir süre önce şöyle yazmışım:
“Sonuçta, yaşları nedeniyle bu yüzyılın ortasını bile göremeyecek ihtiyarlar, bu yüzyılı yaşama şansları olan çocukları öldürüyorlar.
Aslında her türlü toplumsal, siyasal, ekonomik analizin ötesindeki dikenli gerçek bu, ‘kutsal’ nedenlerle ihtiyarların çocukları öldürmeleri.
Hangi ‘kutsal’ gerçek çocukların hayatından daha önemli?
Kendi çocuklarını öldüren bir çağın felaketini yaşıyoruz hep birlikte.... Bunun nedenlerini bilmek de çocukları kurtarmaya yetmiyor.”
xxxxxxx
Bu kâbusun nedenlerini de şöyle açıklamışım:
“Tabii 21. Yüzyılın yapısal zorluklarından ırkçı, ulusalcı, içe kapanmacı, militarist özellikleriyle faşizan rejimler yararlanıyor.
Demokrasi ve hukuktan uzak baskıcı yönetimler, halklarına refah ve özgürlük dağıtamayınca milliyetçilik, militarizm, dış politikada babalanma ile onları şartlıyorlar.
Sonunda da bir yerlerde muhakkak bir bela o ülkeleri buluyor.
Şimdi gözümüzün önündeki cinnet de bu değil mi?
Hamas gidip Yahudi çocuklarını öldürüyor, İsrail de gidip Filistinli çocukları öldürüyor.
Dünyadaki diğer ülkeler de hep birlikte çocukların ölümünü durduracak bir yöntem bulmaya uğraşmak yerine, kendi destekledikleri tarafın daha fazla çocuğu öldürmesine yardım etme yarışında.
Vahşete bir kutsallık yükleme peşindeler.”
xxxxxx
Dünyanın bütün siyasetçileri “kutsal” değerleri sömürür… Bu, siyasetin neredeyse kaçınılmaz bir parçası.
Ama gelişmiş ülkelerle, gelişmemiş, baskıcı yönetimlerin pençesine düşmüş ülkeler arasında bir fark var.
Gelişmiş ülkelerin “kutsal” değerleri arasında “insan” da bulunuyor.
Gelişmemiş ülkelerde ise “insan hayatı” hiçbir zaman kutsal değil… Hatta ilk vazgeçilecek olanlar insanlar… Özellikle de genç insanlar.
xxxxxxx
Bakın, iki yıl içinde üniversiteyi bırakan öğrenci sayısı 728 bini aşmış.
Hayat pahalılığı, barınma gibi birçok sorunla karşı karşıya bırakılan üniversite öğrencileri üniversiteleri yığınsal olarak terk ediyor.
Geleceklerinden vaz geçiyorlar.
Gençlerin gelecekleri yok ediliyor.
Kimse de umursamıyor.
xxxxxx
Tabii bir de daha keskin acılar var… Vurulan, ölen, daha otuz yaşını görmeden dünyayı terk eden gençler var.
Savaşlar, çatışmalar, silah sesleri, ağlayan anneler var.
Yeni yüzyılın ilk çeyreğini bitirmek üzereyiz ama savaşların yoğunluğuna bakınca sanki Ortaçağı yaşıyor gibiyiz.
21. Yüzyıl yerli yerine oturamadı, sakinleşemedi…
“Dünyada bunalım, Orta-Doğu’da kanlı bir cinnet yaşanıyor.
İnsanlar ölüyor…
Biz de ölen her insanın üzerine bir etiket yapıştırıyoruz: Yahudi, Arap, Ukraynalı, Rus, Müslüman, Hristiyan.
O etiketler nasıl oluyorsa ölenlerin insan olduğunu unutturuyor bize.
Yaşamaya devam edenlerin ölenleri etiketlemesi, daha çok insanın ölmesine yol açıyor.”
Hem fiilen hem de manevi olarak gençleri öldürüyoruz.
xxxxxx
Bu hafta Türkiye’nin ölüm bilançosu da yükseliverdi.
12 genç insan hayattan koptu, aileleri acıyla kahroldu.
Tabii bütün tecrübeli Türkiye vatandaşları gibi ben de aynı soruyu sordum: Uzun zamandır durmuş olan çatışmalar neden yeniden hortlayıverdi?
Belli ki farklı farklı odaklar, mevcut dertler yetmezmiş gibi ülkeyi daha da karanlık bir belaya sürüklemeye çalışıyor.
Bu acılar, yerel seçim öncesi daha önce yaşadığımız kanlı senaryolardan mı yoksa daha başka belaların startı mı, göreceğiz.
xxxxxxx
Sebebi ne olursa olsun, sonuç hep aynı:
Demokrasi ve hukuk yok ise huzur da yok.
Kan, göz yaşı, baskı ve fakirleşme var sadece.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.09.2025
10.09.2025
4.09.2025
28.08.2025
22.08.2025
14.08.2025
7.08.2025
1.08.2025
23.07.2025
17.07.2025